Eğitim ve Öğretime, Bilgi ve Bilime Farklı Bir Bakış; MÂNÂ-YI İSMÎ Yerine MÂNÂ-YI HARFİ İle Bakış. Kâr Amacı Gütmeyen Ücretsiz Açık Kaynak Bir Eğitim Sitesi. A Different Perspective on Education and Teaching, Knowledge and Science; Glance with the LETTER MEANING instead of the NAME MEANING. A Free Non-Profit Open Source Education Site.
Görsel Sanat Eğitimi Dersi etkinliklerinde “Doğada ve Sanatta Renk ve Leke Tasarımları” etkinliği yer almaktadır. Etkinlikte doğada leke ve renk ile ilgili sanatsal örnekler ile sanatçıların ve çocukların yaptığı çalışmalar ve sanatsal eserler bulunmaktadır. Sanat elemanları renk ve leke üzerinde durulmaktadır.
Bu sayfada ortaöğretim / lise Türk Dili ve Edebiyatı dersi 10. sınıf 3. ünite şiir, divan şiirinden gazel örneği; Urfalı büyük şâir Yûsüf Nâbî’nin, çağdaşı olan Çorlulu Ali Paşa’nın kararıyla evi yıkılıp perîşân olunca yazdığı “Bağı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz” gazeline yer verilmiştir.
•(Ve) yine gücenmişlik ahının topuna dayanamayan, Yüksek mevki ülkesinin taştan kalesini görmüşüz.
Bir hurûş ile eder bin hâne-i ikbâli pest Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz
•Bir beddua ile bin talih evini yıkıp giden Dertlilerin sel gibi akıttıkları gözyaşlarını görmüşüz.
Bir hadeng-i can-güdâz-ı âhtır sermâyesi Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz
•Biz, yere yıkılması bir can alıcı ah okuna bağlı, Bu meydanın nice usta binicilerini görmüşüz.
Bir gün eyler dest-beste pây-âh-ı cây-gâh Bi-adet mağrûr-ı sadr-ı i’tibârın görmüşüz
[Sadarette itibar üzere oturan nicelerini gördük ki; gün geldi de onlar el pençe vaziyette pabuçluğu mekân tuttular (yani hizmetçi oldular)]
Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd Biz bu bezmin Nâbiyâ çok bâde-hârın görmüşüz
•Ey Nâbî! En sonunda istek kadehi dilenci kâsesine dönen, Biz, bu eğlence meclisinin nice sarhoşlarını görmüşüz
Vezni: Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Nabî
(hzl: Cem Dilçin, Türk Şiir Bilgisi)
BİLİNMEYEN KELİMELER
bâde-hâr: İçki içenler. bâğ-ı dehr: Dünya bahçesi. bezm: İçki meclisi, dost toplantısı. çâpük-süvâr: Ata iyi binen. dest-beste: El bağlamış, el pençe vaziyette. hadeng-i can-güdâz: Can eriten ok. hâne-i ikbâl: Uğur evi. hezâran: Binlerce. humâr: Sarhoşluktan sonra gelen baş ağrısı. hurûş: Gürültü, ağlayıp inleme. inkisar: Kırılma, gücenme, beddua, ilenç. kâse-i deryûze: Dilenci çanağı. kişver-i câh: Makam, mevki ülkesi. sadr-ı i’tibâr: Sadârette (sadrazamlıkta) itibarlı olanlar. mest-i mağrur: Gurur sarhoşluğuna kapılan kişi. neşat: Sevinç. pây-âh-ı cây-gâh: pây-dâr: Sağlam, devamlı. pest: Alçak, aşağı. rûzgâr: Rüzgâr, zaman. seng: Taş. seyl-i eşk-i inkisâr: İnkisar gözyaşlarının seli. top-ı ah-ı inkisar: Beddua ahlarının topu.
Metinde anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz veya kaynaklardan öğreniniz.
ETKİNLİKLER
Metnin tema ve konusunu belirleyiniz.
