Büyük Türkiye Partisi Eğitim Programı

Bu sayfada Büyük Türkiye Partisi Eğitim Programı yer almaktadır. Kaynak olarak partinin kendi internet sitesi kullanılmıştır.

Büyük Türkiye Partisi Eğitim Programı
Büyük Türkiye Partisi Eğitim Programı

Büyük Türkiye Partisi Eğitim Programı

IV-3) Milli Eğitim Politikalarımız:

Eğitim en temel insan haklarındandır “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bir nesil yetiştirmeyi hedeflemiştir. Öğrenim  ve öğretim sürecini siyasi etkilerden arındırıp, bir Devlet politikasına dönüţtüreceğiz. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak. Çağdaş Eğitim gerçekleştirilecek. Cezalandırıcı değil, ödüllendirici olan eğitim sistemini benimseyeceğiz. Bilgiyi özümsemiş, araştırıcı, biat eden değil, sorgulayan, katılımcı, paylaşımcı, yeniliklere açık gençler yetiştireceğiz. Geleceği kurgulayabilecek, geçmişini bilen, doğaya saygılı, toplumsal sorunlara duyarlı ve bilinçli gençler yetiştireceğiz. Geleceği kurgulayabilecek, geçmişini bilen, doğaya saygılı, toplumsal sorunlara duyarlı ve bilinçli gençler yetiştireceğiz.

Devlet destekli eğitimin zamanla paralı eğitime dönüşüyor olması ülkemiz için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Paralı eğitim aile bütçelerini ciddi şekilde maddi sıkıntıya sokmaktadır. Çocuklarımızın, gençlerimizin gelişmiş ülke gençleriyle benzer kalite eğitim alabilmesi için Devlet desteğine ihtiyaç vardır. Her TC vatandaşının ÜCRETSİZ eğitim alması en temel hakkıdır. DEVLETİN BİRİNCİ GÖREVİ VATANDAŞINA KALİTELİ ve ÇAĞDAŞ EĞİTİM VERMEKTİR. BEDAVA DİPLOMA DAĞITMAK DEĞİLDİR. Ücretsiz kaliteli eğitim planlaması mutlaka yapılacak ve eğitimin tüm vatandaşlarımıza ulaşması sağlanacaktır.

Eğitim Bakanlığı tarafından maddi sıkıntısı olan gençlere lise son sınıfa kadar eğitim bursu verilecek ve onların yurt gereksinimini karşılanacaktır. Bu şekilde çocuklarımız ve gençlerimiz denetimsiz, yasal olmayan vakıfların, siyasi partilerin, terör örgütlerinin, radikal dinci örgütlerin cinsel istismarcıların elinde oyuncak olmaktan kurtarılacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı çocuklara sekizinci sınıfa kadar kendi mahalle ve köylerinde eğitim verecek ve çocukların aileden koparılmamasına özen gösterecektir. Bilim derslerinde ve din derslerinde ana dilde eğitime dönülecektir. Son beş yıldır imam hatip okullarına dönüştürülmüş karma eğitim veren parasız Devlet orta ve lise okullarının tekrar eski konumuna kavuşturulması gereklidir. Bu durumdaki okullara tekrar eski statüleri kazandırılacaktır ve bu okullar tekrar yeniden bilim ağırlıklı eğitim programlarına kavuşturulacaktır. Din eğitimi, vakıfların kontrolünden geri alınarak Milli Eğitim Bakanlığının kontrolüne verilecektir. Din Eğitimi derslerinin içinde ahlak ve görgü derslerinin de verilmesi zorunlu olacaktır. Çocuk hikâye kitaplarının, romanlarının içindeki Türk toplum değerlerine törelerine, ahlakına aykırı olan, kadınları, çocukları, hayvanları aşağılayıcı nitelikteki, evrensel hukuk kurallarına uymayan Atatürk ilkelerine aykırı içerikler taşıyan yayınlar yeniden gözden geçirilerek uzman kişiler tarafından düzenlenecektir.

