Kur’an-ı Kerim’de İsrailoğulları, Tevrat, Yahudilik, Hz. Musa ve Harun (Aleyhimesselâmı) 1

Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: “Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır.” ﴾12﴿

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. ﴾13﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-12/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. ﴾15﴿

Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir. ﴾16﴿

Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki: “Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” ﴾17﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-14/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki: “Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak onadır. ﴾18﴿

Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾19﴿

Hani Mûsâ kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Allah’ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden peygamberler çıkarmıştı. Sizi hükümdarlar kılmıştır ve (diğer) toplumlardan hiçbirine vermediğini size vermişti.” ﴾20﴿

“Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz.” ﴾21﴿

Dediler ki: “Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz.” ﴾22﴿

Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.” ﴾23﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-18/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.” ﴾24﴿

Mûsa, “Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır” dedi. ﴾25﴿

Allah şöyle dedi: “O halde orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.” ﴾26﴿

(Ey Muhammed!) Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. ﴾27﴿

“Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” ﴾28﴿

“Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır.” ﴾29﴿

Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. ﴾30﴿

Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu. ﴾31﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-24/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir. ﴾32﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-32/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler: “Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun. O verilmezse sakının.” Allah kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir. Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır. ﴾41﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-37/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever. ﴾42﴿

Yanlarında içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir. ﴾43﴿

Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir. ﴾44﴿

Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. ﴾45﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-42/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik. ﴾46﴿

İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir. ﴾47﴿

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. ﴾48﴿

Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır. ﴾49﴿

Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir? ﴾50﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-46/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. ﴾51﴿

İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar. ﴾52﴿

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının. ﴾57﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-51/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır. ﴾58﴿

De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilahi kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz.” ﴾59﴿

De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.” ﴾60﴿

(Yanınıza) küfürle girip yine (yanınızdan) küfürle çıktıkları halde size geldiklerinde “İnandık” dediler. Allah onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir. ﴾61﴿

Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! ﴾62﴿

Bunları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! ﴾63﴿

Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur’an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez. ﴾64﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-58/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim cennetlerine koyardık. ﴾65﴿

Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür! ﴾66﴿

Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿

De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme. ﴾68﴿

Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.) ﴾69﴿

Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler. ﴾70﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-65/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Bu yaptıklarında) bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra (tövbe ettiler), Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir. ﴾71﴿

Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.” ﴾72﴿

Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır. ﴾73﴿

Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾74﴿

Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar. ﴾75﴿

(Bu yaptıklarında) bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra (tövbe ettiler), Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir. ﴾71﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-71/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

De ki: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, bir çoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın.” ﴾77﴿

İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryemoğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü. ﴾78﴿

İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü! ﴾79﴿

Onlardan birçoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. Andolsun ki kendileri için önceden (ahirete) gönderdikleri şey; Allah’ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlar azap içinde ebedi kalıcıdırlar. ﴾80﴿

Eğer Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene (Kur’an’a) inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir. ﴾81﴿

(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. ﴾82﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-77/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Peygamber’e indirileni (Kur’an’ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi şahitlerle (Muhammed’in ümmeti) ile beraber yaz” derler. ﴾83﴿

“Rabbimizin, bizi salihler topluluğuyla beraber (cennete) koymasını umarken, Allah’a ve bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?” ﴾84﴿

Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. İşte bu, iyilik yapanların mükafatıdır. ﴾85﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-83/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah’ın, peygamberleri toplayıp “siz(den sonra davetiniz)e ne derece uyuldu?” diyeceği, onların da, “Bizim hiçbir bilgimiz yok. Gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin” diyecekleri günü hatırlayın. ﴾109﴿

O gün Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, “Bu ancak açık bir büyüdür” demişlerdi. ﴾110﴿

Hani bir de, “Bana ve Peygamberime iman edin” diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da “İman ettik. Bizim müslüman olduğumuza sen de şahit ol” demişlerdi. ﴾111﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/maide-suresi-5/ayet-109/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur’an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?” De ki: “Ben şahitlik etmem. O, ancak tek bir ilahtır ve şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” ﴾19﴿

