Cumartesi Derslerinde bu hafta “Tedâi-yi efkâr, galiben ihtiyarsızdır; onda mes’uliyet yoktur.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı Sözler Yirmi Birinci Söz İkinci Makam Üçüncü Vecih.
KISA VİDEO
UZUN VİDEO
Yirmi Birinci Sözün İkinci Makamı
ÜÇÜNCÜ VECİH
Budur ki: Eşya mabeynlerinde bazı münasebât-ı hafiye bulunur. Hattâ, hiç ümit etmediğin şeyler içinde münasebet ipleri bulunur. Ya bizzat bulunur; veya senin hayalin, meşgul olduğu san’ata göre o ipleri yapmış, onları birbiriyle bağlamış.
Şu sırr-ı münasebettendir ki, bazan bir mukaddes şeyi görmek, bir mülevves şeyi hatıra getirir. Fenn-i beyanda beyan olunduğu gibi, “Hariçte uzaklık sebebi olan zıddiyet ise, hayalde sebeb-i kurbiyettir.” Yani, iki zıddın suretlerinin cem’ine vasıta, bir münasebet-i hayaliyedir. Bu münasebetle gelen tahattura “tedâi-yi efkâr” tabir edilir. Meselâ, sen namazda, münacatta, Kâbe karşısında, huzur-u İlâhîde iken, âyâtı tefekkürde olduğun bir halde, şu tedâi-yi efkâr, seni tutup en uzak mâlâyâniyât-ı rezileye sevk eder.
Senin başın böyle bir tedâi-yi efkâra müptelâ ise, sakın telâş etme. Belki intibaha geldiğin anda dön. “Aman, ne kusur ettim!” deyip tetkikle meşgul olup durma; tâ o zayıf münasebet, senin dikkatinle kuvvet peyda etmesin. Zira, teessür gösterdikçe, ehemmiyet verdikçe, senin o zayıf tahatturun melekeye döner, bir maraz-ı hayalî olur. Korkma, maraz-ı kalbî değil. Şu nevi tahattur ise, galiben ihtiyarsızdır. Hususan, hassas asabîlerde daha galiptir. Şeytan şu nevi vesvesenin madenini çok işlettirir.
Şu yaranın merhemi şudur ki:
Tedâi-yi efkâr, galiben ihtiyarsızdır; onda mes’uliyet yoktur. Hem tedâide mücaveret var, temas ve ihtilât yoktur. Onun için, efkârın keyfiyetleri birbirine sirayet etmez, birbirine zarar vermez. Nasıl ki, şeytan ile melek-i ilham, kalb taraflarında mücaveretleri var. Ve füccar ve ebrârın karâbetleri ve bir meskende durmaları zarar vermez. Öyle de, tedâi-yi efkâr saikasıyla, istemediğin pis hayalât gelip nezih efkârın içine girse, zarar vermez-meğer kasten olsa veya zarar zannıyla onunla ziyade meşgul olsa. Hem bazan kalb yoruluyor. Fikir, kendini eğlendirmek için rastgele birşeyle meşgul olur. Şeytan fırsat bulur. Pis şeyleri önüne serpiyor, sürüyor.
amel: dinin emirlerini yerine getirmek asabî: sinirli âyât: âyetler beyan: açıklama (bk. b-y-n) cem’: bir araya gelme (bk. c-m-a) ebrâr: iyi kimseler efkâr: fikirler, düşünceler (bk. f-k-r) eşya: şeyler, varlıklar fenn-i beyan: konuşma bilimi (bk. b-y-n) füccar: günahkârlar galiben: çoğunlukla galip: daha kuvvetli, baskın hariç: dış hayalât: hayaller (bk. ḫ-y-l) hususan: özellikle huzur-u İlâhî: Allah’ın huzuru (bk. ḥ-ḍ-r; e-l-h) ihtilât: karışma ihtiyar: irade, tercih (bk. ḫ-y-r) intibah: uyanış Kâbe: (bk. bilgiler) karâbet: yakınlık kasten: bilerek ve isteyerek (bk. ḳ-s-d) keyfiyet: durum, esas | kuvvet peyda etmek: kuvvet kazanmak mabeyn: ara maden: kaynak mâlâniyât-ı reziliye: kötü ve çirkin şeyler (bk. mâ-lâ) maraz-ı hayalî: hayalî hastalık (bk. ḫ-y-l) maraz-ı kalbî: kalbî hastalık melek-i ilham: ilham meleği (bk. m-l-k) meleke: alışkanlık (bk. m-l-k) mes’uliyet: sorumluluk mesken: yer, ev (bk. s-k-n) mücaveret: komşuluk mukaddes: kutsal (bk. ḳ-d-s) mülevves: kirli, pis münacat: dua, yakarış (bk. n-c-v) münasebet: ilişki, bağlantı (bk. n-s-b) münasebât-ı hafiye: gizli münasebetler (bk. n-s-b) münasebet-i hayaliye: hayalî münasebet, bağlantı (bk. n-s-b; ḫ-y-l) müptelâ: bağımlı, tutkun neş’et etmek: meydana gelmek | nevi: çeşit nezih: temiz, pak (bk. n-z-h) saika: sevk etme sebeb-i kurbiyet: yakınlık sebebi (bk. s-b-b) sirayet: bulaşma sırr-ı münasebet: münasebet, ilişki sırrı (bk. n-s-b) suret: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r) tabir: ifade (bk. a-b-r) taharrî: araştırma tahattur: hatırlama takvâ: Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma (bk. v-ḳ-y) tedâi: çağrışım tedâi-yi efkâr: fikirlerin çağrışımı (bk. f-k-r) teessür: üzüntü tefekkür: düşünme (bk. f-k-r) teşeddüt: şiddetlenme tetkik: inceleme vesvese: şüphe, kuruntu ziyade: fazla zıddiyet: zıtlık |
KAYNAKLAR
Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirmi Birinci Söz, İkinci Makam, ÜÇÜNCÜ VECİH, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.
http://www.erisale.com/#content.tr.1.369
https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirmi-birinci-soz/ikinci-makam/370
CUMARTESİ DERSLERİ
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.
Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.
Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.
CUMARTESİ DERSLERİ
- Mânâlar kalbden çıktıkları vakit, suretlerden çıplak olarak hayale girerler, oradan suretleri giyerler. – Cumartesi Dersleri 21. 7.
- EY MARAZ-I VESVESE İLE MÜPTELÂ! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer; ehemmiyet vermezsen söner. – Cumartesi Dersleri 21. 6.
- Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun? – Cumartesi Dersleri 21. 5.
- Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubûdiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor? – Cumartesi Dersleri 21. 4.
- Sen üç sabırla mükellefsin. Birisi, taat üstünde sabırdır. Birisi, mâsiyetten sabırdır. Diğeri, musibete karşı sabırdır. – Cumartesi Dersleri 21. 3.
- Kalbimin gıdası, ruhumun âb-ı hayatı ve lâtife-i Rabbâniyemin havâ-yı nesîmini cezb ve celb eden namaz dahi seni usandırmamak gerektir. – Cumartesi Dersleri 21. 2.
- Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat’î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın? – Cumartesi Dersleri 21. 1.
Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
“Tedâi-yi efkâr, galiben ihtiyarsızdır; onda mes’uliyet yoktur. – Cumartesi Dersleri 21. 8.” için 4 yanıt