Okullarda sınıflar en fazla 30 kişi olacaktır. Üniversite öğrencileri bu ülkenin yakın geleceğidir. Üniversite öğrencileri maddi durumları göre uzun vadeli borçlandırma yöntemi ile burs temin edilecektir. Ödeme gücü olmayan üniversite öğrencilerine ise ileride ödeme gücü olunca ödeyebilmelidirler. Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere, özellikle kırsal bölgelerde, yoksul kesimlerin yoğun olduğu yörelerde yatılı ilköğretim okulları yapılması ile nitelikli eğitim sistemi kurulması hedef alınmıştır. Zorunlu hallerde taşımalı eğitim yapılmalıdır. Yetiişkinlerin eğitimi yaygınlaştırılmalıdır. Okuma yazma bilmeyen kalmamalıdır. Halk Eğitim Merkezleri yaygınlaştırılarak buralara katılan kursiyerlere zorunlu olarak toplumsal ve sosyal içerikli kampanyalar yapılarak toplumun çöküşe uğrayan ahlaki değerleri yeniden tesis edilmelidir.

Din kültürü ve ahlak eğitimi çağdaş bir toplum ve devlet yapısına uygun, insan ve doğa sevgisini arttıracak şekilde, ahlakın üstünlüğünün ön plana çıkarılacağı eğitim programlarıyla yeniden yapılandırılmalıdır. Vatandaşlık eğitim dersleri yeniden uygulamaya konulmalıdır. Bireylere vatandaş olmanın getirdiği haklar ve sorumluluklar öğretilmelidir. İmam hatip okulları sayıları yalnızca ihtiyaçlar çerçevesinde düzenlenmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda okuttuğu temel eğitim kitaplarının içerikleri yeniden gözden geçirilerek, ahlaka, çağdaş yaşama, toplum düzenine aykırı olan, Atatürk düţmanlığı içeren yayınların, utandırıcı söylemlerin bu kitaplardan kaldırılması sağlanacaktır.

Türk sanayicisi yetişmiş kalifiye eleman arıyor ve bulmakta zorlanıyor. Bu sorun ancak eğitim ile çözülür. Bugün Almanya’yı Almanya yapan kalifiye eleman yetiştirmek için açılmış okullardır. Biz de Almanya gibi yapacağız ve kendi elemanımızı yetiştirmek için (A) Çıraklık, (B) Kalfalık ve (C) Ustalık okulları açarak sanayimizin eleman sorununa çözüm getireceğiz. 

Neden Finlandiya Eğitim Sistemi Dünyadaki en iyi sistem seçildi?

Eğitimin Bel Kemiği: Finlandiya’da Öğretmen Olmak!

         Türkiye olarak bundan nasıl ders çıkartmalıyız?

Finlandiya’da “yaşam boyu öğrenme” eğitimin en önemli ilkesidir. Öğretmenler devamlı gelişen öğrenme tekniklerini, zorunlu hizmet içi eğitimlerle takip ediyorlar. Finli öğretmenler meslek hayatları boyunca katıldıkları kursları, kendilerini geliştirmek için fırsat olarak görüyorlar.