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. ﴾20﴿

Kim Allah’a karşı yalan uydurandan, ya da onun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir? Şüphesiz ki, zalimler kurtuluşa eremez. ﴾21﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-19/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani İbrahim babası Âzer’e, “Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti. ﴾74﴿

İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. ﴾75﴿

Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. ﴾76﴿

Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi. ﴾77﴿

Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim!” Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. ﴾78﴿

“Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah’a ortak koşanlardan değilim.” ﴾79﴿

Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki: “Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbim’in bir şey dilemiş olması başka. Rabbim’in ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?” ﴾80﴿

“Allah’ın, size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri ona ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha layıktır? Eğer biliyorsanız söyleyin.” ﴾81﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-74/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır. ﴾82﴿

İşte kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimiz… Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. ﴾83﴿

Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da. İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. ﴾84﴿

Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi. ﴾85﴿

İsmail’i, Elyasa’ı, Yûnus’u ve Lût’u da hidayete erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık. ﴾86﴿

Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik. ﴾87﴿

İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı bütün yaptıkları boşa gitmişti. ﴾88﴿

Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkar ederlerse, biz onları inkar etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır. ﴾89﴿

İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.” ﴾90﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-82/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Çünkü, “Allah hiç kimseye hiçbir şey indirmedi” dediler. De ki: “Mûsâ’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği, parça parça kağıtlar haline koyup ortaya çıkardığınız, pek çoğunu ise gizlediğiniz; (kendisiyle) ne sizin, ne babalarınızın bilmediği şeylerin size öğretildiği Kitab’ı kim indirdi?” (Ey Muhammed!) “Allah” (indirdi) de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar. ﴾91﴿

İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilahi kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar.Onlar namazlarını vaktinde kılarlar. ﴾92﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-91/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Size Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde sakın şüphecilerden olma. ﴾114﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-111/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki iç yağlarını (yine) onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz. ﴾146﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-143/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan onun azabı geri çevrilmez.” ﴾147﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-147/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler. ﴾154﴿

Bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. ﴾155﴿

Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enam-suresi-6/ayet-152/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları (mucizeleri) inkar ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu. ﴾103﴿

Mûsâ dedi ki: “Ey Firavun! Şüphesiz ki ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.” ﴾104﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-103/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Bana, Allah’a karşı sadece gerçeği söylemem yaraşır. Ben size Rabbinizden açık bir delil (mucize) getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder. ﴾105﴿

Firavun, “Eğer açık bir delil getirdiysen haydi göster onu bakalım, şayet doğru söyleyenlerden isen” dedi. ﴾106﴿

Bunun üzerine Mûsâ asasını yere attı. Bir de ne görsünler, apaçık bir ejderha. ﴾107﴿

Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş. ﴾108﴿

Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Şüphesiz bu adam usta bir sihirbazdır.” ﴾109﴿

“Sizi yerinizden çıkarmak istiyor.” Firavun ileri gelenlere, “Öyle ise siz ne düşünüyorsunuz?” dedi. ﴾110﴿

Onlar şöyle dediler: “Mûsâ’yı ve kardeşini (bir süre) beklet (haklarında bir işlem yapma) ve şehirlere toplayıcılar yolla.” ﴾111﴿

“Bütün usta sihirbazları (toplayıp) sana getirsinler.” ﴾112﴿

Sihirbazlar Firavun’a geldiler. “Galip gelenler biz olursak mutlaka bize bir mükafat vardır, değil mi?” dediler. ﴾113﴿

Firavun, “Evet. Üstelik siz (ücretle de kalmayacaksınız) mutlaka benim en yakınlarımdan olacaksınız” dedi. ﴾114﴿

(Sihirbazlar), “Ey Mûsâ!” Ya önce sen at, ya da önce atanlar biz olalım” dediler. ﴾115﴿

(Mûsâ), “Siz atın” dedi. Bunun üzerine onlar (ellerindekini) atınca insanların gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihir yaptılar. ﴾116﴿

Biz de Mûsâ’ya, “Elindeki değneğini at” diye vahyettik. Bir de ne görsünler o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. ﴾117﴿

Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı. ﴾118﴿

Artık orada yenilmişler ve küçük düşmüşlerdi. ﴾119﴿

Sihirbazlar ise secdeye kapandılar. ﴾120﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-105/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler. ﴾121﴿

