ALTINCI REŞHA: İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı – Cumartesi Dersleri 19. 6.

ALTINCI REŞHA: İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı - Cumartesi Dersleri 19. 6.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “ALTINCI REŞHA: İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Dokuzuncu Söz Altıncı Reşha.

ALTINCI REŞHA: İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı - Cumartesi Dersleri 19. 6.
ALTINCI REŞHA: İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı – Cumartesi Dersleri 19. 6.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

ALTINCI REŞHA

İşte, o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı ve saltanat-ı Rububiyetin mehâsininin dellâlı, seyircisi ve künûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşâfı, göstericisi olduğundan, böyle baksan-yani ubûdiyeti cihetiyle-onu bir misal-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nuranî bir semere-i şecere-i hilkat göreceksin. Şöyle baksan—yani risaleti cihetiyle—bir burhan-ı hak, bir sirac-ı hakikat, bir şems-i hidayet, bir vesile-i saadet görürsün.

İşte, bak: Nasıl berk-i hâtıf gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer, onun hediye-i hidayetini kabul edip hırz-ı can etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki, böyle bir zâtın bütün dâvâlarının esası olan Lâ ilâhe illâllah’ı, bütün meratibiyle beraber kabul etmesin?


acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)
âdât: âdetler
ahlâk-ı hasene: güzel ahlâk (bk. ḫ-l-ḳ; ḥ-s-n)
ahlâk-ı seyyie-i vahşiyâne: ilkel ve kötü ahlâk (bk. ḫ-l-ḳ)
akvâm: kavimler
bedî: eşsiz güzel (bk. b-d-a)
berk-i hâtıf: göz kamaştıran şimşek
burhan-ı hak: hakkın delili (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
cezire-i vâsia: geniş yarımada
def’aten: birden biredellâl: ilancı, duyurucu
eflâk: felekler, âlemlerfakr: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)
fîzar: ağlayıp inleme
garp: batı
halife-i zemin: yeryüzü halifesi (bk. ḫ-l-f)
hayvanat: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)
hediye-i hidayet: hak ve doğru yol hediyesi (bk. h-d-y)
hırz-ı can etmek: bağrına basıp canı gibi korumak
hums-u beşer: insanlığın beşte biri
kâinat: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)
kal’ ve ref’ etmek: söküp kaldırmak
kâşif/keşşâf: keşfedici, açığa çıkarıcı (bk. k-ş-f)
künûz-u esmâ-i İlâhiye: Allah’ın isimlerinin hazineleri (bk. s-m-v; e-l-h)
Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur (bk. e-l-h)
mahbub-u kulûb: kalplerin sevgilisi (bk. ḥ-b-b)
mahlûkat: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)
mehâsin: güzellikler (bk. ḥ-s-n)
meratib: mertebeler, dereceler
misal-i muhabbet: sevgi misali (bk. m-s̱-l; ḥ-b-b)
muallim: öğretmen (bk. a-l-m)
muallim-i ukul: akılların öğretmeni (bk. a-l-m)
muhbir: haberci
mürebbi-i nüfus: nefislerin terbiyecisi (bk. r-b-b; n-f-s)
mutaassıp: tutucu, inanç veya geleneklerine aşırı derecede bağlı
nazdar: nazlı
nazenin: ince, duyarlı, nazlı
nefis: insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet (bk. n-f-s)
niyaz: dua, yalvarma
nısf-ı arz: yeryüzünün yarısı
nur: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
rahmet-i bînihâye: sonsuz rahmet (bk. r-ḥ-m)
risalet: peygamberlik (bk. r-s-l)
saadet-i ebediye: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)
saltanat-ı Rububiyet: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. s-l-ṭ; r-b-b)
şark: doğu
semere-i şecere-i hilkat: yaratılış ağacının meyvesi (bk. ḫ-l-ḳ)
şems-i hidayet: hak ve doğru yol güneşi (bk. h-d-y)
şeref-i insaniyet: insanlığın şerefi
sirac-ı hakikat: hakikatın ışığı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
sultan-ı ervah: ruhların sultanı (bk. s-l-ṭ; r-v-h)
tasallut: sataşma
teçhiz etmek: donatmak
teshir: boyun eğdirme
timsal-i rahmet: rahmet örneği (bk. m-s̱-l; r-ḥ-m)
ubûdiyet: kulluk (bk. a-b-d)
ümem: milletler
vesile-i saadet: mutluluk vesilesi
zahirî: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, Altıncı Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.322


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


BEŞİNCİ REŞHA: Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır. – Cumartesi Dersleri 19. 5.

BEŞİNCİ REŞHA: Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır. - Cumartesi Dersleri 19. 5.

dersdunyasi.net olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzan Said Nursi’nin Risale’i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Dokuzuncu Söz Beşinci Reşha.

BEŞİNCİ REŞHA: Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır. - Cumartesi Dersleri 19. 5.
BEŞİNCİ REŞHA: Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır. – Cumartesi Dersleri 19. 5.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

BEŞİNCİ REŞHA

Hem o nur ile, kâinattaki harekât, tenevvüat, tebeddülât, tagayyürat, mânâsızlıktan ve abesiyetten ve tesadüf oyuncaklığından çıkıp, birer mektubat-ı Rabbâniye, birer sahife-i âyât-ı tekvîniye, birer merâyâ-yı esmâ-i İlâhiye ve âlem dahi bir kitab-ı hikmet-i Samedâniye mertebesine çıktılar.

Hem insanı bütün hayvânâtın mâdûnuna düşüren hadsiz zaaf ve aczi, fakr ve ihtiyâcâtı ve bütün hayvanlardan daha bedbaht eden, vasıta-ı nakl-i hüzün ve elem ve gam olan aklı o nurla nurlandığı vakit, insan bütün hayvanat, bütün mahlûkat üstüne çıkar. O nurlanmış acz, fakr, akıl ile, niyaz ile nazenin bir sultan ve fîzar ile nazdar bir halife-i zemin olur.

Demek o nur olmazsa kâinat da, insan da, hattâ herşey dahi hiçe iner. Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta böyle bir zat lâzımdır. Yoksa kâinat ve eflâk olmamalıdır.


abesiyet: faydasızlık, gayesizlik
acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)
bedbaht: talihsiz, bahtsız
bedî: eşsiz güzel (bk. b-d-a)
benî Âdem: Âdemoğulları, insanlar
câmidât: cansızlar
câmidât-ı meyyite-i sâmite: suskun, ölü ve cansız varlıklar
cemâl-i suret: görünüş güzelliği (bk. c-m-l; ṣ-v-r)
cin ve ins: cinler ve insanlar
daire-i hakikat-ı irşad: doğru yolu gösteren hakikat dairesi (bk. ḥ-ḳ-ḳ; r-ş-d)
dehşetli: korkunç, ürküntü
ecnebî: yabancı
eflâk: felekler, âlemler
fakr: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)
fetih: açma
firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
fîzar: ağlayıp inleme
hakaik-âşinâ: gerçekleri bilen (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
halife-i zemin: yeryüzü halifesi (bk. ḫ-l-f)
harekât: hareketler
hayvânât: hayvanlar
hüsn-ü sîret: ahlâk güzelliği (bk. ḥ-s-n)
hutbe-i ezeliye: ezelî hutbe (bk. ḫ-ṭ-b; e-z-l)
ihtiyâcât: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)
inkılâp: dönüşme
kâinat: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)
keşfetmek: gizli birşeyi ortaya çıkarmak (bk. k-ş-f)
kitab-ı hikmet-i Samedâniye: Samed olan Allah’ın hikmetli kitabı (bk. k-t-b; ḥ-k-m; ṣ-m-d)
lisan: dil
mâdûn: aşağı, alt derece
mahlûkat: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)
makbul: kabul gören
matemhane-i umumî: herkesin yas tuttuğu yer
mektubat-ı Rabbâni: Rabbânî mektuplar, İlâhî mesajlar (bk. k-t-b; r-b-b)
merâyâ-yı esmâ-i İlâhiye: İlâhî isimlerin aynaları (bk. s-m-v; e-l-h)
mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)
mu’ciznümâ: mu’cize gösteren (bk. a-c-z)
muammâ-i acibâne: hayret verici, bilinmeyen iş
mukni: ikna edici
mümtaz: seçkin
mûnis: canayakın, sevimli
musahhar: boyun eğen
müşkül: zor
nazdar: nazlı
nazenin: ince, duyarlı, nazlı
neşretmek: yaymak
niyaz: dua, yalvarma
nur: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
reşha: sızıntı, damla
sahife-i âyât-ı tekvîniye: yaratılışa ait delillerin sahifesi (bk. k-v-n)
şâkir: şükreden (bk. ş-k-r)
şekvâ: şikayet
şerh etmek: açıklamak
şevk u cezbe: şiddetli arzu ve istek ve kendinden geçme
sırr-ı hilkat-i âlem: âlemin yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ; a-l-m)
sırr-ı kâinat: evrenin sırrı (bk. k-v-n)
sual-i azîm: büyük soru (bk. a-z-m)
suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)
tagayyürat: başkalaşmalar
tebeddülât: değişimler
tebliğ etmek: bildirmek (bk. b-l-ğ)
tenevvüat: çeşitlenmeler
tesbih: Allah’ı yüce şanına layık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)
tılsım-ı muğlâk: anlaşılması zor sır
ukul: akıllar
vasıta-ı nakl-i hüzün ve elem ve gam: üzüntü, acı ve sıkıntı nakleden vasıta
zaaf: zayıflık
zâkir: zikreden
zevâl: sona erme (bk. z-v-l)zevilhayat: canlılar (bk. ḥ-y-y)
zikirhane: zikir edilen yer
ziya-yı hakikat: hakikat ışığı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, Beşinci Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.321


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

DÖRDÜNCÜ REŞHA: Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. – Cumartesi Dersleri 19. 4.