  1. Finlandiya’daki eğitim fakülteleri Tıp eğitimine denk bir eğitim veriyor. Bir  öğretmen asgari 5 – 6 yıl eğitim alıyor. Bu durumu “öğretimin bizim için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi, en az insan hayatı kadar değerli” şeklinde açıklıyorlar.
  2. Öğretmenlerin hepsi master derecesine sahip. Eğitimlerinin son yıllarında öğretmen adayları  eğitim zamanının yarısını okullarda harcarken diğer yarısını da genellikle pedagojik eğitim üzerine master çalışmaları yapmak için harcıyorlar. Her biri en az bir yabancı dil bilen öğretmenler pedagoji üzerine de master eğitimi alıyorlar.
  3. Öğretmenler kendilerini asla yeterli bulmuyor ve sürekli olarak yenilikleri, gelişmeleri takip ediyorlar. Dünya’daki en iyi  öğretmenler sıralamasında birinci olsalar da “biz yeterince iyi değiliz, bu halde bile en iyi bizsek kötüleri düţünmek dahi istemiyoruz” diyecek kadar da tevazu sahibiler.
  4. Finlandiya eğitim fakültelerinin birinci önceliği “özerk öğretmenler” yetiştirmek. Çünkü Finlandiya’da bir müfredat yok,  öğretmenler kendi sınıflarının durumuna göre çok geniş bir yetki alanına sahip ve istediği müfredatı uygulayabiliyor.
  5. Finlandiya’da öğretmenlerin üzerinde müfettiş, denetleme gibi baskı unsurları yok. Finlandiya’daki  öğretmenler son derece özgür, devlet verdiği eğitime o kadar güveniyor ki öğretmenleri haricen bir de denetlemeye tabii tutmuyor. Kendi kararlarını kendi veren öğretmenler, aynı zamanda kendi otokontrol mekanizmasına da sahip oluyorlar.
  6. Devletin kontrol etmemesi öğretmenleri rahatlığa itiyor mu? Kesinlikle hayır, en baştan beri dediğimiz gibi öyle üst düzey bir seçme ve eğitim sürecinden geçiyorlar ki  öğretmenler bu özgürlüklerini araştırma temelli eğitim için kullanıyorlar.
  7. Öğretmenlere ülkenin her köţesine medeniyet taşıyan kişi gözüyle bakılıyor. 90’lardan itibaren Finlandiya devleti öğretmenlerin son derece yüksek standartlarda eğitilmesi gerektiğine hükmediyor. Devlet kontrolü tamamen kalkıyor, öğrencilerinin durumundan, eğitimlerinden, müfredattan tamamen okulların sorumlu olması gerektiğine karar veriyorlar. Ve bu başarıyı getiriyor. Merkezi bir yönetimin getirdiği bölgesel sıkıntılar, sorumluluk o bölgenin öğretmenlerine verilerek aşılıyor. Bu sayede her öğrencinin içinde bulunduğu koşullardan bağımsız olarak, eşit bir eğitim görmesi sağlanıyor.
  8. Finli öğretmenleri bu derece başarılı yapan şey kesinlikle çok akıllı olmaları değil. Çünkü eğitim fakülteleri öğrencilerini zeka düzeyine göre seçmiyor. Bizdekine benzer bir sınav sonucunda yüksek puan alanları okula kabul etmiyor. Finlandiya’da öğretmen olacak kişiler birçok aşamadan geçtikten sonra fakülteye kabul ediliyor. Seçilen bu öğretmenlerin arasında zekadan önce gelen iyi ilişkiler kurabilme, empati yapabilme, çocukların düzeyine inebilme, araştırmacı bir kişiliğe sahip olabilme gibi kriterler daha ön planda. Yani son derece parlak, zeki ve yaratıcı bir birey olabilirsiniz ama bunlar Finlandiya’da öğretmen okullarına kabul edilmeniz için yeterli olmuyor. Öğretmen olmak için üniversitelere başvuran her 10 kişiden sadece biri bu hakkı elde edebiliyor.
  9. Öğretmenlerin staj aşaması bildiğinizden çok farklı. Staj yalnuzca formalite icabı yapılan bir şey ya da sınıfta oturup ders izlemek veya bir defa ders anlatmak değil.  Öğretmen adayları sürekli öğrencilerle bir araya geliyor ve onlarla nasıl bir eğitim verilmesi gerektiği üzerine konuşuyorlar. Bu öğrenciler sürekli değişiyor ve öğretmen adayları tüm günlerini okullarda geçiriyorlar.

Finlandiya eğitim sisteminde öğretmen eğitiminin önemi net bir şekilde görülmektedir. FARKI YARATAN İNSANDIR anlayışı hakimdir. Öğretmen eğitimindeki nitelik, bu eğitim süresince kullanılacak yöntem ve tekniklerle arttırılacaktır. BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ  iktidarında yapılandırmacı eğitim anlayışının benimsendiği; sorgulamaya dayalı, araştırmaya dayalı, işbirlikli öğrenme gibi yeni yönelimlerin kullanıldığı, “bireyin yaparak yaşayarak öğrendiği” öğrenme ortamlarının artması ile gelecek nesillere yol gösterecek öğretmenlerin eğitim süreçlerinin daha donanımlı geçmesi sağlanacaktır.

Sonuç olarak, Finlandiya öğretmen eğitim sistemi, tamamen bağımsız, sorumluluk sahibi, öğretmeye ve öğrenmeye aç, kendi kontrolünü kendi yapan ve hazırladığı müfredat ile araştırmacı, düţünen bireyler yetiştirmeye yönelik çalışan öğretmenler yetiştirmek için işliyor. BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ iktidarında Türkiye’ye, Türkiye şartlarını da göz önünde bulundurarak, Finlandiya’ya da uygulanan sisteme olabildiğince benzer çağdaş eğitim felsefesini getireceğiz.