İlk beyitte geçen ‘hazân/ bahâr’ , ‘neşât/ gam’ kelimeleri sizce nelerin simgesi olabilir? Yaşadığımız ayrılık ve üzüntüler, bize bir şeyler öğretir mi?
İkinci beyitte şair, niçin mağrur olmamak gerektiğini vurguluyor? İnsan, güzelliği, makamı veya zenginliğiyle kibirlenme hakkına sahip midir? Niçin?
“Bir hurûş ile eder bin hâne-i ikbâli pest/ Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz” beytinde şair, ne anlatmak istemiştir? Buradaki manayı ‘ahı tutmak’ deyimi ile ilişkilendirebilir miyiz?
Aşağıdaki videoyu izleyerek gazelle ilgili yorumlar hakkında düşüncelerinizi söyleyiniz.
Hayati İnanç – Muhteşem Anlatım Nâbî “Bağı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz”
Kültürel ve sosyal yapı ilişkisinden hareketle okuduğunuz gazelin yazıldığı dönemin zihniyetine dair neler söyleyebilirsiniz?
Aşağıdaki parağrafı okuyunuz. Gazelde anlatılmak istenenler ile bu parçada anlatılanlar arasında nasıl bir bağ vardır? Tartışınız.
celâl: haşmet, görkem, yücelik (bk. c-l-l) cereyan eden: meydana gelen ekseriya: çoğunlukla (bk. k-s̱-r) gayret: şeref, haysiyet, izzet (bk. ğ-y-r) izzet: değer, kıymet, şeref, yücelik (bk. a-z-z) kurûn-u sâlife: geçmiş çağlar Mahkeme-i Kübrâ: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)
maruz: tesirinde ve karşısında olma mazlum: zulme, haksızlığa uğrayan (bk. ẓ-l-m) mütemerrid: inatçı, inanmamakta direnen sille: tokat tehir edilmek: ertelenmek zillet: hor, hakir, aşağılanma
Divan Şiiri Grubu, hazırladığı gazellerden bir şiir dinletisi sunsun. Yapılan sunumlardan sonra dinlenen gazellerin ahenk unsurları, ses akışları ve hissettirdikleriniz ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
Sunulan Gazelleri sınıf veya okul panosunda sergileyiniz. İmkanlar ölçüsünde okul dergisinde ve okulun internet sayfası edebiyat köşesinde yayınlayınız.
Daha Fazlası
Hayati İnanç’ın konuyla ilgili değerlendirmelerini okuyun:
URFALI ŞÂİR YÛSÜF NÂBÎ
Urfalı büyük şâir Yûsüf Nâbî (vefat 1712), çağdaşı olan Çorlulu Ali Paşa’nın kararıyla evi yıkılıp perîşân olunca aşağıdaki gazeli yazmış. Derler ki; “keşke yüz evi olup yüzü de yıkılsaydı da Nâbî’den, böyle yüz eser kalsaydı.”
Bu şiire çok sonraları yapılan nazire ve tahmisler cidden kayda değer evsaftadır.
Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gâmın da rûzgârın görmüşüz
[Zaman bağının baharını da gördük güzünü de; üzerimizden neş’e rüzgârları da geçmiştir gam fırtınaları da.]
Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
[Mevki sahibi olunca zafer sarhoşu oluverme; zîrâ böylesine mest (sarhoş) olup sabah olunca da baş ağrısı çeken binlercesini görmüşlüğümüz var.]
[Derd ehli olanların kırıklıkla döktükleri gözyaşlarının yaptığı seller önünde nice gösterişli kâşânelerin, mâlikânelerin yerle bir olduğunu biliriz.]
Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi
Biz bu meydânın nice çâbük-süvârın görmüşüz
[O garipler ki, bütün sermâyeleri can yakıcı bir âh silâhından ibarettir ama, onu şöyle bir attıkları zaman, nice hızlı süvarilerin vurulup yere serildiklerini gördük.]
Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı cây-gâh
Bî-aded mağrûrun sadr-ı i’tibârın görmüşüz
[Sadarette itibar üzere oturan nicelerini gördük ki; gün geldi de onlar el pençe vaziyette pabuçluğu mekân tuttular (yani hizmetçi oldular)]
Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd
Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde-hârın görmüşüz
[O elindeki –gururla kaldırıp kaldırıp- içtiğin kadeh var ya, gün gelir de dilenci çanağına döner; benzerlerini çok gördük.]
Söz Nâbî’den açıldığı için bir diğer meşhur şiirini de takdim etmek isterim.
Sultan Dördüncü Mehmed zamanında hacca giden surre alayında geçer hadise. Nâbî merhûmun içinde bulunduğu kafileye –bugünkü tabirle- sponsorluk eden ağa Medine-i Münevvereye yaklaşıldığı bir sırada insanlık icabı hafif uykuya dalınca, Efendimizin bu kadar yakınında uykuyu edebe mugayir gören hikmet şairimiz irticalen yüksek sesle beş beyt terennüm eder:
Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-i Hudâ’dır bu!
Nazargâh-i ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır bu.
[Edebi terketmekten sakın! Zîrâ burası Allahü teâlânın sevgilisinin bulunduğu yerdir.
Bu yer, Hak teâlânın nazar evi, Resûl-i Ekrem’in makâmıdır.]
Bu sayfada anaokulu, okul öncesi etkinliklerinde deniz altında tasarlanan varlıklar ve yaratılan canlılardan bazıları tanıtılmaktadırç Akvaryum çizimi, boyaması ve kağıt, karton veya diğer malzemelerden balık yapıılması etkinliğı yer almaktadır.
Bu sayfada anaokulu, okul öncesi etkinliklerinde kelebek çizimi, boyaması ve kağıt, karton veya diğer malzemelerden tırtıl yapımı etkinliğı yer almaktadır.
Bu sayfada Sanat-ı İlahiye yani Allah’ın Sanatı ile ilgili tabiatta, doğada yaratılan ve harika bir sanat eser olan varlıkların görselleri ve videoları paylaşılmaktadır.
Elektrik Balığı
Etçil venüs bitkisi
Işık Saçan Lavra
Yeni Zelanda’da yaşayan ve ışık saçan lavra mucizesi.
Yeni Zellanda’da karanlık bir mağara tavanında yaşayan arachnocampa luminosa isminde sivrisinek lavraları …
Dünyaya gözünü açmamış, koza içerisindeki bu lavralar önce yapışkan bir ip dokuyup ardından mağaradaki oksijeni, ürettiği bir kimyasalla tepkimeye sokup ışık çıkarıyor. Bu sayede çok küçük canlıların dikkatini çekerek örümcek ağı misali kozasından sarkıttığı iplere yapışmasını sağlayıp besleniyor.
Sor aklına!
Dünyayı bilmeyen, koza içerisindeki bu lavra kimyasal tepkimeyi, ışığı, avlanması ve dikkat çekmesi gerektiğini, yapışkanı nereden biliyor?
Akıl, tefekkür ve iman.
“Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.” ﴾Yûsuf Sûresi – 105﴿
Bu arada; 3. Sınıf Görsel Sanatlar Ders Programı aşağıdaki açıklamalar ve kazanımlar ile başlamaktadır:
3. SINIF KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
• Öğrencilerin üçüncü sınıf Görsel Sanatlar dersinde sorgulama yoluyla öğrenmeleri üzerine yoğunlaşılır.
• Öğrencilerin görsel sanat çalışmasını oluşturma sürecinde fikir üretmeleri, uygulama ve değerlendirme yapmaları sağlanır.
3.1. Görsel İletişim ve Biçimlendirme
• G.3.1.1. Görsel sanat çalışmasını oluştururken uygulama basamaklarını kullanır.