DÖRDÜNCÜ REŞHA Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. - Cumartesi Dersleri 19. 4.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler isimli eserinden On Dokuzuncu Söz Dördüncü Reşha.

DÖRDÜNCÜ REŞHA Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. - Cumartesi Dersleri 19. 4.
DÖRDÜNCÜ REŞHA Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. – Cumartesi Dersleri 19. 4.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

DÖRDÜNCÜ REŞHA

Bak, öyle bir ziya-yı hakikat neşreder ki, eğer onun o nuranî daire-i hakikat-i irşadından hariç bir surette kâinata baksan, elbette kâinatın şeklini bir matemhane-i umumî hükmünde ve mevcudatı birbirine ecnebî, belki düşman ve câmidâtı dehşetli cenazeler ve bütün zevilhayatı zevâl ve firakın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün.

Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, o matemhane-i umumî, şevk u cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. O ecnebî, düşman mevcudat, birer dost ve kardeş şekline girdi. O câmidât-ı meyyite-i sâmite, birer mûnis memur, birer musahhar hizmetkâr vaziyetini aldı. Ve o ağlayıcı ve şekvâ edici, kimsesiz yetimler, birer tesbih içinde zâkir veya vazife paydosundan şâkir suretine girdi.


abesiyet: faydasızlık, gayesizlik
acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)
bedbaht: talihsiz, bahtsız
benî Âdem: Âdemoğulları, insanlar
câmidât: cansızlar
câmidât-ı meyyite-i sâmite: suskun, ölü ve cansız varlıklar
cemâl-i suret: görünüş güzelliği (bk. c-m-l; ṣ-v-r)
cin ve ins: cinler ve insanlar
daire-i hakikat-ı irşad: doğru yolu gösteren hakikat dairesi (bk. ḥ-ḳ-ḳ; r-ş-d)
dehşetli: korkunç, ürküntü
ecnebî: yabancı
fetih: açma
firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
hakaik-âşinâ: gerçekleri bilen (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
harekât: hareketler
hayvânât: hayvanlar
hüsn-ü sîret: ahlâk güzelliği (bk. ḥ-s-n)
hutbe-i ezeliye: ezelî hutbe (bk. ḫ-ṭ-b; e-z-l)
ihtiyâcât: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)
inkılâp: dönüşme
kâinat: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)
keşfetmek: gizli birşeyi ortaya çıkarmak (bk. k-ş-f)
kitab-ı hikmet-i Samedâniye: Samed olan Allah’ın hikmetli kitabı (bk. k-t-b; ḥ-k-m; ṣ-m-d)
lisan: dil
mâdûn: aşağı, alt derece
makbul: kabul gören
matemhane-i umumî: herkesin yas tuttuğu yer
mektubat-ı Rabbâni: Rabbânî mektuplar, İlâhî mesajlar (bk. k-t-b; r-b-b)
merâyâ-yı esmâ-i İlâhiye: İlâhî isimlerin aynaları (bk. s-m-v; e-l-h)
mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)
mu’ciznümâ: mu’cize gösteren (bk. a-c-z)muammâ-i acibâne: hayret verici, bilinmeyen iş
mukni: ikna edici
mümtaz: seçkin
mûnis: canayakın, sevimli
musahhar: boyun eğen
müşkül: zor
neşretmek: yaymak
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
reşha: sızıntı, damla
sahife-i âyât-ı tekvîniye: yaratılışa ait delillerin sahifesi (bk. k-v-n)
şâkir: şükreden (bk. ş-k-r)
şekvâ: şikayet
şerh etmek: açıklamak
şevk u cezbe: şiddetli arzu ve istek ve kendinden geçme
sırr-ı hilkat-i âlem: âlemin yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ; a-l-m)
sırr-ı kâinat: evrenin sırrı (bk. k-v-n)
sual-i azîm: büyük soru (bk. a-z-m)
suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)
tagayyürat: başkalaşmalar
tebeddülât: değişimler
tebliğ etmek: bildirmek (bk. b-l-ğ)
tenevvüat: çeşitlenmeler
tesbih: Allah’ı yüce şanına layık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)
tılsım-ı muğlâk: anlaşılması zor sır
ukul: akıllar
vasıta-ı nakl-i hüzün ve elem ve gam: üzüntü, acı ve sıkıntı nakleden vasıta
zaaf: zayıflık
zâkir: zikreden
zevâl: sona erme (bk. z-v-l)
zevilhayat: canlılar (bk. ḥ-y-y)
zikirhane: zikir edilen yer
ziya-yı hakikat: hakikat ışığı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, Dördüncü Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.321


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

ÜÇÜNCÜ REŞHA: Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü’l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz. – Cumartesi Dersleri 19. 3.

ÜÇÜNCÜ REŞHA Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü'l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz. - Cumartesi Dersleri 19. 3.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “ÜÇÜNCÜ REŞHA: Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü’l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Dokuzuncu Söz Üçüncü Reşha.

ÜÇÜNCÜ REŞHA Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü'l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz. - Cumartesi Dersleri 19. 3.
ÜÇÜNCÜ REŞHA Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü’l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz. – Cumartesi Dersleri 19. 3.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

ÜÇÜNCÜ REŞHA

Eğer istersen, gel, Asr-ı Saadete, Ceziretü’l-Araba gideriz. Hayalen olsun, onu vazife başında görüp ziyaret ederiz.

İşte, bak: Hüsn-ü sîret ve cemâl-i suretle mümtaz bir zâtı görüyoruz ki, elinde mu’ciznümâ bir kitap, lisanında hakaik-âşinâ bir hitap, bütün benî Âdeme, belki cin ve inse ve meleğe, belki bütün mevcudata karşı bir hutbe-i ezeliyeyi tebliğ ediyor. 

Sırr-ı hilkat-i âlem olan muammâ-i acibânesini hal ve şerh edip ve sırr-ı kâinat olan tılsım-ı muğlâkını fetih ve keşf ederek, bütün mevcudattan sorulan, bütün ukulü hayret içinde meşgul eden üç müşkül ve müthiş sual-i azîm olan “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” suallerine mukni, makbul cevap verir.


abesiyet: faydasızlık, gayesizlik
acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)
Asr-ı Saadet: Peygamberimizin (a.s.m.) yaşadığı dönem, mutluluk asrı
bedbaht: talihsiz, bahtsız
benî Âdem: Âdemoğulları, insanlar
câmidât: cansızlar
câmidât-ı meyyite-i sâmite: suskun, ölü ve cansız varlıklar
cemâl-i suret: görünüş güzelliği (bk. c-m-l; ṣ-v-r)
Ceziretü’l-Arap: Arap yarımadası; burada özellikle Arap Yarımadasında bulunan Arabistan kastedilir. (bk. bilgiler)
cin ve ins: cinler ve insanlar
daire-i hakikat-ı irşad: doğru yolu gösteren hakikat dairesi (bk. ḥ-ḳ-ḳ; r-ş-d)
dehşetli: korkunç, ürküntü
ecnebî: yabancı
fetih: açma
firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
hakaik-âşinâ: gerçekleri bilen (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
harekât: hareketler
hayvânât: hayvanlar
hüsn-ü sîret: ahlâk güzelliği (bk. ḥ-s-n)
hutbe-i ezeliye: ezelî hutbe (bk. ḫ-ṭ-b; e-z-l)
ihtiyâcât: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)
inkılâp: dönüşme
kâinat: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)
keşfetmek: gizli birşeyi ortaya çıkarmak (bk. k-ş-f)
kitab-ı hikmet-i Samedâniye: Samed olan Allah’ın hikmetli kitabı (bk. k-t-b; ḥ-k-m; ṣ-m-d)
lisan: dil
mâdûn: aşağı, alt derece
makbul: kabul gören
matemhane-i umumî: herkesin yas tuttuğu yer
mektubat-ı Rabbâni: Rabbânî mektuplar, İlâhî mesajlar (bk. k-t-b; r-b-b)
merâyâ-yı esmâ-i İlâhiye: İlâhî isimlerin aynaları (bk. s-m-v; e-l-h)
mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)
mu’ciznümâ: mu’cize gösteren (bk. a-c-z)
muammâ-i acibâne: hayret verici, bilinmeyen iş
mukni: ikna edici
mümtaz: seçkin
mûnis: canayakın, sevimli
musahhar: boyun eğen
müşkül: zor
neşretmek: yaymak
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
reşha: sızıntı, damla
sahife-i âyât-ı tekvîniye: yaratılışa ait delillerin sahifesi (bk. k-v-n)
şâkir: şükreden (bk. ş-k-r)
şekvâ: şikayet
şerh etmek: açıklamak
şevk u cezbe: şiddetli arzu ve istek ve kendinden geçme
sırr-ı hilkat-i âlem: âlemin yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ; a-l-m)
sırr-ı kâinat: evrenin sırrı (bk. k-v-n)
sual-i azîm: büyük soru (bk. a-z-m)
suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)
tagayyürat: başkalaşmalar
tebeddülât: değişimler
tebliğ etmek: bildirmek (bk. b-l-ğ)
tenevvüat: çeşitlenmeler
tesbih: Allah’ı yüce şanına layık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)
tılsım-ı muğlâk: anlaşılması zor sır
ukul: akıllar
vasıta-ı nakl-i hüzün ve elem ve gam: üzüntü, acı ve sıkıntı nakleden vasıta
zaaf: zayıflık
zâkir: zikreden
zevâl: sona erme (bk. z-v-l)
zevilhayat: canlılar (bk. ḥ-y-y)
zikirhane: zikir edilen yer
ziya-yı hakikat: hakikat ışığı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, Üçüncü Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.320


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

İKİNCİ REŞHA: Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin yüzler işârâtı; fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor. – Cumartesi Dersleri 19. 2.