“Mûsâ ve Hârûn’un Rabbine.” ﴾122﴿

Firavun, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır. Göreceksiniz!” ﴾123﴿

“Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da (ibret olsun diye) sizin tümünüzü elbette asacağım.” ﴾124﴿

Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.” ﴾125﴿

“Sen sırf, Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde iman ettiğimiz için bize hınç duyuyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al.” ﴾126﴿

Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen (sihirbazları cezalandıracaksın da) Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?” Firavun, “Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üzerinde ezici bir güce sahibiz?” dedi. ﴾127﴿

Mûsâ kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” dedi. ﴾128﴿

Dediler ki: “Sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldikten sonra da.” Mûsâ, “Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizi bu yerde (Mısır’da) egemen kılıp, nasıl davranacağınıza bakacaktır” dedi. ﴾129﴿

Andolsun biz, Firavun ailesini, öğüt alsınlar diye yıllarca süren kıtlık ve ürün eksikliği ile cezalandırdık. ﴾130﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-121/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Fakat onlara iyilik geldiği zaman, “Bu bizimdir, (biz çalışıp kazandık)” derler. Eğer başlarına bir kötülük gelirse Mûsâ ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki onların uğursuzluk sebebi ancak Allah katında (yazılı)dır. Fakat çokları bilmezler. ﴾131﴿

Dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.” ﴾132﴿

Biz de, her biri ayrı ayrı birer mucize olmak üzere başlarına tufan, çekirge, ürün güvesi (haşerât), kurbağalar ve kan gönderdik. (Hiçbirinden ders almadılar.) Büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular. ﴾133﴿

Üzerlerine azap çökünce, “Ey Mûsâ! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz” dediler. ﴾134﴿

Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar. ﴾135﴿

Bu yüzden onlardan intikam aldık. Âyetlerimizi yalanlamaları ve onları umursamamaları sebebiyle kendilerini denizde boğduk. ﴾136﴿

Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve (özenle kurup) yükselttiklerini yerle bir ettik. ﴾137﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-131/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine ait putlara tapan bir kavme rastladılar. İsrailoğulları, “Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait ilahları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir ilah yapsana” dediler. Mûsa şöyle dedi: “Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz.” ﴾138﴿

Şüphesiz bunların (din diye) içinde bulundukları şey yok olmaya mahkumdur. Yapmakta olduklarının hepsi batıldır.” ﴾139﴿

“Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah’tan başka ilah mı araştırayım size?” ﴾140﴿

Hani sizi Firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar size en kötü işkenceyi uyguluyorlardı. Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı. ﴾141﴿

Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. Mûsâ kardeşi Hârûn’a, “Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı ol. Sakın bozguncuların yoluna uyma” dedi. ﴾142﴿

Mûsa, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi. ﴾143﴿

(Allah) “Ey Mûsâ! Vahiylerim ve konuşmamla seni insanlar üzerine seçkin kıldım. Öyleyse sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol” dedi. ﴾144﴿

Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: “Şimdi onları kuvvetle tut, kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakında size fasıkların yurdunu göstereceğim.” ﴾145﴿

Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimden uzaklaştıracağım. (Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen)yol edinirler. Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan hep gafil olmaları sebebiyledir. ﴾146﴿

Âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar ancak yapmakta olduklarının cezasını çekerler. ﴾147﴿

Mûsâ’nın kavmi onun (Tur’a gitmesinin) ardından, ziynet eşyalarından, böğürmesi olan bir buzağı heykeli (yaparak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara hiçbir yol göstermediğini görmediler mi? (Böyle iken) onu (ilah) edindiler de zalim kimseler oldular. ﴾148﴿

İsrailoğulları (yaptıklarına) pişman olup, gerçekten sapmış olduklarını görünce, “Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa, mutlaka ziyana uğrayanlardan oluruz” dediler. ﴾149﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-144/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ, kavmine kızgın ve üzgün olarak döndüğünde, “Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?” dedi. (Öfkesinden) levhaları attı ve kardeşinin saçından tuttu, onu kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi) “Ey anamoğlu” dedi, “Kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle davranarak düşmanları sevindirme. Beni o zalimler topluluğu ile bir tutma.” ﴾150﴿