• Beyin fırtınası ile başlayan, tasarlama ve görsel sanat çalışmasını oluşturmaya kadar devam eden sürecin bilinmesi ve uygulanması sağlanır.
SATIR ARASI
İnsanlara diğer varlıklardan farklı olarak birçok özellik verilmiştir.
Bunlardan birisi de;
düşünme,
beyin fırtınası yapma sonra da;
tasarlama ve
görsel sanat çalışmaları yapma yani
sanat eserleri oluşturma
kabiliyeti, yeteneği verilmiştir.
Aslında bu tasarlama kabiliyetinin, yeteneğinin verilme nedenlerinden birisi de;
Evrenin,
Dünyanın,
Kendimizin ve
Etrafımızdaki tüm varlıkların
Nasıl yaratıldıklarını,
Nasıl tasarlandıklarını anlamaya çalışmaktır,
Sanatkarını tanımaktır.
ÖĞRETİM PROGRAMI
• Bu arada Öğretim Programı tüm kazanım ve açıklamalarına aşağıda yer alan bağlantıdan da ulaşabilirsiniz. Ders Programını görmek ve incelemek istiyorsanız lütfen tıklayınız.
“Bir Kara Kuşa (ya da Kara Tavuğa) Bakmanın On Üç Yolu (1917)” (Wallace Stevens)‘ndan esinlenerek hazırlanmış
BİR DENEME YA DA ŞİİR YAZMA ETKİNLİĞİ / ALIŞTIRMASI
Merhaba!
Umarım iyi vakit geçiriyorsunuzdur.
Bugün başlamanızı umduğum bir yazma alıştırması paylaşmak istiyorum!
Talimatlar:
Hakkında yazmak istediğiniz bir şey düşünün.
Somut bir şeyden başlamanız iyi olur, örneğin “toprak” veya “hava” veya “su” veya “ateş”.
Ne hakkında yazmak istediğinize karar verdiğinizde, o konuyu 13 farklı şekilde anlatmalısınız.
Nasıl yapacağınız size kalmış ama fikir, işiniz bittiğinde 13 noktadan oluşan bir örneğiniz olması gerektiğidir.
Bir seri sadece birkaç kelime olabilirken bir başkası herhangi bir uzunlukta büyüyebilir.
Tüm 13 aşamayı yazmaya çalışın.
En az 10 dakika yazın.
Durmayın!
Yazma alıştırması, Wallace Stevens’ın “Bir Kara Kuşa (ya da Kara Tavuğa) Bakmanın On Üç Yolu (1917)” adlı şiirinden esinlenmiştir.
Türkçe çevirisi aşağıda yer almaktadır.
Birlikte okumak isterseniz, sırayla ve şiir bitene kadar herkes birer nokta okuyabilir.
Bir sonraki derste yazılarınızın nasıl gittiğini konuşacağız.
Yazıp yazmadığınızı ve nasıl hissettirdiğinizi.
Yazdıysanız – lütfen getirin.
Ayrıca yazmakla ilgili her konuda soru sorabilirsiniz; yazma süreci, yayın dünyası, genel olarak edebiyat …
Başarılar dilerim.
Öğretmen ……………………
Bir Karatavuğa Bakmanın On Üç Yolu (Wallace Stevens)
I Yirmi karlı dağın arasında, Kımıldayan tek şey Karatavuğun gözüydü.
II Üç fikrim vardı, Üstünde üç karatavuğun bulunduğu Bir ağaç misali.
III Fırıldanır karatavuk güz rüzgârlarında. Küçük bir parçasıdır bu pandomimin.
IV Bir erkek ve bir kadın Yektir. Bir erkek ve bir kadın ve bir karatavuk Yektir.
V Neyi yeğleyeceğimi bilmem, Fiil çekimlerinin güzelliğini mi Yoksa kinayelerin güzelliğini mi, Karatavuk ıslık çaldığında Ya da hemen sonrasında.