Eğitim Reformlarının temel felsefesi 5 + 3 + 4 yıl olacak şekilde aşağıda özetlenmiştir.

İLK OKUL

  • Üstün Zekalılar İlkokulu (ayrı bir okul önerisinde mutlaka normal zihin düzeyindeki akranları ile de etkileşimini sağlayacak sosyal ortam alternatifleri sunulacaktır)
  • Özel Eğitim İlkokulu (Engelliler için) (hafif düzeyde yetersizlikleri olan öğrenciler en az sınırlandırılmış ortamlarda, kendi akranları ile kaynaştırma eğitimi alırken; yetersizliği ağır olan öğrencilere gerekli tüm eğitimsel destek verilerek farklı okullarda eğitim alsalar da akranları ile etkileşime girebilecekleri kaynaştırma ortamları sağlanacaktır)
  • Normal İlkokul
  • Anadolu İlkokulu (Kırsal Bölge için) (Öğrencilerin bulundukları coğrafi alanların şartları göz önüne alınarak müfredatlar da ufak değişikliklere gidilebilir. Bu sayede öğrenciler soyut, anlamlandırması güç konuları daha somut örnekler üzerinden giderek öğrenebilirler).

ORTA OKUL

  • Üstün Zekalılar İlkokulu (ayrı bir okul önerisinde mutlaka normal zihin düzeyindeki akranları ile de etkileşimini sağlayacak sosyal ortam alternatifleri sunulacaktır)
  • Özel Eğitim Ortaokulu (Engelliler için) (hafif düzeyde yetersizlikleri olan öğrenciler en az sınırlandırılmış ortamlarda, kendi akranları ile kaynaştırma eğitimi alırken; yetersizliği ağır olan öğrencilere gerekli tüm eğitimsel destek verilerek farklı okullarda eğitim alsalar da akranları ile etkileşime girebilecekleri kaynaştırma ortamları sağlanacak ve yetersizliği olan öğrenciler için meslek edindirme kursları açılacaktır)
  • Müzik-Sanat Ortaokulu
  • Teknik Orta Okul
  • Normal Orta Okul
  • Anadolu Orta Okulu (Kırsal Bölge için)

LİSE

  • Fen Lisesi
  • Normal Lise (Bütün Normal Liseler Anadolu Lisesi olacak)
  • Meslek Liseleri (Sanat okulları, teknik eleman eleman yetiştiren liseler, İmam Hatip Okulları)
  • Müzik-Sanat Lisesi
  • Özel Eğitim Lisesi (Engelliler için) (Yukarıda Orta Okulda bahsedilen eğitim felsefesi aynen geçerlidir)
  • Üstün Zekalılar Lisesi (üstün zekalı ve yetenekli öğrenciler için üniversiteden ders alma olanağı sağlanacaktır).

           (A) Anaokulu:

Anaokulları ihtiyaçtır. Okul öncesi eğitim çocukların okula alışmasına ve fiziksel ruhsal gelişimlerinin tamamlanmasına yardımcı olur. İmkânsızlıklardan anaokullarına gidemeyen çocuklarımız için ücretsiz anaokulu sınıfları açılmalıdır. Okuma ve eğitim alma her çocuğun temel hakkıdır. Devlet okullarındaki anaokullarından alınan aidatlar en aza indirilecektir, maddi imkânsızlık içindeki vatandaşın çocuğundan ise aidat ücreti hiç alınmayacaktır. Partimiz anaokulu olmayan illere, ilçelere, köylere yatırım yapmayı temel görev edinmiştir.