İKİNCİ REŞHA: Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin yüzler işârâtı; fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor. - Cumartesi Dersleri 19. 2.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “İKİNCİ REŞHA: Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin yüzler işârâtı;  fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Dokuzuncu Söz İkinci Reşha.

İKİNCİ REŞHA: Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin yüzler işârâtı; fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor. - Cumartesi Dersleri 19. 2.
İKİNCİ REŞHA: Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin yüzler işârâtı; fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor. – Cumartesi Dersleri 19. 2.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

İKİNCİ REŞHA

O nuranî burhan-ı tevhid, nasıl ki iki cenâhın icmâ ve tevatürüyle teyid ediliyor. Öyle de, Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin HAŞİYE-1 yüzler işârâtı1 ve irhâsâtın binler rumuzâtı2 ve hâtiflerin meşhur beşârâtı ve kâhinlerin mütevatir şehâdâtı3 ve şakk-ı kamer4 gibi binler mu’cizâtının delâlâtı ve şeriatın hakkaniyeti ile teyid ve tasdik ettikleri gibi, zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-yı gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imanını ve gayet itminanını ve nihayet vüsukunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.


Haşiye-1

Hüseyin-i Cisrî Risale-i Hamidiye’sinde yüz on dört işârâtı o kitaplardan çıkarmıştır. Tahriften sonra bu kadar bulunsa, elbette daha evvel çok tasrihat varmış.

Dipnot-1

bk. Mektûbat, On Dokuzuncu Mektup, On Altıncı İşaret, Birinci Kısım.

Dipnot-2

bk. Mektûbât, On Dokuzuncu Mektup, On Altıncı İşaret, Üçüncü Kısım.

Dipnot-3

bk. Mektûbât, On Dokuzuncu Mektup, On Altıncı İşaret, İkinci Kısım.

Dipnot-4

bk. Mektûbât, On Dokuzuncu Mektup, On Yedinci İşaret.


ahlâk-ı hamîde: övülmüş, güzel ahlâk (bk. ḫ-l-ḳ; ḥ-m-d)
âşikâre: açıkça
Asr-ı Saadet: Peygamberimizin (a.s.m.) yaşadığı dönem, mutluluk asrı
beşârât: müjdeler
burhan-ı tevhid: Cenab-ı Allah’ın birlik delili (bk. v-ḥ-d)
cenâh: taraf, yön
Ceziretü’l-Arap: (bk. bilgiler)
delâlât: delil olmalar, işaretler
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
evliya: veliler, Allah’ın sevgili kulları (bk. v-l-y)
fevkalâde: olağanüstü
hakkaniyet: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
hâtif: gelecekten haber veren cinnî
Hüseyin-i Cisrî: (bk. bilgiler)
hüsün: güzellik (bk. ḥ-s-n)
icmâ: fikir birliği (bk. c-m-a)
irhâsât: Peygamberimizde (a.s.m.) peygamber olmadan önce görülen olağanüstü haller ve hadiseler
işârât: işaretler
istinat eden: dayanan (bk. s-n-d)
itimat: dayanma, güvenme
itminan: tam kanaatle inanma
kâhin: gelecekten haber veren kimse
kemâl: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)
kemâl-i emniyet: güvenilirliğin mükemmelliği (bk. k-m-l; e-m-n)
keramet: Allah’ın bir ikramı olarak, veli kullarda görünen olağanüstü haller (bk. k-r-m)
kütüb-ü semâviye: vahye dayanan mukaddes kitaplar (bk. k-t-b; s-m-v)
kuvvet-i iman: imanın kuvveti (bk. e-m-n)
Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur (bk. e-l-h)
mânen: mânevî olarak (bk. a-n-y)
mazi: geçmiş zaman
metanet: sağlamlık, kararlılık
mu’cizât: mu’cizeler (bk. a-c-z)
müddeâ: iddia edilen şey
müstakbel: gelecek zaman
mütevatir: yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan topluluğun naklettiği haber
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
reşha: sızıntı, damla
rumuzât: remizler, işaretler
sadakte ve bilhakkı natakte: “Doğru söyledin ve hakkı konuştun” (bk. ṣ-d-ḳ; ḥ-ḳ-ḳ)
sadık: doğru (bk. ṣ-d-ḳ)
şakk-ı kamer: Ay’ın ikiye bölünmesi mu’cizesi
secâyâ-yı gàliye: çok kıymetli ve yüksek huylar
şehâdat: şahitlikler, tanıklıklar (bk. ş-h-d)
şeriat: İlahî kanun, İslâmiyet (bk. ş-r-a)
tahrif: değiştirme, bozma
takva: Allah’ın emir ve yasaklarına titizlikle uyma (bk. v-ḳ-y)
tasdik: doğrulama (bk. ṣ-d-ḳ)
tasrihat: açık şekilde anlatımlar
tevatür: çeşitli kanallardan gelen ve doğruluğu kesin olarak kanıtlanan haber
teyid: destekleme
ubûdiyet: kulluk (bk. a-b-d)
vehm: zan, kuruntu
vüsuk: doğruluk, güvenilirlik
zâkir: zikredenler, Allah’ı ananlar

On Dokuzuncu Mektup

On Altıncı İşaret

Birinci Kısım

….

Zebur’da, Yetmiş İkinci Bâbında şu âyet var: “Bahirden bahre malik ve nehirlerden, arzın makta’ ve müntehâsına kadar malik ola… Ve kendisine Yemen ve Cezayir mülûkü hediyeler götüreler… Ve padişahlar ona secde ve inkıyad edeler… Ve her vakit ona salât ve hergün kendisine bereketle dua oluna… Ve envârı, Medine’den münevver ola… Ve zikri, ebedü’l-âbâd devam ede… Onun ismi, şemsin vücudundan evvel mevcuttur; onun adı güneş durdukça münteşir ola…”2

İşte şu âyet, pek âşikâr bir tarzda Fahr-i Âlem aleyhissalâtü vesselâmı tavsif eder. Acaba Hazret-i Davud aleyhisselâmdan sonra, Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâmdan başka hangi nebî gelmiş ki, şarktan garba kadar dinini neşretmiş ve mülûkü cizyeye bağlamış ve padişahları kendine secde eder gibi bir inkıyad altına almış ve hergün nev-i beşerin humsunun salâvat ve dualarını kendine kazanmış ve envârı Medine’den parlamış kim var? Kim gösterilebilir?

Hem Türkçe Yuhanna İncilinin On Dördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: “Artık sizinle çok söyleşmem. Zira bu Âlemin Reisi geliyor. Ve bende onun nesnesi asla yoktur.” İşte, “Âlemin Reisi” tabiri, “Fahr-i Âlem” demektir. “Fahr-i Âlem” ünvanı ise, Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâmın en meşhur ünvanıdır.


Dipnot-2

Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 91-104; Hüseyin-i Cisrî, Risale-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:410; Kitab-ı Mukaddes, Mezâmîr (Mezmurlar), Bab 72, âyet 8, 10, 11, 15-17.


Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)
Aleyhisselâm: Allah’ın selamı onun üzerine olsun (bk. s-l-m)
aşikâr: açık
bâb: kısım, bölüm
bâhirden bahre: denizden denize
Cebel-i Arafat: (bk. bilgiler – Arafat Dağı)
Cezayir: (bk. bilgiler)
cizye: vergi; müslümanların fethettikleri yerlerde, müslüman olmayanlardan alınan ve devlet teminatı altında bulunmanın karşılığı olan vergi
ebedü’l-âbâd: sonsuzlukların sonsuzluğu, âhiret hayatı (bk. e-b-d)
envâr: nurlar (bk. n-v-r)
Fahr-i Âlem: bütün dünyanın kendisiyle övündüğü Peygamberimiz (a.s.m.) (bk. a-l-m)
garb: batı
Hazret-i Davud: (bk. bilgiler – Davud (a.s.))
hums: beşte bir
inkıyâd: boyun eğme, itaat etme
makta’: kesilen yer, kesinti yeri, başlangıç yeri
mâlik: sahip (bk. m-l-k)
mevcut: var olan, yaratılmış (bk. v-c-d)
mübarek: hayırlı, uğurlu (bk. b-r-k)
Muhammed-i Arabî: Arapların içinden çıkan peygamberimiz Hz. Muhammed (bk. ḥ-m-d)
mülûk: melikler, hükümdarlar (bk. m-l-k)
münevver: aydın, aydınlanmış (bk. n-v-r)
müntehâ: uç, son nokta
münteşir: yayılmış, yaygın
nam: ad
nebî: peygamber (bk. n-b-e)
neşr: yayma
nev-i beşer: insanlık
Rabb-i Vâhid: tek ve eşsiz olan Allah, bir olan Allah (bk. r-b-b; v-ḥ-d)
salât: namaz , dua (bk. ṣ-l-v)
salâvât: rahmet ve esenlik duaları (bk. ṣ-l-v)
şark: doğu
şems: güneş
şirk: Allah’a ortak koşma
şöhret-şiâr: şöhretli, şöhret sahibi
suret: biçim, şekil (bk. ṣ-v-r)
tarif etme: tanıtma, bildirme (bk. a-r-f)
tavsif etme: vasıflandırma, özelliklerini anlatma (bk. v-ṣ-f)
tekbir: “Allah en büyüktür” mânâsında “Allahu Ekber” demek (bk. k-b-r)
ümmet-i merhume: ilâhî merhamete mazhar olan ümmet (bk. r-ḥ-m)
ümmet-i Muhammediye: Hz. Muhammed’e (a.s.m.) tâbi olan Müslümanlar (bk. ḥ-m-d)
vücud: varlık, var oluş (bk. v-c-d)
Yemen: (bk. bilgiler)
Yuhanna İncili: dört incilden birisi, Hz. İsa’nın (a.s.) havarilerinden Yuhanna tarafından yazılan İncil Hz. İsa’ya indirilen kitap
zahir: açık, gözle görünür (bk. ẓ-h-r)
Zebur: (bk. bilgiler)
zikr: anma

Yine İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab ve yedinci âyeti şudur: “Amma ben size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faidelidir. Zira ben gitmeyince Tesellici size gelmez.” İşte, bakınız: Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâmdan başka kimdir? Evet, Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları idam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.

Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, sekizinci âyeti: “O dahi geldikte, dünyayı günaha dair, salâha dair ve hükme dair ilzam edecektir.”1 İşte, dünyanın fesadını salâha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve siyaset ve hâkimiyet-i dünyayı tebdil eden, Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâmdan başka kim gelmiş?

Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, on birinci âyet: “Zira bu Âlemin Reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir.”2 İşte, “Âlemin Reisi” HAŞİYE-1 elbette Seyyidü’l-Beşer olan Ahmed-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdır.


Dipnot-1

Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 95, 96, 97; el-Envârü’l-Muhammediyye.

Dipnot-2

Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 95, 96, 97; el-Envârü’l-Muhammediyye.

Haşiye-1

Evet, o zat öyle bir reis ve sultandır ki, bin üç yüz elli senede ve ekser asırlardan herbir asırda, lâakal üç yüz elli milyon tebaası ve raiyeti var; kemal-i teslim ve inkıyadla evâmirine itaat ederler, hergün ona selam etmekle tecdid-i biat ederler.


Ahmed: çokça medhedilen, övülen (bk. ḥ-m-d)
Ahmed-i Muhammed: Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. ḥ-m-d)
Âlemin Reisi: Âlemlerin Efendisi olan Fahr-i Âlem Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. a-l-m)
Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)
bâb: kısım, bölüm
bilcümle: bütünüyle, tamamen
Cebrâil: (bk. bilgiler – Cebrâil (a.s.))
evâmir: emirler
Fahr-i Âlem: bütün âlemin kendisiyle övündüğü Peygamberimiz (a.s.m.) (bk. a-l-m)
fânî: geçici, ölümlü (bk. f-n-y)
hak: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
Hak Ruhu: doğru, gerçek, hakikatin ruhu, Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ḥ-m-d)
hakikat: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hakikî: asıl, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hâkimiyet-i dünya: dünya hakimiyeti, dünyaya hükmetme (bk. ḥ-k-m)
Hazret-i Şuayb: (bk. bilgiler – Şuayb (a.s.))
İbrânî: Yahudi kavminden olan kimse
idam-ı ebedî: dirilmemek üzere sonsuz yok oluş (bk. e-b-d)
ilzam etme: susturma, fikren mağlup etme
İncil-i Yuhanna: Yuhanna İncili dört incilden birisi, Hz. İsa’nın (a.s.) havarilerinden Yuhanna tarafından yazılan İncil, Hz. İsa’ya indirilen kitap
inkıyad: boyun eğmek
irşad: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)
itaat etmek: uymak
kemâl-i teslim: tam bir bağlılık, teslimiyet
kütüb-ü enbiyâ: peygamberlere gelen kitaplar (bk. k-t-b; n-b-e)
lâakal: en az
Muhammed: methedilmiş, övülmüş (bk. ḥ-m-d)
Muhammed-i Arabî: Arapların arasından çıkmış olan peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. ḥ-m-d)
muhtar: seçilmiş, seçkin (bk. ḫ-y-r)
raiyyet: halk, vatandaş
Reis-i Âlem: Âlemlerin Efendisi olan Fahr-i Âlem Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. a-l-m)
Resul-i Ekrem: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. r-s-l; k-r-m)
salâh: iyilik, rahatlık (bk. ṣ-l-ḥ)
sarih: açık
Seyyidü’l-Beşer: bütün insanlığın büyüğü, efendisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.)
şirk: Allah’a ortak koşma
tafsilen: ayrıntılı olarak
teba: ümmet, halk
tebdil etmek: değiştirmek
tecdid-i biat: bağlılığı yenilemek
umum: bütün
vahiy: Cenâb-ı Hak tarafından bir peygambere bildirilen emirler ve ona ilham olunan şeyler (bk. v-ḥ-y)

İncil’in bir yerinde, İsâ aleyhisselâm demiş: “Ben gideceğim, tâ Dünyanın Reisi gelsin.”2 Acaba Hazret-i İsâ aleyhisselâmdan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve bâtılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsâ aleyhisselâmın yerinde insanları irşad edecek, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan başka kim gelmiştir? Demek Hazret-i İsâ aleyhisselâm ümmetine daima müjde ediyor ve haber veriyor ki, “Birisi gelecek, bana ihtiyaç kalmayacak. Ben onun bir mukaddimesiyim ve müjdecisiyim.” Nasıl ki şu âyet-i kerime:

وَاِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيمَ يَابَنِۤى اِسْرَۤائِيلَ اِنِّى رَسُولُ اللهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَاْتِى مِنْ بَعْدِى اسْمُهُ اَحْمَدُ     3

HAŞİYE-1 Evet, İncil’de Hazret-i İsâ aleyhisselâm, çok defalar ümmetine müjde veriyor. İnsanların en mühim bir reisi geleceğini; ve o zâtı da bazı isimlerle yad ediyor. O isimler elbette Süryânî ve İbrânîdirler. Ehl-i tahkik görmüşler. O isimler, “Ahmed, Muhammed, Fârikun beyne’l Hakkı ve’l-Bâtıl” mânâsındadırlar.4


Dipnot-2

Halebî, Sîre, 1:214; Kitâb-ı Mukaddes (Türkçe terceme), Yeni Âhit, Yuhanna, Bâb: 16, Âyet: 7 (s. 112).

Dipnot-3

“Hani Meryem oğlu İsa ‘Ey İsrailoğulları,’ demişti. ‘Ben, daha önce indirilen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed isminde bir peygamberi müjdelemek üzere size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim.'” Saf Sûresi, 61:6.

Haşiye-1

اُمَّتُهُ الْحَمَّادُونَ Seyyâh-ı Meşhur Evliyâ Çelebi, Hazret-i Şem’un-u Safâ’nın türbesinde, ceylân derisinde yazılı İncil-i Şerif’te, bu gelen âyeti okumuştur. Resûl-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm hakkında nâzil olan âyet:ايتون : Bir oğlan, ازربيون yani İbrahim neslinden ola, پروفتون peygamber ola, لوغسلين yalancı olmaya,بنت Onun افزولات mevlidi Mekke ola. كهكالو شير sâlihlikle gelmiş ola. تونو منينOnun mübarek adı مَوَامَيتَ (   ) Ahmet Muhammed ola. ايسفد وس Ona uyanlar, تاكرديس bu cihan ıssı olalar. پيستبيث dahi, ol cihan ıssı ola.(   ) Bu “Mevâmit” kelimesi “memed”den ve “memed” dahi “Muhammed”den tahrif edilmiş.


Ahmed Muhammed: tekrar tekrar övülmüş, methedilmiş (bk. h-m-d)
Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)
Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı onun üzerine olsun (bk. s-l-m)
âyet-i kerime: şerefli âyet, Kur’ân’ın herbir cümlesi (bk. k-r-m)
bâtıl: doğru olmayan, yalan, yanlış
ehl-i tahkik: gerçeği delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
Evliya Çelebi: (bk. bilgiler)
Fârikun beyne’l-Hakk ve’l-Bâtıl: hak ve batılın arasını ayırt eden (bk. f-r-ḳ; ḥ-ḳ-ḳ)
hak: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hakperest: doğruluktan ayrılmayan, hakkı tutan (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
Hazret-i İsâ: (bk. bilgiler – İsâ (a.s.))
Hazret-i Şem’un-u Safâ: (bk. bilgiler – Şem’un-u Safâ)
İbrahim: (bk. bilgiler – İbrahim (a.s.))
İbrânî: Yahudi kavminden olan kimse
İncil: (bk. bilgiler)
irşad: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)
mevlid: doğum
mübarek: hayırlı, uğurlu, (bk. b-r-k)
mukaddime: başlangıç (bk. ḳ-d-m)
nâzil olan: indirilen
reis: başkan, önder
Resul-i Ekrem: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. r-s-l; k-r-m)
salihlik: dinin emir ve yasaklarına uygunluk (bk. s-l-h)
Seyyah-ı Meşhur: meşhur gezgin
Süryânî: Âsurî halkından onların eski dinlerinden olanlar
tahrif edilmek: bozulmak, değiştirilmek
tefrik: ayırma (bk. f-r-ḳ)
tefsir: açıklama, yorum (bk. f-s-r)
temyiz: ayırd etme
ümmet: Peygambere inanıp onun yolundan gidenler

Demek İsâ aleyhisselâm, çok defa Ahmed aleyhissalâtü vesselâmdan beşaret veriyor.

Sual: Eğer desen, “Neden Hazret-i İsâ aleyhisselâm her nebîden ziyade müjde veriyor; başkalar yalnız haber veriyorlar, müjde sureti azdır?”

Elcevap: Çünkü, Ahmed aleyhissalâtü vesselâm, İsa aleyhisselâmı Yahudilerin müthiş tekzibinden ve müthiş iftiralarından ve dinini müthiş tahrifattan kurtarmakla beraber; İsâ aleyhisselâmı tanımayan Benî İsrail’in suubetli şeriatine mukàbil, suhuletli ve câmi ve ahkâmca şeriat-i İseviyenin noksanını ikmal edecek bir şeriat-i âliyeye sahiptir. İşte onun için, çok defa “Âlemin Reisi geliyor” diye müjde veriyor.1

İşte Tevrat, İncil, Zebur’da ve sair suhuf-u enbiyada çok ehemmiyetle, âhirde gelecek bir peygamberden bahisler var, çok âyetler var—nasıl bir kısım nümunelerini gösterdik. Hem çok namlarla o kitaplarda mezkûrdur. Acaba bütün bu kütüb-ü enbiyada, bu kadar ehemmiyetle, mükerrer âyetlerde bahsettikleri Âhirzaman Peygamberi, Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdan başka kim olabilir?