VI Saçak buzları doldurdu uzun pencereyi Barbar camla. Karatavuğun gölgesi Çaprazladı onu, bir uçtan öbür uca. Ruh hali Sökülmez bir gayenin İzini sürdü gölgede.
VII Ey Haddamlı sıska adamlar, Niçin düşlersiniz altın kuşları? Görmez misiniz karatavuk nasıl da Yürür ayakları arasında Kadınlarınızın?
VIII Bilirim soylu şiveleri Ve duru, kaçınılmaz ritimleri; Fakat karatavuğun Bütün bildiklerime tabi olduğunu da Bilirim.
IX Uçup gözden yittiğinde karatavuk, Bir çok çemberinden birinin Kenarını işaretledi.
X Yeşil bir ışıkta uçan Karatavukların görüntüsü karşısında, Ses ahenginin yosmaları bile Keskin bir çığlık atardı.
XI Connecticut’u aşıp gitti Cam bir faytonda. Bir keresinde, bir korku işledi içine, Atlarla faytonun gölgesini Karatavuklarla Karıştırdı mı diye.
XII Deviniyor ırmak. Karatavuklar uçuyor olmalı.
XIII Bütün ikindi boyunca akşamdı. Kar yağıyordu Ve kar yağmaya devam edecekti. Karatavuk tünedi Sedir dallarına.
ŞAİR: Wallace Stevens (1879-1955, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
İsmail Aksoy Kayıt Tarihi : 27.2.2009 12:56:00
ŞİMDİ SIRA SİZDE
Siz de yukarıdaki örnekteki gibi bir konuya on üç farklı açıdan bakarak bir deneme yazısı ya da şiir yazınız.
Hakkında yazmak istediğiniz bir şey düşünün.
Somut bir şeyden başlamanız iyi olur, örneğin “toprak” veya “hava” veya “su” veya “ateş”.
Ne hakkında yazmak istediğinize karar verdiğinizde, o konuyu 13 farklı şekilde anlatmalısınız.
Nasıl yapacağınız size kalmış ama fikir, işiniz bittiğinde 13 noktadan oluşan bir örneğiniz olması gerektiğidir.
Bir seri sadece birkaç kelime olabilirken bir başkası herhangi bir uzunlukta büyüyebilir.
Tüm 13 aşamayı yazmaya çalışın. Her aşamada ana konunuz mutlaka yer almalıdır.
En az 10 dakika yazın. Hiç durmayın.
Aşağıda bu etkinlikten yola çıkarak yazılmış bir deneme yer almaktadır. Nasıl olduğunu inceleyiniz. Kendi yazdıklarınızla karşılaştırınız.
“GÖÇMEN“
BİR GÖÇMENE BAKMANIN ON ÜÇ YOLU
1
Neden göçer insan, hüç düşündünüz mü,
Neden doğduğu, sevdiği memleketini terk etsin ki?
Belki birşey arıyordur.
Ama ne?
2
Göçmen olmak zordur.
Ama gitmek zorunda,
Çünkü karnı aç,
Çünkü iş yok,
Çünkü aş yok, yemek yok.
3
Göçmen gitmek zorunda,
Çünkü güvende değil,
Çünkü hergün tepesinden bombalar yağıyor.
Ölen ne için ölüyor,
Öldüren ne için öldürüyor,
Bilmiyor.
4
Göçmen gitmek zorunda,
Gitmezse hapse girecek,
Gitmezse konuşamayacak,
Hep susacak.
Gitmezse kendi olamayacak.
5
Göçmen gitmek zorunda,
Yeni bir dünya arıyor,
Huzur arıyor.
Merak ediyor,
Öteki dünyalarda neler oluyor?
6
Ama göçmen olunca herşey bitmiyor.
Aslında herşey yeniden başlıyor.
Yeni bir ülke,
Yeni bir dil,
Yeni bir kültür,
Hayat belki de sıfırdan başlıyor.
7
Göçmen olmak zordur,
Çünkü bilmediğin bir dünyaya yelken açıyorsun,
Ne ile karşılaşacağını bilmiyorsun.