(Mûsâ), “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Bizi kendi rahmetine sok. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” dedi. ﴾151﴿

Buzağıyı ilah edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazab, dünya hayatında ise bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız. ﴾152﴿

Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman (larında sebat) edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾153﴿

Mûsâ’nın öfkesi dinince (attığı) levhaları aldı. Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı. ﴾154﴿

Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helak ederdin. Şimdi içimizden bir takım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mı edeceksin? Bu sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen bağışlayanların en hayırlısısın” dedi. ﴾155﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-150/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.” ﴾156﴿

Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. ﴾157﴿

(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O halde Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.” ﴾158﴿

Mûsâ’nın kavminden (insanları) hak ile doğru yola ileten ve onunla adaletli davranan bir topluluk da vardı. ﴾159﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-156/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Biz onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. (Tîh sahrasında susuzluktan sıkılan) kavmi Mûsâ’dan su istediğinde biz ona, “Asânı taşa vur” diye vahyettik. (Vurunca) taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes (kendi) su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve temiz olanlarından yiyin” (dedik). Onlar bize zulmetmediler, fakat kendi nefislerine zulmediyorlardı. ﴾160﴿

O zaman onlara denilmişti ki: “Şu memlekete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin ve ‘Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)’ deyin. Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz.” ﴾161﴿

Onlardan zulmedenler hemen sözü, kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab gönderdik. ﴾162﴿

Ey Muhammed ! Onlara, deniz kıyısında bulunan kent halkının durumunu sor. Hani onlar Cumartesi (yasağı) konusunda haddi aşıyorlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. İşte onları yoldan çıkmaları sebebiyle böyle imtihan ediyorduk. ﴾163﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-160/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz Allah’ın helak edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da, “Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi. ﴾164﴿

Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık. ﴾165﴿

Yasaklandıkları şeylerden vazgeçmeye yanaşmayınca da onlara “aşağılık maymunlar olun” dedik. ﴾166﴿

Hani Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü tattıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz Rabbin, elbette cezayı çabuk verendir. Şüphesiz O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾167﴿

Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile sınadık. ﴾168﴿

Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a (Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve “(nasıl olsa) biz bağışlanacağız” derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap’ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Halbuki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz? ﴾169﴿

Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükafatını zayi etmeyiz. ﴾170﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-164/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” demiştik. ﴾171﴿

Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. ﴾172﴿

Yahut, “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi bâtılcıların işlediği yüzünden bizi helak mı edeceksin?” dememeniz içindir. ﴾173﴿

Hakka dönsünler diye işte âyetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz. ﴾174﴿

Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz halde onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat. ﴾175﴿

Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler. ﴾176﴿

Âyetlerimizi yalan sayan ve ancak kendilerine zulmeden bir kavmin durumu ne kötüdür! ﴾177﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/araf-suresi-7/ayet-177/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. ﴾29﴿

Yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur” dediler. Hırıstiyanlar ise, “İsa Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar! ﴾30﴿

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır. ﴾31﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/tevbe-suresi-9/ayet-29/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz. ﴾32﴿

O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir. ﴾33﴿

Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. ﴾34﴿

O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı”! denilecek. ﴾35﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/tevbe-suresi-9/ayet-32/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır. ﴾111﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/tevbe-suresi-9/ayet-111/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular. ﴾75﴿

Katımızdan kendilerine hak (mucize) gelince, “Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir” dediler. ﴾76﴿

Mûsâ: “Size hak gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!” dedi. ﴾77﴿

Dediler ki: “Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hakimiyet (devlet) ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.” ﴾78﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/yunus-suresi-10/ayet-75/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Firavun, “Bütün usta sihirbazları bana getirin” dedi. ﴾79﴿

Sihirbazlar gelince Mûsâ onlara, “Atacağınızı atın (hünerinizi ortaya koyun)” dedi. ﴾80﴿

Sihirbazlar atacaklarını atınca Mûsâ dedi ki: “Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah onu elbette boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez. ﴾81﴿

Suçluların hoşuna gitmese de, Allah hakkı sözleriyle gerçekleştirecektir.” ﴾82﴿

Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı gidenlerdendi. ﴾83﴿

Mûsâ, “Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah’a iman etmişseniz, eğer O’na teslim olmuş kimseler iseniz, artık sadece O’na tevekkül edin” dedi. ﴾84﴿

