RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN DERLEME LİSE DERS KİTABI


RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN DERLEME LİSE DERS KİTABI

Kastamonu Lahikası 102. Mektup

– 102 –

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Seksen küsur sene bir ömr-ü mânevîyi sizlere kazandıracak olan şuhur-u selâse-i mübarekeyi ve bilhassa bu geceki leyle-i Regaibi tebrik ediyoruz. Sizin beraatiniz ve mânen galebeniz zâlimleri şaşırttı. Cepheyi burada değiştirdiler. Düşmanâne taarruzdan vazgeçip, dostâne hulûl edip, has talebeleri Risale-i Nur’un hizmetinden geri bırakmak için memuriyet gibi bir meşgale buluyorlar, veya terfian işi çok diğer bir memuriyete veya diğer bir meşgaleyi buluyorlar. Burada, o neviden çok vakıalar var. Bu taarruz, bir cihette daha zararlı görünüyor.

Saniyen: Burada, Lise mektebine tesirli bir nur girdi. O da;

Otuz İkinci Söz’ün Birinci Mevkıfı,

Otuzuncu Lem’a’nın ism-i Adl ve Hakem Nükteleri, 

Tabiat Lem’ası hâtimesine kadar, 

Âyetü’l-Kübrâ’nın, “Evet, bu dünya memleketine ve misafirhanesine giren herbir misafir…” diye başlayan Birinci Makamın başından ilham, vahiy mertebeleri hariç kalıp, tâ On Sekizinci Mertebe olan kâinatın hudus hakikatı, tâ imkâna kadar, 

yeni hurufla, bir ihtar-ı mânevîyle izin verdik. Daktilo (el makinası) ile kendilerine yazdılar.

Siz de bu dört parçayı birden cilt yapıp yeni hurufla ehl-i inkâra on ikilik top güllesi gibi atabilirsiniz.

Ben, bu sene çok zaif ve ihtiyar ve âciz bir halde bulunduğumdan, genç kardeşlerimden mânevî muavenetlerini bu mübarek şuhur-u selâsede rica ediyorum. Herbirisine birer birer selâm ve dâreynde selâmetlerine dua ediyoruz.

Said Nursî


KAYNAK:

http://www.erisale.com/#content.tr.9.184

Sözlük


âciz: güçsüz, elinden bir şey gelmeyen
âmin: “Allah’ım kabul eyle”
Âyetü’l-Kübrâ: en büyük delil anlamına gelen Risale-i Nur’da bir bölüm; Yedinci Şua
aziz: çok değerli, izzetli, saygın
beraat: temize çıkma, kurtulma
bilhassa: özellikle
Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cihet: yön, taraf
dâreyn: dünya ve âhiret yurdu
dostâne: dostça
düşmanâne: düşmanca
ebeden: sonsuza kadar
ehl-i inkâr: Allah’ın bildirdiği şeyleri inkâr edenler
evvelâ: ilk önce, birinci olarak
fevkalâde: olağanüstü, çok güzel
fütuhat: fetihler, zaferler
galebe: üstün gelme
galebe çalan: üstün gelen
Hâfız Mehmed: (bk. bilgiler)
hakikat: gerçek
has: özel
hâtime: son
hudûs: sonradan meydana gelme, yok iken sonradan varlık kazanma
hulûl: girme, içeri sızma
hususan: özellikle
ihlâs: ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
ilham: Allah tarafından insanın kalbine indirilen mânâ
imkân: olabilirlik; varlığı ile yokluğunun eşit olması ve varlığının Allah’ın var etmesine bağlı olması
intişar: yayılma
ism-i Adl ve Hakem: Allah’ın haklıyı haksızdan ayırıp her hakkı yerine getirdiğini ve herbir şey hakkında adaletle küllî hüküm verdiğini bildiren isimleri
kâinat: evren, bütün yaratılmışlar
kat’iyet: kesinlik
kesb: kazanma
lem’a: parıltı
leyle-i Regaib: Regaip Kandili; Hicrî aylardan olan Recep ayının, ilk Cuma gecesi
mânen: mânevî olarak
memuriyet: memurluk
mertebe: derece
meşgale: meşguliyet, iş
metanet: sağlamlık, kararlılık
mevkıf: bölüm, kısım
muavenet: yardımlaşma
musibetzede: belâya, sıkıntıya düşmüş olan kimse
mübarek: bereketli, hayırlı
nevi: tür
nükte: bir söz veya ibareden özel bir dikkatle çıkartılan ince mânânın yer aldığı bölüm
ömr-ü mânevî: mânevî ömür
risale: küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sadakat: bağlılık, sebat
saniyen: ikinci olarak
selâmet: esenlik, kurtuluş
sıddık: çok doğru ve sadık
şuhur-u selâse: üç aylar; Recep, Şaban, Ramazan
şuhur-u selâse-i mübareke: mübarek üç aylar
taarruz: saldırı
Tabiat Lem’ası: Yirmi Üçüncü Lem’a
terfîan: yükselerek, terfi ederek
tesanüd: dayanışma
Tesettür Risalesi: örtünmeyle ilgili risale; Yirmi Dördüncü Lem’a
tesirli: etkili
tevakkuf: durma, duraklama
tevkif: tutuklama
vahiy: bir emrin veya bir hakikatin Allah tarafından Peygambere bildirilmesi
vakıa: olay
yeni huruf: Lâtin harfleri
zâlim: zulmeden, haksızlık eden
zemin hazırlamak: yer hazırlamak, ortam oluşturmak

MAKALELER









“RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN DERLEME LİSE DERS KİTABI” için 2 yanıt

  1. “Âyetü’l-Kübrâ’nın, ‘Evet, bu dünya memleketine ve misafirhanesine giren herbir misafir…’ diye başlayan Birinci Makamın başından ilham, vahiy mertebeleri hariç kalıp, tâ On Sekizinci Mertebe olan kâinatın hudus hakikatı, tâ imkâna kadar,”

    cümlesini nasıl anlamak gerekir?

    Bu çalışmada ilham ve vahiy mertebeleri hariç tutulmuş. Bu tamam.

    Ancak; Hudus hakikatı ile İmkan hakikati bu çalışmaya dahil edilecek mi, edilmeyecek mi?

    Siz ne düşünüyorsunuz?

    Siz nasıl anlıyorsunuz?

  2. Geri bildirim: LİSE – dersdunyasi.net

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.