Belki de karşı taraftan ateş açacaklar,
Belki bir nehir ya da soğuk bir deniz suyunda boğulacaksın,
Belki de huzur aradığın yerde işkence göreceksin.
Göçmen olmak zordur,
Ama bir umut işte, belki …
8
Göçmen hayata tutunmak ister.
Göçmen aslında kimseye yük olmak istemez,
İstememeli de zaten.
Göçmen, var olduğunu hissetmek ister,
Göçmen yaşamak ister,
Sadece yaşamak,
Kendi gibi,
Kendi değerleriyle,
Ama dahil olduğu toplumla entegre olmuş, uyum içinde.
9
Göçmen sevmek ister, sever de,
Hem geldiği ülkeyi,
Hem gittiği ülkeyi,
Çünkü birisinde doğmuştur, büyümüştür, anıları vardır,
Çünkü diğerinde yaşıyordur, anıları vardır ve olacaktır.
10
Göçmenin hayalleri vardır,
Yeni bir dünya, yeni bir dünya,
Barış ve huzur içinde,
Yeni bir dünya.
11
Göçmen bir yolcudur aslında,
Aslında bütün insanlar bir yolcudur.
Ruhlar aleminden,
Anne karnından,
Çocukluktan,
Gençlikten,
İhtiyarlıktan,
Ölümden,
Kabirden,
Mahşerden,
Sırattan,
Sonsuzluğa uzanan bir yolda yolcudur.
Geldiği ülkede de kalmayacaktır.
O, öteki bir dünyaya gidecektir,
Aslında arzusu cennete gitmektir.
12
Aslında göçmenin arzusu cennet değil, sonsuzluktur.
https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz İlköğretim İlkokul Matematik Bir Soru Bir Cevap programımızda bu videoda “Verilen rakamları kullanarak örnekteki gibi üç basamaklı doğal sayılar oluşturma ve oluşturulan doğal sayıların okunuşlarını yazma” sorusu çözülmektedir.
Merhaba sevgili çocuklar!
dersdunyasi.net olarak düzenlemiş olduğumuz İlköğtetim İlkokul Matematik Bir Soru Bir Cevap Programına hoş geldiniz.
Bu günkü sorumuz şöyle:
Aşağıdaki verilen rakamları kullanarak örnekteki gibi üç basamaklı doğal sayılar oluşturalım. Oluşturduğumuz doğal sayıların okunuşlarını yazalım:
Evet bakıyoruz burada 1, 2 ve 3 rakamları verilmiş.
Bir tane de örnek yapılmış.
213
diye yazılmış sayımız.
Yanına da okunuşu;
İki yüz on üç
diye ne yapılmış, yazılmış.
Şimdi biz de aynı bunları kullanarak, sadece bunları kullanarak yeni sayılar oluşturacağız inşaallah.
Evet hemen başlayalım.
Şöyle şuraya tıklayalım.
Şimdi;
1, 2 ve 3’ü kullanarak bir sayı yapalım.
Hemen 1, 2,3’ü yan yana yazdığımız zaman ne oluyor?
123
sayısını elde etmiş oluyoruz.
Hemen kolay bir şekilde bunu yazmış olalım.
123
Bunun şimdi bir de şuraya okunuşunu yazalım.
Yüz yirmi üç
diye burada da ne yaptık, okunuşunu yazmış olduk.
Hemen diğer bir sayıya geçelim.
Ne olabilir?
Mesela bu sefer 2 ile 3’ün yerini değiştirelim.
132
diyelim, 123 değil de 132 oldu bu sefer.
Hemen okunuşu nasıl olacak, onu da şuraya yazalım.
Yüz otuz iki
Evet şöyle kaydıralım, aşağılar da çıksın.
Evet bayağı iki, üç tane daha sayı yazmamız gerekiyor.
Şimdi bakıyoruz.
123, 132 yazdık, bu sefer 2 ile devam edelim.