  1. B) İlk Öğretim:

Üstün zekâlı ve yetersizlikleri olan öğrencilerin beklentileri normal öğrencilerden farklıdır. Onların sorunlarına yönelik özel eğitim programları hazırlanacaktır. Üstün zekalı ve yetenekli öğrenciler doğru tanımlanarak, potansiyellerini en üst seviyeye çıkarabilecekleri eğitimleri almalıdırlar. Bu bağlamda ayrı okul ya da ayrı sınıf uygulaması ile farklılaştırılmış eğitimler verilmeli ama aynı zamanda akranları ile paylaşımlarının azalmaması için de ortak sosyal ve kültürel etkinlik alanları olmalıdır. Üstün zekalıların eğitiminde uzmanlık kazanmış öğretmenlerin olması, her okulda üstün zekalıların eğitimi alanında uzmanlaşmış en azından bir özel eğitim öğretmeninin olması gerekmektedir. Bunun dışında yetersizliği olan öğrencilerin eğitimi için özel eğitim öğretmenlerinin yetiştirilmesi, her okulda en azında bir özel eğitim öğretmeninin bulunması gerekmektedir. Yetersizliği olan her öğrenci kendi içinde değerlendirilerek, en az sınırlandırılmış ortamda ve tercihen kendi akranları ile etkileşimde olacağı kaynaştırma ortamlarında eğitim almalıdır. Ağır yetersizlik durumlarında ayrı sınıf, okul ve yatılı okul uygulamalarına da yer verilecektir.

İlköğretim yaşı olarak çocuğun 72 ayı doldurması şartı aranacaktır. İlköğretim okullarının teçhizat ve donanımı Batı standartlarına uygun olarak tasarlanmalıdır. Hemen her okulda akıllı tahta, tablet bilgisayar, projeksiyon cihazı uygulamasına geçilmelidir. Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’da özel ilkokul yoktur, okulların tümünün sahibi Devletindir.  Parasız eğitim vermek ABD ve Alman devletlerinin birinci görevidir. Finlandiya orta öğretiminde özel okul yoktur. BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ  iktidarında bütün İlk ve Orta eğitim ABD, Finlandiya ve Almanya’daki gibi parasız olacaktır ve Özel İlkokullar ve Ortaokullar olmayacaktır; özel lise açılabilir. İlkokulda özel okul sadece Özel Eğitim amaçlı olabilir.

  1. C) Orta Öğretim:

Atatürk döneminde açılan ancak siyasi nedenlerle sonradan kapatılan, teknisyen ve kalifiye usta ihtiyacını karşılayacak Sanat Ortaokulları tekrar açılmalıdır. Orta öğretimi bitiren çocuklarımız sınavla değil, diploma notlarına göre bakılarak liselere yerleştirilmelidir. İyi ve kötü okul döngüsünü kırabilmek için gerekli tedbirler alınmalı, kaliteli eğitim her öğrenciye eşit şartlarda sunulmalıdır. Meslek okullarının yapısı ve imkânları geliştirilmelidir. Eğitim süresi uzatılmalı, ara sınavlarla eğitime devam edecek öğrenciler belirlenmeli, laboratuvar ve altyapı imkânları geliştirilmelidir. Uluslararası ilişkiler kullanılarak meslek okulları seviyesinde Erasmus tipi programlarla yurtdışı eğitim imkânları sağlanmalıdır. Ülkemiz yetişmiş eleman ihtiyacını ancak böyle karşılınabilir.

  1. D) Lise:

Gençlerimize kişiliklerinin oluştuğu lise döneminde ruhsal ve bedensel olarak tam donanımlı eğitim verilmesi gereklidir. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklarla çok daha güclü mücadele edilmelidir. Bağımlı gençlerimizin topluma geri kazandırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Eğitim programları gençlerin yetenekleri ve kabiliyetleri doğrultusunda kişisel tercihlerine saygı duyularak hazırlanmalıdır. Eğitimciler ile ebeveynlerin kesintisiz bir iletişim içinde olmaları sağlanmalıdır. Okullarımızın içinde, önünde ve çevresinde gerekli güvenlik emniyet tedbirleri alınmalıdır. Türk toplumunun farklı ihtiyaçlarını karşılamak için özellikle eğitim fırsatları sunan özel eğitim liselerine olduğu gibi yetersizliği olan öğrencilere meslek edindirme amaçlı iş okullarına da ihtiyacı vardır. Engelliler için okullar, meslek liseleri sanat okulları, fen liseleri, sağlık liseleri, üstün zekâlı eğitimi okulları Türkiye’nin her tarafına yaygınlaştırılmalıdır. BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ  İKTİDARINDA Okullarda öğrencilerin; düţünen, üreten, sorgulayan bireyler olmaları için olanaklar sağlanacak, özellikle laboratuvarlar konusunda hassasiyet gösterilecektir. Eksik malzemesi olan okullara malzeme temini sağlanacak ve uygun olduğu ölçüde teknolojik ekipman eklenerek öğrencilerin bilgileri daha anlamlı özümsemeleri sağlanacaktır.