Onlar da şöyle dediler: “Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!” ﴾85﴿

Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar. ﴾86﴿

Mûsâ’ya ve kardeşine, “Kavminiz için Mısır’da (sığınak olarak) evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. Namazı dosdoğru kılın. Mü’minleri müjdele” diye vahyettik. ﴾87﴿

Mûsâ şöyle dedi: “Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun’a ve onun ileri gelenlerine dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler.” ﴾88﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/yunus-suresi-10/ayet-79/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah da, “Her ikinizin de duası kabul edildi. Öyleyse dürüst olmakta devam edin ve sakın bilmeyenlerin yolunda gitmeyin” dedi. ﴾89﴿

İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım” dedi. ﴾90﴿

Şimdi mi?! Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. ﴾91﴿

Biz de bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için, kurtaracağız. Çünkü insanlardan birçoğu âyetlerimizden gerçekten habersizdir. ﴾92﴿

Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir. ﴾93﴿

Eğer sana indirdiğimiz şeyden şüphe içinde isen, senden önce Kitab’ı (Tevrat’ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmiştir. O halde sakın şüphe edenlerden olma! ﴾94﴿

Sakın Allah’ın âyetlerini yalanlayanlardan da olma! Yoksa zarara uğrayanlardan olursun. ﴾95﴿

Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar. ﴾96-97﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/yunus-suresi-10/ayet-89/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Rabbi katından açık bir delile dayanan kimse, yalnız dünyalık isteyen kimse gibi midir? Kaldı ki, bu delili Rabbinden bir şahit (Kur’an) ve bir de ondan (Kur’an’dan) önce bir önder ve bir rahmet olarak (indirilmiş olan) Mûsâ’nın kitabı (Tevrat) desteklemektedir. İşte bunlar ona (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan her kim onu inkar ederse, ateş onun varacağı yerdir. Ondan hiç şüphen olmasın. Şüphesiz o, Rabbin tarafından (bildirilmiş) gerçektir. Fakat insanların çoğu inanmazlar. ﴾17﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hud-suresi-11/ayet-17/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’yı âyetlerimizle ve apaçık bir mucize ile Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber gönderdik de ileri gelenler Firavun’un emrine uydular. Halbuki Firavun’un emri doğru değildi. ﴾96-97﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hud-suresi-11/ayet-96/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir. Ne kötü varış yeridir orası! ﴾98﴿

Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek! ﴾99﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hud-suresi-11/ayet-98/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik de onun hakkında ayrılığa düşülmüştü. Eğer daha önce Rabbinin bir sözü geçmemiş olsaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlar da (müşrikler de) o Kur’an hakkında derin bir şüphe içindedirler. ﴾110﴿

Şüphesiz Rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir. Şüphesiz Rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. ﴾111﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hud-suresi-11/ayet-109/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur’an ile sevinirler. Fakat (senin aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkar edenler de vardır. De ki: “Ben ancak Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnız O’na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O’nadır.” ﴾36﴿

Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu. ﴾37﴿

Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber bir mucize getiremez. Her ecelin (vadenin) bir yazısı vardır. ﴾38﴿

Allah dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfûz) O’nun yanındadır. ﴾39﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/rad-suresi-13/ayet-36/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, Mûsâ’yı da, “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın (geçmiş milletleri cezalandırdığı) günlerini hatırlat” diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır. ﴾5﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ibrahim-suresi-14/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Mûsâ kavmine, “Allah’ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır” demişti. ﴾6﴿

Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” ﴾7﴿

Mûsâ şöyle dedi: “Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz de gerçek şu ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layık olandır.” ﴾8﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ibrahim-suresi-14/ayet-6/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Daha önce sana anlattıklarımızı yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz (bununla) onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. ﴾118﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/nahl-suresi-16/ayet-118/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Cumartesi gününe saygı, ancak onda görüş ayrılığına düşenlere farz kılındı. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. ﴾124﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/nahl-suresi-16/ayet-119/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve onu, “Benden başkasını vekil edinmeyin” diyerek, İsrailoğullarına bir rehber yaptık. ﴾2﴿

Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu. ﴾3﴿

Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik. ﴾4﴿

Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi. ﴾5﴿

Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık. ﴾6﴿

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.) ﴾7﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/isra-suresi-17/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır. ﴾8﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/isra-suresi-17/ayet-8/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik. ﴾55﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/isra-suresi-17/ayet-55/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor (sana anlatsınlar): Hani Mûsâ onlara gelmiş ve Firavun da ona, “Ben senin kesinlikle büyülendiğini zannediyorum ey Mûsâ!” demişti. ﴾101﴿

Mûsâ ise, “İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helak olmuş bir kişi olarak görüyorum” demişti. ﴾102﴿

Bunun üzerine Firavun (işkence etmek ve öldürmek suretiyle) o yerden onların kökünü kazımak istedi. Biz de onu ve beraberindekileri hep birden suda boğduk. ﴾103﴿

Bunun ardından İsrailoğullarına şöyle dedik: “Bu topraklarda oturun, ahiret va’di (kıyamet) gelince hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz.” ﴾104﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/isra-suresi-17/ayet-101/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Mûsâ beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim.” ﴾60﴿

Onlar iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti. ﴾61﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kehf-suresi-18/ayet-60/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence “Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük” dedi. ﴾62﴿

Genç, “Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi. ﴾63﴿

Mûsâ: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisin geri döndüler. ﴾64﴿

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. ﴾65﴿

Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi. ﴾66﴿

Adam şöyle dedi: “Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin.” ﴾67﴿

“İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?” ﴾68﴿

Mûsâ, “İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim” dedi. ﴾69﴿

O da şöyle dedi: “O halde eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.” ﴾70﴿

Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiyi deldi. Mûsâ, “Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın.” dedi. ﴾71﴿

Adam, “Sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin, demedim mi?” dedi. ﴾72﴿

Mûsâ, “Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!” dedi. ﴾73﴿

Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. ﴾74﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kehf-suresi-18/ayet-62/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Adam, “Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?” dedi. ﴾75﴿

Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)” dedi. ﴾76﴿

Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ, “İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” dedi. ﴾77﴿

Adam, “İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir” dedi. “Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.” ﴾78﴿

“O gemi, denizde çalışan bir takım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.” ﴾79﴿

“Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.” ﴾80﴿

“Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.” ﴾81﴿

“Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur.” ﴾82﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kehf-suresi-18/ayet-75/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Meryem Sûresi

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd. ﴾1﴿

Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır. ﴾2﴿

Hani o Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı. ﴾3﴿

O şöyle demişti: “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım.” ﴾4﴿

“Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!” ﴾5-6﴿

(Allah şöyle dedi:) “Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.” ﴾7﴿

Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” ﴾8﴿

(Vahiy meleği) dedi ki: “Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: “Bu bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.” ﴾9﴿

Zekeriyya, “Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına)bir işaret ver”, dedi. Allah da, “Senin işaretin, sapasağlam olduğun halde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır” dedi. ﴾10﴿

Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara “Sabah akşam Allah’ı tespih edin” diye işaret etti. ﴾11﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Yahya dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) “Ey Yahya kitaba sımsıkı sarıl” dedik. Biz ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi. ﴾12-14﴿

Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selam olsun! ﴾15﴿

(Ey Muhammed!) Kitapta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. ﴾16-17﴿

Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi. ﴾18﴿

Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi. ﴾19﴿

Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. ﴾20﴿

Cebrail, “Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir” dedi. ﴾21﴿

Böylece Meryem çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. ﴾22﴿

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi. ﴾23﴿

Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.” ﴾24﴿

 “Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün.” ﴾25﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-12/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de. ﴾26﴿

Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” ﴾27﴿

“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” ﴾28﴿

Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler. ﴾29﴿

Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.” ﴾30﴿

“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekatı emretti.” ﴾31﴿

“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.” ﴾32﴿

“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).” ﴾33﴿

Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur. ﴾34﴿

Allah’ın çocuk edinmesi düşünülemez. O bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece “ol!” der ve o da oluverir. ﴾35﴿

Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (yalnız) O’na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur. ﴾36﴿

(Fakat hıristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler. Büyük bir günü görüp yaşayacakları için vay kafirlerin haline! ﴾37﴿