âhir: son (bk. e-ḫ-r)
âhirzaman: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi (bk. e-ḫ-r)
ahkâm: hükümler, esaslar (bk. ḥ-k-m)
Ahmed: çokça methedilen, övülen (bk. ḥ-m-d)
Âlemin Reisi: Âlemlerin Efendisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. a-l-m)
Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)
Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı onun üzerine olsun (bk. s-l-m)
ârif-i billâh: Allah’ı tanıyan (bk. a-r-f; e-l-h)
Benî İsrail: İsrailoğulları, Yahudiler
beşaret: müjdeleme
bi’set-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamber olarak gelişi, peygamberliğinin başlangıcı (bk. n-b-e)
câmi: kapsamlı (bk. c-m-a)
delâil-i nübüvvet: peygamberlik delilleri (bk. n-b-e)
ehemmiyet: önem
ehl-i siyer: Peygamber Efendimizin hayatını araştıranlar
evliya: velîler, Allah’ın sevgili kulları (bk. v-l-y)
Hazret-i İsâ: (bk. bilgiler – İsâ (a.s.))
ihbar: haber verme
ikmal etme: tamamlama (bk. k-m-l)
İncil: Hz. İsa’ya indirilen mukades kitap
irhâsât: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliğinden evvel meydana gelen ve peygamber olacağına işaret eden harika haller, belirtiler
kâhin: gelecekten haber veren kimse
kütüb-ü enbiyâ: peygamberlere gelen kitaplar (bk. k-t-b; n-b-e)
mezkûr: anılmış
mukàbil: karşılık
mükerrer: tekrarlanan
münteşir: yayılmış
nakil: aktarma, anlatma
nam: ad
nebî: peygamber (bk. n-b-e)
neşr: yayma
nümune: örnek, misal
Resul-i Ekrem: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. r-s-l; k-r-m)
sair: diğer
şeriat: din, Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler (bk. ş-r-a)
şeriat-i âliye: üstün, yüce, ilâhî şeriat (bk. ş-r-a)
şeriat-ı İsevîye: Hz. İsa’nın (a.s.) getirdiği şeriat, Hıristiyanlık (bk. ş-r-a)
suhuf-u enbiya: peygamberlere gelen sahifeler; küçük kitaplar (bk. n-b-e)
suhuletli: kolay
suret: biçim, şekil (bk. ṣ-v-r)
suûbetli: zor
tahrifat: bozulmalar, değiştirmeler
tekzip: yalanlama
Tevrat: (bk. bilgiler)
zaman-ı fetret: fetret dönemi, insanlara peygamber gönderilmeyen mânevî buhran zamanı
Zebur: (bk. bilgiler)
ziyade: çok, fazla

Mezmur 72:1-20


 Denizden denize,+Irmaktan+ yerin uçlarına kadar+ onun tebaaları olacak.

10  Tarşiş ve ada kralları,+Hediyeler getirecek.+Seba ve Saba krallarıArmağanlar verecek.+

11  Bütün krallar ayağına kapanacak,+Bütün milletler ona kulluk edecek.+


15 
 Yaşasın+ kral! Seba altınından ona pay verilsin,+Onun için hep dualar edilsin;Ve her gün övülsün.+

16  Yeryüzünde tahıl bolluğu olacak,+Dağların tepesi ekinlerle dolup taşacak,+Toprağının ürünü Lübnan’ınki gibi olacak.+Şehir halkı topraktan fışkıran ot gibi çok olacak.+

17  Onun adı devirler boyu yaşasın,+Güneş yüzünü gösterdikçe ünü yayılsın,Onun sayesinde nimetler elde etsinler;+“Ne mutlu ona!”+ desin bütün milletler.

https://www.jw.org/tr/kutuphane/kutsal-kitap/bi12/kitaplar/mezmurlar/72/

Yuhanna 14:1-31

30  Artık sizinle çok fazla konuşmayacağım, çünkü bu dünyanın hükümdarı+ geliyor. 

https://www.jw.org/tr/kutuphane/kutsal-kitap/bi12/kitaplar/yuhanna/14/

Yuhanna 16:1-33

  Ne var ki, size gerçeği söylüyorum. Benim gitmem sizin yararınızadır. Çünkü eğer gitmezsem yardımcı+ size asla gelmez. 

 O gelince, dünyaya günah hakkında, doğruluk hakkında ve hüküm+ hakkında ikna edici kanıtlar verecek.

11  Ayrıca hüküm hakkında;+ çünkü bu dünyanın hükümdarına hüküm verilmiştir.+

https://www.jw.org/tr/kutuphane/kutsal-kitap/bi12/kitaplar/yuhanna/16/

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, İkinci Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, On Altıncı İşaret, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.320

https://www.jw.org/tr/kutuphane/kutsal-kitap/bi12/kitaplar/


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

BİRİNCİ REŞHA: “Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur” der, dâvâ eder – On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir – Cumartesi Dersleri 19. 1.

Birinci Reşha: "Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur" der, dâvâ eder - On Dokuzuncu Söz - Risalet-i Ahmediyeye dairdir - Cumartesi Dersleri 19. 1.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Birinci Reşha: ‘Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur’ der, dâvâ eder – On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözleri isimli eserinden On Dokuzuncu Söz Birinci Reşha.

Birinci Reşha: "Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur" der, dâvâ eder - On Dokuzuncu Söz - Risalet-i Ahmediyeye dairdir - Cumartesi Dersleri 19. 1.
Birinci Reşha: “Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur” der, dâvâ eder – On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir – Cumartesi Dersleri 19. 1.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Dokuzuncu Söz

 Risalet-i Ahmediyeye dairdir

وَمَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتِى وَلٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَتِى بِمُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ     1

Evet, şu Söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsâf-ı Muhammediyedir.

On Dört Reşahâtı tazammun eden On Dördüncü Lem’anın

BİRİNCİ REŞHASI2

Rabbimizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var: Birisi şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini on üç Lem’a ile Arabî Nur Risalesinden On Üçüncü Dersten işittik. Birisi şu kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü’l-Enbiyâ aleyhissalâtü vesselâmdır. Birisi de Kur’ân-ı Azîmüşşandır. Şimdi, şu ikinci burhan-ı nâtıkı olan Hâtemü’l-Enbiyâ aleyhissalâtü vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.

Evet, o burhanın şahs-ı mânevîsine bak:

Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, herbir dâvâsını,


Dipnot-1

“Ben sözlerimle Muhammed’i (a.s.m.) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed aleyhissalâtü vesselâmla övmüş ve güzelleştirmiş oldum.” İmam Rabbânî, Mektubat, 1:58.

Dipnot-2

Bu risalenin yeri için bk. Mesnevî-i Nuriye, Nokta Risalesi, Nurun İlk Kapısı, On Dördüncü Ders, On Dördüncü Lem’a.


 

aleyhissalâtü vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)
Arabî: Arapça
âyet-i kübrâ: en büyük delil (bk. k-b-r)
burhan: delil
burhan-ı bâhir: açık delil
burhan-ı nâtık: konuşan delil
ehl-i iman: iman edenler (bk. e-m-n)
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
evliya: veliler, Allah dostları (bk. v-l-y)
evsâf-ı Muhammediye: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) vasıfları, özellikleri (bk. v-ṣ-f; ḥ-m-d)
halka-i zikir: zikir halkası
Hâtemü’l-Enbiyâ: peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. n-b-e)
hatip: hitap eden, konuşan (bk. ḫ-ṭ-b)
hayattar: canlı (bk. ḥ-y-y)
kitab-ı kâinat: kâinat kitabı (bk. k-t-b; k-v-n)
kitab-ı kebîr: büyük kitap, kâinat (bk. k-t-b; k-b-r)
küllî: geniş, kapsamlı (bk. k-l-l)
Kur’ân-ı Azimüşşan: şanı yüce Kur’ân
lem’a: parıltı
Medine: (bk. bilgiler)
Mekke: (bk. bilgiler)
mihrap: imamın cemaate namaz kıldırdığı yer
minber: hutbe okunan yer
muarrif: tanıtıcı, tarif edici (bk. a-r-f)
mürekkep: –den oluşmuş
nebze: az miktar
reşahât: sızıntılar, damlalar
reşha: sızıntı, damla
Risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in peygamberliği, elçiliği (bk. r-s-l; ḥ-m-d)
şahs-ı mânevî: mânevî şahıs (bk. a-n-y)
sath-ı arz: yeryüzü
şecere-i nuraniye: nurlu ağaç (bk. n-v-r)
şehadet: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)
semere: meyve
serzâkir: zikredenlerin başı
seyyid: efendi
tarâvettar: tap taze
tazammun: içine alma

mu’cizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerametlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.

Zira, o Lâ ilâhe illâllah der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile, mânen Sadakte ve bilhakkı natakte derler.

Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın?


ahlâk-ı hamîde: övülmüş, güzel ahlâk (bk. ḫ-l-ḳ; ḥ-m-d)
âşikâre: açıkça
Asr-ı Saadet: Peygamberimizin (a.s.m.) yaşadığı dönem, mutluluk asrı
beşârât: müjdeler
burhan-ı tevhid: Cenab-ı Allah’ın birlik delili (bk. v-ḥ-d)
cenâh: taraf, yön
Ceziretü’l-Arap: (bk. bilgiler)
delâlât: delil olmalar, işaretler
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
evliya: veliler, Allah’ın sevgili kulları (bk. v-l-y)
fevkalâde: olağanüstü
hakkaniyet: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
hâtif: gelecekten haber veren cinnî
Hüseyin-i Cisrî: (bk. bilgiler)
hüsün: güzellik (bk. ḥ-s-n)
icmâ: fikir birliği (bk. c-m-a)
irhâsât: Peygamberimizde (a.s.m.) peygamber olmadan önce görülen olağanüstü haller ve hadiseler
işârât: işaretler
istinat eden: dayanan (bk. s-n-d)
itimat: dayanma, güvenme
itminan: tam kanaatle inanma
kâhin: gelecekten haber veren kimse
kemâl: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)
kemâl-i emniyet: güvenilirliğin mükemmelliği (bk. k-m-l; e-m-n)
keramet: Allah’ın bir ikramı olarak, veli kullarda görünen olağanüstü haller (bk. k-r-m)
kütüb-ü semâviye: vahye dayanan mukaddes kitaplar (bk. k-t-b; s-m-v)
kuvvet-i iman: imanın kuvveti (bk. e-m-n)
Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur (bk. e-l-h)
mânen: mânevî olarak (bk. a-n-y)
mazi: geçmiş zaman
metanet: sağlamlık, kararlılık
mu’cizât: mu’cizeler (bk. a-c-z)
müddeâ: iddia edilen şey
müstakbel: gelecek zaman
mütevatir: yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayan topluluğun naklettiği haber
nuranî: nurlu, parlak (bk. n-v-r)
reşha: sızıntı, damla
rumuzât: remizler, işaretler
sadakte ve bilhakkı natakte: “Doğru söyledin ve hakkı konuştun” (bk. ṣ-d-ḳ; ḥ-ḳ-ḳ)
sadık: doğru (bk. ṣ-d-ḳ)
şakk-ı kamer: Ay’ın ikiye bölünmesi mu’cizesi
secâyâ-yı gàliye: çok kıymetli ve yüksek huylar
şehâdat: şahitlikler, tanıklıklar (bk. ş-h-d)
şeriat: İlahî kanun, İslâmiyet (bk. ş-r-a)
tahrif: değiştirme, bozma
takva: Allah’ın emir ve yasaklarına titizlikle uyma (bk. v-ḳ-y)
tasdik: doğrulama (bk. ṣ-d-ḳ)
tasrihat: açık şekilde anlatımlar
tevatür: çeşitli kanallardan gelen ve doğruluğu kesin olarak kanıtlanan haber
teyid: destekleme
ubûdiyet: kulluk (bk. a-b-d)
vehm: zan, kuruntu
vüsuk: doğruluk, güvenilirlik
zâkir: zikredenler, Allah’ı ananlar

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Dokuzuncu Söz, Birinci Reşha, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.319


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır – Cumartesi Dersleri 18. 4.

Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır - Cumartesi Dersleri 18. 4.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Sekizinci Söz Üçüncü Nokta.

Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır - Cumartesi Dersleri 18. 4.
Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır – Cumartesi Dersleri 18. 4.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Sekizinci Söz

Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır

Seherlerde eser bâd-ı tecellî

Uyan ey gözlerim vakt-i seherde.

İnâyethah zidergâh-ı İlâhi

Seherdir ehl-i zenbin tevbegâhı,

Uyan ey kalbim vakt-i fecirde,

Bikün tevbe, bicu gufran, zidergâh-ı İlâhî.

سَحَرْ حَشْرِيسْت، دَرُو هُشْيَارْ دَرْ تَسْبِيحْ هَمَه شَىْ

بَخَوابِ غَفْلَتْ سَرْسَمْ نَفْسَمْ حَتَى كَىْ؟

عُمُرْ عَصْرِيسْت سَفَرْ بَاقَبِرْمِى بَايَدْ زِهَرْحَىْ

بِبَرْخِيزْ نَمَازِى چُونِيَازِى كُو بِكُنْ آوَازِى چُونْ نَىْ

بَكُو: يَارَبْ! پَشِيمَانَمْ، خَجِيلَمْ، شَرْمَشَارَمْ اَزْ گُنَاهِ بِى شُمَارَمْ، پَرِيشَانَمْ، ذَلِيلَمْ، أَشْك بَارَمْ اَزْحَيَاتْ بِى قَرَارَمْ، غَرِيبَمْ، بِى كَسَمْ، ضَعِيفَمْ، نَا تُوَانَمْ، عَلِيلَمْ، عَاجِزَمْ، إِخْتِيَارَمْ، بِى اِخْتِيَارَمْ، اَ ْلاَمَانْ گُويَمْ، عَفُو جُويَمْ، مَدَدْ خَواهَمْ زِ دَرْ كَاهَتْ اِلَهِى !     1


Dipnot-1

Seher bir haşirdir. Uyanık ve uyuyan herşey tesbihdedir. Ey sersem nefsim, ne zaman uyanacaksın? Ömür bir asır da olsa her canlının kabre seferi gerekiyor. Namaza kalk, ney avazı gibi niyaz eyle. Yâ Rab! pişmanım; utanıyorum, sayısız günahımdan ar ediyorum. Zelîlim, istikrarsız yaşamaktan göz yaşı döküyorum. Garibim, kimsesizim, yalnızım, zayıfım, güçsüzüm, sakatım, âcizim, hem ihtiyarım, hem irâdesizim. El-amân diyorum, İlâhî dergâhından yardım istiyorum.


bâd-ı tecellî: tecellî rüzgârı (bk. c-l-y)
bicû gufran: bağışlanma iste (bk. ğ-f-r)
bikün tevbe: tevbe et
ehl-i zenb: günah işleyenler
fecir: tan yerinin ağarması, sabah
firkat: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
inâyethah: yardım isteyen (bk. a-n-y)
tevbegâh: tevbe etme ve bağışlanma yeri
vakt-i fecir: fecir vakti
vakt-i seher: seher vakti
zidergâh-ı İlâhi: İlâhî dergâhtan, rahmet kapısından (bk. e-l-h)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Sekizinci Söz, Üçüncü Nokta, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.318


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

“Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin.” – Cumartesi Dersleri 18. 3.

"Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin." - Cumartesi Dersleri 18. 3.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin.” ayetinin kısa bir tefsiri işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Sekizinci Söz Üçüncü Nokta.

"Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin." - Cumartesi Dersleri 18. 3.
“Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin.” – Cumartesi Dersleri 18. 3.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Sekizinci Söz

ÜÇÜNCÜ NOKTA

قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ     1

Madem kâinatta hüsn-ü san’at, bilmüşahede vardır ve kat’îdir. Elbette, risalet-i Ahmediye (a.s.m.), şuhud derecesinde bir kat’iyetle sübutu lâzım gelir. Zira, şu güzel masnuattaki hüsn-ü san’at ve ziynet-i suret gösteriyor ki, onların San’atkârında ehemmiyetli bir irade-i tahsin ve kuvvetli bir taleb-i tezyin vardır. Ve şu irade ve talep ise, o Sânide ulvî bir muhabbet ve masnularında izhar ettiği kemâlât-ı san’atına karşı kudsî bir rağbet var olduğunu gösteriyor. Ve şu muhabbet ve rağbet ise, masnuat içinde en münevver ve mükemmel fert olan insana daha ziyade müteveccih olup temerküz etmek ister.

İnsan ise, şecere-i hilkatin zîşuur meyvesidir. Meyve ise, en cemiyetli ve en uzak ve en ziyade nazarı âmm ve şuuru küllî bir cüz’îdir. Nazarı âmm ve şuuru küllî zat ise, o San’atkâr-ı Zülcemâle muhatap olup görüşen ve küllî şuurunu ve âmm nazarını tamamen Sâniinin perestişliğine ve san’atının istihsanına ve nimetinin şükrüne sarf eden en yüksek, en parlak bir fert olabilir.

Şimdi iki levha, iki daire görünüyor:

Biri, gayet muhteşem, muntazam bir daire-i Rububiyet ve gayet musannâ, murassâ bir levha-i san’at.

Diğeri, gayet münevver, müzehher bir daire-i ubûdiyet ve gayet vâsi, câmi’ bir levha-i tefekkür ve istihsan ve teşekkür ve iman vardır—ki, ikinci daire, bütün kuvvetiyle birinci dairenin namına hareket eder.

İşte, o Sâniin bütün makàsıd-ı san’atperverânesine hizmet eden o daire reisinin ne derece o Sâni ile münasebettar ve onun nazarında ne kadar mahbup ve makbul olduğu bilbedâhe anlaşılır.


Dipnot-1

“Ey sevgili Peygamberim De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:31.


bilbedâhe: ap açık bir şekilde
bilmüşahede: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)
câmi’: kapsamlı (bk. c-m-a)
cemiyetli: geniş kapsamlı (bk. c-m-a)
cüz’î: fert, birey (bk. c-z-e)
daire-i Rububiyet: Rububiyet dairesi (bk. r-b-b)
daire-i ubûdiyet: kulluk dairesi (bk. a-b-d)
hüsn-ü san’at: san’atın güzelliği (bk. ḥ-s-n; ṣ-n-a)
irade: dileme, tercih (bk. r-v-d)
irade-i tahsin: güzelleştirme kastı (bk. r-v-d; ḥ-s-n)
istihsan: beğenme, güzel bulma (bk. ḥ-s-n)
izhar etmek: göstermek (bk. ẓ-h-r)
kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)
kat’î: kesin
kemâlât-ı san’at: san’attaki mükemmellik (bk. k-m-l; ṣ-n-a)
kudsî: kusursuz ve yüce (bk. ḳ-d-s)
levha-i san’at: san’at tablosu (bk. ṣ-n-a)
levha-i tefekkür: tefekkür levhası (bk. f-k-r)
mahbup: sevgili (bk. ḥ-b-b)
makàsıd-ı san’atperverâne: san’ata olan düşkünlüğü ortaya koyan maksatlar (bk. ḳ-ṣ-d; ṣ-n-a)
masnu: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)
masnuat: san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)
muhabbet: sevgi (bk. ḥ-b-b)
münasebettar: ilişkili (bk. n-s-b)
münevver: nurlanmış, aydınlanmış (bk. n-v-r)
muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m)
murassâ: mücevherlerle süslü
musannâ: san’atlı (bk. ṣ-n-a)
müteveccih olmak: yönelmek
müzehher: çiçeklerle bezenmiş
nazar: bakış dikkat (bk. n-ẓ-r)
nazarı âmm: bakışı geniş ve kuşatıcı (bk. n-ẓ-r)
perestiş: kulluk, tapınma
risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği (bk. r-s-l; ḥ-m-d)
San’atkâr-ı Zülcemâl: sonsuz güzellik sahibi olan ve herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-m-l)
Sâni: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)
şecere-i hilkat: yaratılış ağacı (bk. ḫ-l-ḳ)
sübut: gerçekleşme
şuhud: gözle görme (bk. ş-h-d)
şuuru küllî: bilgi ve kavrayışı kapsamlı (bk. ş-a-r; k-l-l)
taleb-i tezyin: süsleme isteği (bk. ṭ-l-b; z-y-n)
talep: istek (bk. ṭ-l-b)
temerküz etmek: odaklaşmak
ulvî: yüce
vâsi: geniş
zîşuur: şuurlu (bk. ẕî; ş-a-r)
ziynet-i suret: süslü görünüm (bk. z-y-n; ṣ-v-r)