Bahsedilen formal eğitim ortamlarının yanı sıra öğrencileri informal okul dışı eğitim ortamlarına da yönlendirmek anlamlı ve kalıcı öğrenme açısından faydalı olacaktır. Öğrenciler müze, bilim-sanat merkezleri, tarihi alanlara yönlendirilerek ve bu alanlarda elde ettikleri kazanımları okulda akranları ile paylaşmalarını teşvik ederek onların gelişimine katkıda bulunulacaktır.

Ayrıca günümüzde öğretmenlik mesleği maalesef öğretmenlere yapılan tacizlerle (veli ve öğrenciler tarafından) anılır olmuştur. Mağdur olan öğretmenlere destek sağlanacak ve bu tacizlere engel olun  olacaktır.

  1. E) Üniversite Reformu:

BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ  iktidara geldiğinde YÖK kaldırılacaktır. Her üniversite kendi Mütevelli Heyeti tarafından yönetilecektir.

Üniversiteye giriş sınavlarında uygulanan YGS (1. Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı) ve LYS (2. Lisans Yerleştirme Sınavı) sınavlarının toplamına kesinlikle lise not ortalaması dâhil edilmeyecektir. Sınavların adaletli yapılması için gereken önlemler alınacaktır. Yüksek eğitim kurumlarımızın kalitesini iyileştirmek ve araştırma üniversitelerine destek sağlamak için kaynak ayrılacaktır.

1) Devlet Üniversiteleri:

  1. I) Lisans Sonrası Yenilikler: Devlet üniversitelerindeki her bölüm öğretim üyesi ve laboratuvar olanakları açısından Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimi verebilecek şekilde sınıflandırılacaktır. Yüksek Lisans ve Doktora yalnızca belli seviyeye erişmiş üniversiteler ve bölümleri tarafından verilecektir. Bunların standardı ve şartları yönetmeliklerde belirtilecektir. Her doktora öğrencisi doktora süresince en az 1 yıl yurt dışına Devlet bursu ile gönderilerek uluslararası tecrübe kazanmasına özen gösterilecektir. Yurt içinde ve yurt dışındaki üniversitelerde doktora sonrası çalışma yapabilmek için “doktora sonrası bursu programları” oluşturulacaktır.
  2. II) Öğretim üyelerinin maaş politikaları: Bilimde geri kalan bir devletin 21. yüzyılda yaşaması mümkün değildir. Bilim adamları ve akademisyenlere hak ettikleri değer verilmelidir. Bilimin ilerlemesi için yapılan bilimsel çalışmalara kaynaklar cömertçe aktarılmalı, bilim adamlarına, akademisyenlere hak ettikleri ücretler verilmeli, konforlu, huzurlu ve yüksek standartta bir yaşam sürebilmeleri için ortam sağlanmalıdır.

Dünya’nın hiç bir üniversitesinde ve hatta aynı üniversitenin farklı bölümlerde çalışan hiçbir öğretim üyesi eşit maaş almaz. Çünkü “dünyadaki en büyük eşitsizlik eşit maaştır.” Dünya’nın hiçbir ülkesinde eşit maaş yoktur. “Eşyanın doğasına uygun olarak” öğretim üyelerinin bilimsel kaliteleri farklı olduğu için her öğretim üyesi sabit maaş + başarısına göre bonus almalıdır. Bonus ise Türkiye’de ODTÜ’nün “Akademik Yükseltme ve Atama Kriterleri” örnek alınarak bütün üniversitelerde tek ölçüt uygulanmalı, fakat her üniversitenin Doçentlik ve Profesörlük puan sınırlarının tespiti üniversitelerin Yönetim Kurullarına bırakılmalıdır. Her bölümde ve her anabilim dalında Science Citation Index (SCI) grubuna giren dergilerde makale yazma zorluk derecesi eşit değildir. Bonus hesaplamasında Bonus = h-index (SCI’deki) x 500 TL uygulaması yapılarak vergiden muaf olarak BONUS ücreti öğretim üyelerine her ay ödenecektir. Bonus miktarı her yıl maaş artış yüzdesi oranında otomatik olarak artacak ve böylece üretgen öğretim üyesi yüksek bonus ücreti ile ödüllendirilecektir. Öğretim üyesi emekli olunca hak ettiği aylık toplam bonusun % 70’i her ay emekli maaşına ilave olarak kendisine ödenmelidir. Ayrıca, bilim insanları emeklilik sonrası yaptığı yayınlardan Bonus puanlarına ilave yapılarak emeklilik sonrasında bile Bonus miktarını artırılabilir olmalıdırlar. Vazifesinin gereğini yerine getirmeyen – üretgen olmayan – öğretim üyeleri 67 yaşını beklemeden erken emekli olmalıdır. Üretken öğretim üyeleri ise 72 yaşına kadar çalışabilmelidilerr.