213 yazılmış, bu sefer 3 ile 1’in yerini değiştirebiliriz.
231
diyebiliriz.
Şuraya da hemen okunuşunu yazalım.
İki yüz otuz bir
231 diye ne yaptık, sayımızı yazdık ama İki’yi tanımıyor.
Bunu hemen şurayı tekrar düzeltelim, bunu bu şekilde yazacağım.
İngilizce karakter olduğu için kabul etmiyor program.
Ne yaptık?
Iki yüz otuz bir
diye yazdık.
Şimdi 2 ile kalmadı, 3’ü başa alacağız.
3’ü başa alarak yazalım.
3 yüz ne olur, 12 olabilir.
Evet
312
Üç yüz on iki
şeklinde sayımızı yazdık.
Ve son olarak bu sefer de ne yapalım 2 ile 1’i tekrar yer değiştirelim.
321 yapalım.
321
diyelim.
Şuraya gelelim.
Üç yüz yirmi bir
Böylece birinci grup sayılarımızı yazmış olduk.
Şimdi kaydıralım, sorumuz devam ediyor çünkü.
9, 9, 5 ile rakamlar verilmiş.
Altta da 8, 0, 4 verilmiş.
Evet ikinci bölüme geliyoruz.
Burada da 9, 9, 5 rakamları verilmiş.
Bu rakamları kullanarak 3 basamaklı sayı yazacağız.
Hemen yan yana 9, 9, 5 yazdığımız zaman ne oluyor?
995
yapar, yazalım.
995
Bunu bir de hemen yazılarımızla ifadesini yazalım.
Dokuz yüz doksan beş
Evet burada kayboluyor çünkü şu karakteri ş karakterini tanımadığı için s’ye çeviriyorum ben.
Dokuz yüz doksan bes
diye yazıyorum, siz onu beş olarak okuyun.
Şimdi gelelim başka bir sayıya gelelim mesela;
5 ile 9’un yerini değiştirelim.
959
Ne oldu?
995 yer değiştirince 5 ile 9
959
oldu.
Dokuz yüz elli dokuz
Bu sefer 5’i başa alalım.
Mesela;
599
Yukarıda 995 idi, burada 599 oluyor.
Şuraya yazalım.
Beş yüz doksan dokuz
Bakalım ş’yi yine kabul etmedi.
Burayı ş’yi s yapıyorum.
Bes yüz doksan dokuz
diye yazıyorum.
Bunu ne olur bir de başka 599, 959 yazdık, 995’i yazdık.
Üç tane ancak rakam, sayı çıkabildi galiba.
Evet şimdi buraya gelelim.
Burada nasıl olacak, ona bakalım bir de.
Şimdi hemen verildiği şekliyle yazacak olursak bunu, ne olur?
8, 0, 4 yazdığımız zaman
804
oluyor
Şuraya da yazalım.
Biraz kaydıralım.
Sekiz yüz dört
Bu ne oldu
804
Şimdi 4 ve 0’ı yer değiştirirsek ne olur?
840
olur o zaman.
Böyle yapıyoruz.
Yazalım.
Sekiz yüz kırk
Şimdi 0’ı başa alırsak o zaman üç basamaklı sayı olmuyor.
O zaman 4’ü başa alacağız.
4 yüz, 4, 0, 8 yazarsak;
408
olur o zaman.
Yazalım.
Dört yüz sekiz
Peki 8 ile 0’ı yer değiştirirsek ne olur?
480
olur.
Yazalım.
Dört yüz seksen
diye bu şekilde sorularımızı çözmüş olduk.
Evet sevgili çocuklar gördüğünüz gibi böyle “insanoğluna sayılarla, rakamlarla oynama kabiliyeti, yeteneği verilmiş” diyerek bu günkü dersdunyasi.net olarak düzenlemiş olduğumuz İlköğretim İlkokul Matematik Bir Soru Bir Cevap’ın sonuna gelmiş oluyoruz.