Acaba hiç akıl kabul eder mi ki, şu güzel masnuâtın bu derece san’atperver, hattâ ağzın her çeşit tadını nazara alan in’âmperver San’atkârı, Arş ve ferşi çınlattıracak bir velvele-i istihsan ve takdir içinde, ber ve bahri cezbeye getirecek bir zemzeme-i şükran ve tekbirle, perestişkârâne Ona müteveccih olan en güzel masnuuna karşı lâkayt kalsın ve onunla konuşmasın ve alâkadarâne onu resul yapıp güzel vaziyetinin başkalara da sirayet etmesini istemesin?

Kellâ! Konuşmamak ve onu resul yapmamak mümkün değil…

اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمُ     1
مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ وَالَّذِينَ مَعَهُۤ اَشِدَّۤاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَۤاءُ بَيْنَهُمْ     2


Dipnot-1

“Şüphesiz ki, Allah katında makbul olan din, İslâm dinidir.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:19.

Dipnot-2

“Muhammed, Allah’ın resulüdür. Onunla beraber olanlar da, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise pek merhametlidirler.” Fetih Sûresi, 48:29.


alâkadarâne: ilgilenmek suretiyle
Arş: göğün en yüksek katı; Cenab-ı Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş)
bahr: deniz
ber: kara
cezbeye getirmek: kendinden geçirmek
ferş: yer
in’amperver: nimetlendirmeyi seven (bk. n-a-m)
kellâ: asla
lâkayt: duyarsız
masnu: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)
masnuat: san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)
müteveccih: yönelme
nazar: dikkat (bk. n-ẓ-r)
perestişkârâne: taparcasına
resul: peygamber, elçi (bk. r-s-l)
san’atperver: san’ata düşkün (bk. ṣ-n-a)
sirayet: bulaşma
tekbir: Allah’ın büyüklüğünü dile getirme (bk. k-b-r)
velvele-i istihsan: güzellikleri pek çok dille bir arada haykıran sesler (bk. ḥ-s-n)
zemzeme-i şükran: teşekkür ifade eden nağmeler (bk. ş-k-r)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Sekizinci Söz, Üçüncü Nokta, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.316


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz

Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır – Cumartesi Dersleri 18. 2.

Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır - Cumartesi Dersleri 18. 2.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler isimli eserinden On Sekizinci Söz İkinci Nokta.

Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır - Cumartesi Dersleri 18. 2.
Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır – Cumartesi Dersleri 18. 2.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Sekizinci Söz

İKİNCİ NOKTA

اَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ 

âyetinin bir sırrını izah eder. Şöyle ki:

Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki herşey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. Ezcümle:

Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam nebâtâtın tebessümleri saklanmış. Ve güz mevsiminin haşin tahribatı, hazin firak perdeleri arkasında, tecelliyât-ı celâliye-i Sübhâniyenin


Dipnot-1

“O Allah herşeyi en güzel şekilde yarattı.” Secde Sûresi, 32:7.


bârekâllah: Allah hayırlı ve bereketli kılsın (bk. b-r-k)
cihet: yön
fâil: işi yapan, özne (bk. f-a-l)
firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
güz: sonbahar
hakikaten: gerçekten (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hakikî: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
Hâlık: her şeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)
hâşâ: asla, öyle değil
haşin: kırıcı, sert
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
hayr: iyilik (bk. ḫ-y-r)
hayr-ı mutlak: tam ve kesin hayır, iyilik (bk. ḫ-y-r; ṭ-l-ḳ)
hazin: hüzünlü, acıklı
hüsn-ü bilgayr: dolayısıyla güzel (bk. ḥ-s-n)
hüsn-ü bizzat: bizzat güzel (bk. ḥ-s-n)
hüsün: güzellik (bk. ḥ-s-n)
ilzam etme: susturma
intihap edilmek: seçilmek
intizam: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)
iskât etme: susturma
isnad: dayandırma (bk. s-n-d)
iştirak: ortaklık
kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)
kalb etmek: dönüştürmek
mahal: yer, mekan
masdar: kaynak
mazhar: görünme ve yansıma yeri (bk. ẓ-h-r)
memer: geçilecek yer, köprü
merci: kaynak
meziyet: üstün özellik
müflis: iflas etmiş
münazara: tartışma (bk. n-ẓ-r)
münfail: fiilden etkilenen (bk. f-a-l)
muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m)
müşevveş: karışık, düzensiz
müteellim: acı çeken
nebâtât: bitkiler
nefisperest: nefsini seven, nefsine tapan (bk. n-f-s)
şer: kötülük
tabiatperest: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğini iddia eden, tabiata tapan (bk. ṭ-b-a)
tahribat: yıkıp bozmalar
tecelliyât-ı celâliye-i Sübhâniye: kusur ve eksiklikten yüce olan Allah’ın haşmet ve büyüklüğünün görünümleri (bk. c-l-y; c-l-l; s-b-ḥ)
temessül: yansıma, şekillenme (bk. m-s̱-l)
tenzih: noksan ve çirkinliklerden yüce tutma (bk. n-z-h)
vazife-i fıtrat: yaratılış görevi (bk. f-ṭ-r)
zahirî: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)
Zât-ı Mukaddese-i İlâhiye: Allah’ın mukaddes zâtı (bk. ḳ-d-s; e-l-h)
ziyade: çok, fazla

mazharı olan kış hadiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhafaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nazenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir. Fırtına, zelzele, veba gibi hadiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok mânevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşvünemasız kalan birçok istidat çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılâplar ve küllî tahavvüller birer mânevî yağmurdur.

Fakat insan, hem zahirperest, hem hodgâm olduğundan, zahire bakıp çirkinlikle hükmeder. Hodgâmlık cihetiyle, yalnız kendine bakan netice ile muhakeme ederek şer olduğuna hükmeder. Halbuki, eşyanın insana ait gayesi bir ise, Sâniinin esmâsına ait binlerdir. Meselâ, kudret-i fâtıranın büyük mu’cizelerinden olan dikenli otları ve ağaçları muzır, mânâsız telâkki eder. Halbuki onlar, otların ve ağaçların mücehhez kahramanlarıdırlar. Meselâ, atmaca kuşu serçelere tasliti, zahiren rahmete uygun gelmez. Halbuki, serçe kuşunun istidadı, o taslitle inkişaf eder. Meselâ, “kar”ı pek bâridâne ve tatsız telâkki ederler. Halbuki, o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez.

Hem insan, hodgâmlık ve zahirperestliğiyle beraber, herşeyi kendine bakan yüzüyle muhakeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edep zanneder. Meselâ, alet-i tenasül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa, hilkate, san’ata ve gayât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa ayn-ı edeptir, hacâlet ona hiç temas etmez.

İşte, menba-ı edep olan Kur’ân-ı Hakîmin bazı tâbirâtı bu yüzler ve perdelere göredir. Nasıl ki, bize görünen çirkin mahlûkların ve hadiselerin zahirî yüzleri altında gayet güzel ve hikmetli san’at ve hilkatine bakan güzel yüzler var ki, Sâniine bakar; ve çok güzel perdeler var ki, hikmetleri saklar; ve pek çok zahirî intizamsızlıklar ve karışıklıklar var ki, pek muntazam bir kitabet-i kudsiyedir.


alet-i tenasül-ü insan: insanın üreme organı
ayn-ı edep: edebin tâ kendisi
bârid: soğuk
bâridâne: soğukça
esmâ: isimler (bk. s-m-v)
eşya: şeyler, varlıklar
gayât-ı fıtrat: yaratılış gayeleri (bk. f-ṭ-r)
hacâlet: utanç
hacâlet-âver: utanç verici
hararetli: sıcak
hikmet: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)
hilâf-ı edep: edebe aykırı
hilkat: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)
hodgâm: kendi keyfini düşünen, bencil
ihzar: hazırlama (bk. ḥ-ḍ-r)
inkişaf: açılma, gelişme (bk. k-ş-f)
inkılâp: değişim, dönüşüm
intizamsızlık: düzensizlik (bk. n-ẓ-m)
istidat: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)
kitabet-i kudsiye: kutsal yazılımlar, yazılar (bk. k-t-b; ḳ-d-s)
kudret-i fâtıra: yaratıcı kudret (bk. ḳ-d-r; f-ṭ-r)
küllî: büyük, genel (bk. k-l-l)
Kur’ân-ı Hakîm: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)
mahlûk: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)
mahz-ı edebî: edebin tâ kendisi
mânâsız: anlamsız (bk. a-n-y)
mazhar: görünme yeri (bk. ẓ-h-r)
menba-ı edep: edep kaynağı
mücehhez: cihazlanmış, donanmış
muhakeme: değerlendirme (bk. ḥ-k-m)
muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m)
muzır: zararlı
nazar: bakış, düşünce (bk. n-ẓ-r)
nazdar: nazlı, cilveli
nazenin: ince, nazik, nazlı
neşvünema: büyüyüp gelişme
perde-i hacâlet: utanç perdesi
rahmet: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)
Sâni: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)
şer: kötü
tâbirât: tabirler, ifadeler (bk. a-b-r)
tahavvül: değişim, başkalaşma
taslit: musallat olma, sataşma
tâzib: azap, eziyet
tazyik: baskı
telâkki etmek: kabul etmek
terhis: vazifeye son verme
vazife-i hayat: hayat vazifesi (bk. ḥ-y-y)
zahir: dış görünüş (bk. ẓ-h-r)
zahiren: görünüş itibariyle (bk. ẓ-h-r)
zahiri: görünürde (bk. ẓ-h-r)
zahirperest: dış görünüşe önem veren (bk. ẓ-h-r)
zahirperestlik: dış görünüşe önem verme (bk. ẓ-h-r)
zelzele: deprem, sarsıntı

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Sekizinci Söz, İkinci Nokta, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.314


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan

Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip – On Sekizinci Söz Birinci Nokta – Cumartesi Dersleri 18. 1.

Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip - On Sekizinci Söz Birinci Nokta - Cumartesi Dersleri 18. 1.

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Sekizinci Söz Birinci Nokta.

Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip - On Sekizinci Söz Birinci Nokta - Cumartesi Dersleri 18. 1.
Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip – On Sekizinci Söz Birinci Nokta – Cumartesi Dersleri 18. 1.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

On Sekizinci Söz

Bu Sözün iki makamı var. İkinci Makamı daha yazılmamıştır. Birinci Makamı Üç Noktadır.

BİRİNCİ NOKTA

لاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَفْرَحُونَ بِمَۤا اَتَوْا وَيُحِبُّونَ اَنْ يُحْمَدُوا بِمَا لَمْ يَفْعَلُوا فَلاَ تَحْسَبَنَّهُمْ بِمَفَازَةٍ مِنَ الْعَذَابِ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلِيمٌ     1

 Nefs-i emmâreme bir sille-i tedip

Ey fahre meftun, şöhrete müptelâ, medhe düşkün, hodbinlikte bîhemtâ, sersem nefsim!

Eğer binler meyve veren incirin menşei olan küçücük bir çekirdeği ve yüz salkım ona takılan üzümün siyah kurucuk çubuğu, bütün o meyveleri, o salkımları kendi hünerleri olduğu ve onlardan istifade edenler o çubuğa, o çekirdeğe medih ve hürmet etmek lâzım olduğu hak bir dâvâ ise, senin dahi sana yüklenen nimetler için fahre, gurura belki bir hakkın var.

Halbuki sen, daim zemme müstehaksın. Zira o çekirdek ve o çubuk gibi değilsin. Senin bir cüz-i ihtiyar ın bulunmakla, o nimetlerin kıymetlerini fahrinle tenkis ediyorsun, gururunla tahrip ediyorsun ve küfranınla iptal ediyorsun ve temellükle gasp ediyorsun.

Senin vazifen fahir değil, şükürdür. Sana lâyık olan şöhret değil, tevazudur, hacâlettir. Senin hakkın medih değil, istiğfardır, nedâmettir. Senin kemâlin hodbinlik değil, hüdâbinliktedir.

Evet, sen, benim cismimde, âlemdeki tabiata benzersin. İkiniz hayrı kabul etmek,  


Dipnot-1

“Yaptıkları kötülüklerle sevinen ve yapmadıkları hayırla övülmekten hoşlanan kimseleri, sakın azaptan kurtulurlar zannetme. Onlar için pek acı bir azap vardır.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:188.


bîhemtâ: eşsiz, benzersiz
cüz-i ihtiyarî: insandaki çok az irade serbestliği (bk. c-z-e; ḫ-y-r)
fahr: gurur, övünme
hacâlet: utanç
hak: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hayr: iyilik (bk. ḫ-y-r)
hodbin: bencil, kibirli
hüdâbinlik: Allah’ı tanımak
istiğfar: af dileme, tevbe (bk. ğ-f-r)
kemâl: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)
küfran: nankörlük (bk. k-f-r)
medih: övgü
meftun: tutkun, düşkün
menşe: kaynak, esas
müptelâ: bağımlı, tutulmuş
müstehak: layık (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
nedâmet: pişmanlık
nefs-i emmare: insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu (bk. n-f-s)
sille-i tedip: edeplendirme tokadı
tabiat: doğa, canlı cansız varlıklar; maddî âlem (bk. ṭ-b-a)
tahrip: yıkma, bozma
temellük: sahiplenme (bk. m-l-k)
tenkis: eksiltme, değerini indirme
tevazu: alçakgönüllülük
zemm: ayıplama, kötüleme

şerre merci olmak için yaratılmışsınız. Yani, fâil ve masdar değilsiniz; belki münfail ve mahalsiniz. Yalnız bir tesiriniz var. O da, hayr-ı mutlaktan gelen hayrı güzel bir surette kabul etmemenizden, şerre sebep olmanızdır.

Hem siz birer perde yaratılmışsınız, tâ güzelliği görülmeyen zahirî çirkinlikler size isnad edilip, Zât-ı Mukaddese-i İlâhiyenin tenzihine vesile olasınız. Halbuki, bütün bütün vazife-i fıtratınıza zıt bir suret giymişsiniz. Kabiliyetsizliğinizden hayrı şerre kalb ettiğiniz halde, Hâlıkınızla güya iştirak edersiniz! Demek nefisperest, tabiatperest gayet ahmak, gayet zalimdir.

Hem deme ki, “Ben mazharım. Güzele mazhar ise güzelleşir.” Zira, temessül etmediğinden, mazhar değil, memer olursun.

Hem deme ki, “Halk içinde ben intihap edildim. Bu meyveler benimle gösteriliyor. Demek bir meziyetim var.” Hayır, hâşâ! Belki herkesten evvel sana verildi; çünkü herkesten ziyade sen müflis ve muhtaç ve müteellim olduğundan en evvel senin eline verildi. HAŞİYE-1


Haşiye-1

Hakikaten, ben de bu münazarada Yeni Said nefsini bu derece ilzam ve iskât etmesini çok beğendim ve “Bin bârekâllah” dedim.


bârekâllah: Allah hayırlı ve bereketli kılsın (bk. b-r-k)
cihet: yön
fâil: işi yapan, özne (bk. f-a-l)
firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ)
güz: sonbahar
hakikaten: gerçekten (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hakikî: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
Hâlık: her şeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)
hâşâ: asla, öyle değil
haşin: kırıcı, sert
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
hayr: iyilik (bk. ḫ-y-r)
hayr-ı mutlak: tam ve kesin hayır, iyilik (bk. ḫ-y-r; ṭ-l-ḳ)
hazin: hüzünlü, acıklı
hüsn-ü bilgayr: dolayısıyla güzel (bk. ḥ-s-n)
hüsn-ü bizzat: bizzat güzel (bk. ḥ-s-n)
hüsün: güzellik (bk. ḥ-s-n)
ilzam etme: susturma
intihap edilmek: seçilmek
intizam: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)
iskât etme: susturma
isnad: dayandırma (bk. s-n-d)
iştirak: ortaklık
kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)
kalb etmek: dönüştürmek
mahal: yer, mekan
masdar: kaynak
mazhar: görünme ve yansıma yeri (bk. ẓ-h-r)
memer: geçilecek yer, köprü
merci: kaynak
meziyet: üstün özellik
müflis: iflas etmiş
münazara: tartışma (bk. n-ẓ-r)
münfail: fiilden etkilenen (bk. f-a-l)
muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m)
müşevveş: karışık, düzensiz
müteellim: acı çeken
nebâtât: bitkiler
nefisperest: nefsini seven, nefsine tapan (bk. n-f-s)
şer: kötülük
tabiatperest: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğini iddia eden, tabiata tapan (bk. ṭ-b-a)
tahribat: yıkıp bozmalar
tecelliyât-ı celâliye-i Sübhâniye: kusur ve eksiklikten yüce olan Allah’ın haşmet ve büyüklüğünün görünümleri (bk. c-l-y; c-l-l; s-b-ḥ)
temessül: yansıma, şekillenme (bk. m-s̱-l)
tenzih: noksan ve çirkinliklerden yüce tutma (bk. n-z-h)
vazife-i fıtrat: yaratılış görevi (bk. f-ṭ-r)
zahirî: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)
Zât-ı Mukaddese-i İlâhiye: Allah’ın mukaddes zâtı (bk. ḳ-d-s; e-l-h)
ziyade: çok, fazla

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Sekizinci Söz, Birinci Nokta, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.313


CUMARTESİ DERSLERİ

CUMARTESİ DERSLERİ
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır

13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret

12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas

12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas

12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas

11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2

10.16. Onuncu Söz Hatime

10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat

10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat

10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat

10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat

10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat

10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat

10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat

10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat

10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat

10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat

10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat

10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat

10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .

10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret

10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler

9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte

9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler

8. Sekizinci Söz

7. Yedinci Söz

6. Altıncı Söz

5. Beşinci Söz

4. Dördüncü Söz

3. Üçüncü Söz

2. İkinci Söz

1. Birinci Söz


8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz fiziksel olaylar Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Dördüncü Söz On Yedinci Söz On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Sözün İkinci Makamı Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Birinci Makam ÇALIŞMA YAPRAĞI Üstad İLKOKUL İSVEÇÇE / SWEDISH / SVENSKA Şeytan