III) Laboratuvar Olanakları: Türk bilim adamları Türkiye’de yeterli bilimsel araştırma olanakları bulamadığı için yurt dışına gitmek mecburiyetinde kalmakta ve yurt dışında yaptıkları deneysel çalışmalarını uluslararası bilimsel dergilerde yayınlatmaktadırlar. Bu “yurtdışı laboratuvarlarına bağımlılığı” kırmak Büyük Türkiye Partisi’nin birinci görevidir. Bunun için toplam 70 devlet üniversitesine sırasıyla, her birine 20 milyon Euro’luk bir bütçeye varan, merkez laboratuvar kuracaktır. Böylece, Büyük Türkiye Partisi Türk bilim adamlarının laboratuvar olanakları yetersizliği sorununa son verecektir. Diğer küçük üniversitelere ise daha küçük merkezi laboratuvarlar kurularak büyümeleri konusunda destek verilecektir.

  1. IV) İdari Yenilikler: Devlet üniversitesi istediği sayıda yabancı öğretim üyesini ve yabancı dil öğretmenlerini davet edebilmelidirler. Üniversitelerdeki bazı yöneticiler (idari konulardan sorumlu Rektör Yardımcısı, spor teşkilatı müdürlüğü, vs) yerleşke dışından profesyonel yönetici atanabilmelidirler. Fakültelerde ve Bölümlerde bulunan bütün mühendislik kadroları sadece Rektörlük bünyesindeki idari işlerde istihdam edilmelidir. Dünya’daki yaygın uygulama; Dekanlara şoförsüz makam arabası verilmesidir. Bütün dünya üniversitelerinde olduğu gibi her Dekan kendi arabasını kendisi kullanmalıdır.

2) Özel ve Vakıf Üniversiteleri:

Özel üniversitelerin birinci amaçlarının ticari kar elde etmek olmaması gerekir. BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ özel üniversitelerin öncelikle bir eğitim kurumu mantığıyla hareket etmesi, kaliteli eğitim verebilmesi, öğrencilerini ve ailelerini sömürmemesi için gerekli düzenlemeleri süratle yapacaktır. Devletin birinci görevi özel ve vakıf üniversitelerini “kar gayesi güden bir kurumlar olmaktan çıkarmaktır”. Bu amaçla ilgili kanuna “özel ve vakıf üniversiteleri vergi vermezler ve karlarının belirli bir yüzdesini eğitim yatırımlarında kullanırlar” maddesi ilave edilecek, bu üniversitelerin finansal yönetimleri Maliye Bakanlığı tarafından en sıkı bir şekilde kontrol edilecektir.

