Bu poster çalışmasında; “Sahibi Kim?” diye sorularak herkes düşünmeye davet ediliyor, özellikle bir köyün muhtarsız olamayacağı, bir iğnenin ustasız ve sahipsiz olamayacağı, bir harfin katipsiz yani o harfi yazan birisi olmadan yazılamayacağı vurgulandıktan sonra;
Nasıl olurda bu kadar mükemmel bir şekilde işleyen bu kainat sahipsiz ve hakimsiz yani ona hükmeden birisi olmadan işleyebilir diye sorularak herkes düşünmeye davet ediliyor.
Son olarak poster başlığında madem sahipsiz olamaz o halde “Sahibi Kim?” diye sorularak cevap bulmamız isteniyor.
Ayrıca diğer poster çalışmaları için lütfen;
POSTERLER
sayfamızı inceleyiniz.
Bir köy muhtarsız olmaz.
Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz.
Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun.
Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?
KAYNAKLAR
Sözler, Onuncu Söz, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2016
http://erisale.com/#content.tr.1.83
Metnin yer aldığı sayfa aşağıda incelenebilir. Ayrıca ilgli sayfanın sözlüğü de yer almaktadır:
Evvelâ o sersem dedi: “Padişah kimdir? Tanımam.”
Sonra arkadaşı ona cevaben: “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur? Ve bu kadar çok servet—ki, her saatte bir şimendifer HAŞİYE-1 gaipten gelir gibi, kıymettar, musannâ mallarla dolu gelir, burada dökülüyor, gidiyor—nasıl sahipsiz olur? Ve her yerde görünen ilânnameler ve beyannameler ve her mal üstünde görünen turra ve sikkeler, damgalar ve her köşesinde sallanan bayraklar nasıl mâliksiz olabilir? Sen, anlaşılıyor ki, bir parça firengî okumuşsun. Bu İslâm yazılarını okuyamıyorsun. Hem de bilenden sormuyorsun. İşte, gel, en büyük fermanı sana okuyacağım.”
O sersem döndü, dedi: “Haydi, padişah var. Fakat benim cüz’î istifadem ona ne zarar verebilir? Hazinesinden ne noksan eder? Hem burada hapis mapis yoktur; ceza görünmüyor.”
Arkadaşı ona cevaben dedi: “Yahu, şu görünen memleket bir manevra meydanıdır. Hem sanayi-i garibe-i sultaniyenin meşheridir. Hem muvakkat, temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun ki, hergün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur. Daima dolar, boşalır. Bir zaman sonra şu memleket tebdil edilecek; bu ahali başka ve daimî bir memlekete nakledilecek. Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat görecek” dedi.
Yine o hain sersem, temerrüt edip, “İnanmam. Hiç mümkün müdür ki bu memleket harap edilsin, başka bir memlekete göç etsin?” dedi.
Haşiye-1
Seneye işarettir. Evet, bahar, mahzen-i erzak bir vagondur, gaipten gelir.
ahali: halk beyanname: açıklama belgesi (bk. b-y-n) cüz’î: küçük, az (bk. c-z-e) dehalet etmek: sığınmak, aman dilemek ferman: buyruk feylesofâne: felsefeci gibi firengî: Batı kültürü gaip: görünmeyen âlem (bk. ğ-y-b) hâkim: hükümdar, idareci (bk. ḥ-k-m) harap: yıkılma, yok edilme haşiye: dipnot, açıklayıcı not ilânname: duyuru intizam: düzen (bk. n-ẓ-m) istifade: faydalanma, yararlanma istihdam edilmek: çalıştırılmak | kafile: grup, topluluk kâtip: yazar (bk. k-t-b) kıymettar: kıymetli, değerli mahzen-i erzak: yenilecek ve içilecek şeylerin bulunduğu yer, depo (bk. r-z-ḳ) mâlik: sahip (bk. m-l-k) manevra meydanı: eğitim ve deneme yeri men etmek: yasaklamak meşher: sergi mîrî malı: devlete ait mal, kamu malı mukabil: karşılık mükâfat: ödül münazara: tartışma (bk. n-ẓ-r) muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m) musannâ: sanatla yapılmış (bk. ṣ-n-a) | muvakkat: geçici nihayet: son noksan: eksik safsatiyât: anlamsız ve uydurma şeyler sanayi-i garibe-i sultaniye: saltanata, devlete ait antika sanatlar (bk. ṣ-n-a; s-l-ṭ) şedid: şiddetli sikke: mühür, işaret şimendifer: tren tasarruf: dilediği gibi kullanma (bk. ṣ-r-f) tebdil edilmek: değiştirilmek temerrüt: inat turra: padişaha ait mühür, nişan vakıf malı: herkesin faydasına sunulmuş mal |
Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
“POSTER 5: SAHİBİ KİM?” için 2 yanıt