  1. a) Özel üniversitelerde mevcut kanuna göre üç öğretim üyesi ile yeni bölüm açmak mümkündür. Tamamen ticari kaygı ile düzenlenen bu kalitesiz eğitim Büyük Türkiye Partisi tarafından kabul edilmeyen komik bir durumdur. Öğretim üyesi sayısı en az sekiz olmalıdır ve böylece eğitimin kalitesi arttırılmalıdır. Ayrıca, her bölümde en az iki profesör kadroya dâhil edilmelidir.
  2. b) Yüksek Lisans ve Doktora öğrencileri Araştırma Görevlisi olarak işe alındığında 1 yıllık sözleşme yapılmakta ve eğer özel üniversiteler isterse sözleşme süresini uzatmaktadır. Bu durum kabul edilemez; Araştırma Görevlisi köle değildir. Araştırma Görevlisi seçiminde sadece ALS ve mezuniyet puanına bakılmamalı, adaylar profesörlerin önünde en az iki mülakata tabii tutulmalıdır, böylece insan malzemesi kalitesi arttırılmış olacaktır. Yurt dışında olduğu gibi her Yüksek Lisans öğrencisi ile Araştırma Görevlisi üniversitede işe alındığında 3 yıllık ve her Doktora öğrencisi ile 5 yıllık sözleşme yapılması mecburi olmalıdır. Yardımcı Doçentlerin en az 3 yıl, Doçent ve Profesörlerin sözleşmesi en az 5 yıllık olmalıdır.
  3. c) Özel ve vakıf üniversitelerinde her öğretim üyesinin haftalık ders saati en fazla 10 saatle sınırlandırılacaktır. Öğretim üyesinin tek görevi ders vermek değil, aynı zamanda yarıyılda iki ara sınav ve final sınav kâğıtlarını da değerlendirmek, Yüksek Lisans ve Doktora tezlerini yönetmek ve bilimsel araştırma yapmaktır. Maalesef şimdiki mevcut sistemde, bunu önleyecek bir kanun olmadığı gibi her öğretim üyesine haftada en az 15 ve bazen 20 saate yakın ders yükü yüklenerek iki öğretim üyesinin yapması gereken işi bir öğretim üyesinin üstüne yığılmaktadır. Özel üniversiteler eğitim faaliyetlerine ticari bir yaklaşımla yaklaşamazlar ve yalnızca kar hedefleyen bir iş idaresi yöntemi belirleyemezler. Fen ve Mühendislik bölümlerinde her sınıf 35 kişilik olacak ve ders yükü 35 kişilik sınıf bazında hesaplanacaktır. Özel üniversitelerdeki öğretim üyeleri yayın yapabilmeleri teşvik edilmelidir.
  4. d) Kaliteli eğitim partimizin ana ilkelerinden biridir. Bu amaçla küçük özel ve vakıf üniversitelerinin en azından bölüm bazında birleşmeleri teşvik edilecek ve desteklenecektir. Böylece düţük kaliteli eğitim veren çok sayıda özel üniversiteler yerine, yüksek kaliteli az sayıda özel üniversiteler yaratılmasına çalışılacaktır. YÖK’ün açtığı kontenjanı iki yıl içinde dolduramayan bölümler kapatılmalıdır. Böylece eğitimin ticarileştirilmesinin önüne geçilmiş olur.

            3) Dershane Reformu:

Türk eğitim sisteminin yeterli kaliteli olmaması nedeni ile varlığını 40 yıldan beri sürdürebilen dershanelerin amacı temel eğitim öğretim alanları dışındaki alanlardaki yetersiz eğitimin eksikliklerini tamamlamak olmalıdır. Dershanelerin yeni iş edindirme, mesleki uzmanlık eğitimi, sanat ve spor dalları, yabancı diller eğitimi gibi tamamlayıcı dallarda eğitim vermeleri gerekir. Dershanelerin müfredatları dünya standartlarına uygun hale getirilmelidir. Yabancı dil eğitimi veren dershanelerin ücretleri en aza indirilmeli ve öğrencilerin yabancı dil eğitimine katılımı özendirilmelidir. Yabancı dil eğitiminde yetenekli olan öğrencilere Devlet özel eğitim bedelinin yarısı kadar kısmını ödeyerek destek olmalıdır. Meslek edindirme eğitimi alan öğrencilerin dershane ücretleri devlet tarafından karşılanarak kalifiye eleman yetiştirilmesine öncelik verilmelidir.

KAYNAK

https://www.buyukturkiyepartisi.org.tr/parti-program%C4%B1-91590.html


SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI

2023 Türkiye seçimleri ve oy pusulası sıralaması: Hangi parti ve ittifaklar kaçıncı sırada?
2023 Türkiye seçimleri ve oy pusulası sıralaması: Hangi parti ve ittifaklar kaçıncı sırada?

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.