Bize gelecekleri gün (gerçekleri) ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler. ﴾38﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-26/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar. ﴾39﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-39/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince ona İshak ile Yakub’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. ﴾49﴿

Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik). ﴾50﴿

Kitapta, Mûsâ’yı da an. Şüphesiz o seçkin bir insan idi. Bir resül, bir nebi idi. ﴾51﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-39/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık. ﴾52﴿

Rahmetimiz sonucu kardeşi Hârûn’u bir nebi olarak kendisine bahşettik. ﴾53﴿

İşte bunlar, Adem’in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim’in, Yakub’un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. ﴾58﴿

Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır. ﴾59﴿

Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun va’di kesinlikle gerçekleşir. ﴾60-61﴿

Orada boş söz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) “selam!” (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır. ﴾62﴿

İşte bu, kullarımızdan Allah’a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız cennettir. ﴾63﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-52/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onlar, “Rahmân bir çocuk edindi” dediler. ﴾88﴿

Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız. ﴾89﴿

Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir! ﴾90-91﴿

Halbuki Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz. ﴾92﴿

Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir. ﴾93﴿

Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır. ﴾94﴿

Onlar(ın her biri) kıyamet günü O’na tek başına gelecektir. ﴾95﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/meryem-suresi-19/ayet-77/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ’nın haberi sana ulaştı mı? ﴾9﴿

Hani bir ateş görmüştü de ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım ondan size bir kor ateş getiririm, yahut ateşin başında, yol gösterecek birini bulurum” demişti. ﴾10﴿

Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ!” ﴾11﴿

“Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ’dasın.” ﴾12﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle.” ﴾13﴿

“Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.” ﴾14﴿

“Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden hiç söz etmeyecek)tim.” ﴾15﴿

“Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helak olursun!” ﴾16﴿

“Şu sağ elindeki nedir ey Mûsâ?” ﴾17﴿

Mûsâ dedi ki: “O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla başka işlerimi de görürüm.” ﴾18﴿

Allah, “Onu yere at ey Mûsâ!” dedi. ﴾19﴿

Mûsâ da onu attı. Bir de ne görsün o, hızla akan bir yılan olmuş! ﴾20﴿

Allah şöyle dedi: “Tut onu. Korkma! Biz onu yine eski durumuna döndüreceğiz.” ﴾21﴿

“Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir halde çıksın.” ﴾22-23﴿

“Firavun’a git, çünkü o azmıştır.” ﴾24﴿

Mûsâ dedi ki: “Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.” ﴾25﴿

“İşimi bana kolaylaştır.” ﴾26﴿

“Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” ﴾27-28﴿

“Bana ailemden birini yardımcı yap,” ﴾29﴿

“Kardeşim Hârûn’u.” ﴾30﴿

“Onunla gücümü artır.” ﴾31﴿

“Onu işime ortak et.” ﴾32﴿

“Seni çok tespih edelim diye”, ﴾33﴿

“Seni çok zikredelim diye.” ﴾34﴿

“Çünkü sen bizi hakkıyla görmektesin.” ﴾35﴿

Allah şöyle dedi: “İstediğin sana verildi ey Mûsâ!” ﴾36﴿

“Andolsun, biz sana bir kere daha iyilikte bulunmuştuk.” ﴾37﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-13/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:” ﴾38﴿

“Onu (bebek Mûsâ’yı) sandığın içine koy ve denize (Nil’e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.” ﴾39﴿

“Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve “size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?” diyordu. Derken, gözü aydın olsun, üzülmesin diye seni annene döndürdük. (Sana baktı, büyüdün) ve (kazara) bir cana kıydın da biz seni kederden kurtardık seni sıkı bir denemeden geçirdik (ve kaçıp Medyen’e gittin). Medyen halkı içinde yıllarca kaldın sonra (peygamber olman için) takdir edilmiş bir zamanda (Tûr’a) geldin ey Mûsâ!” ﴾40﴿

“Ben seni kendim için seçtim.” ﴾41﴿

“Sen ve kardeşin mucizelerim ile (desteklenmiş olarak) gidin ve beni anmakta gevşeklik göstermeyin.” ﴾42﴿

“Firavun’a gidin. Çünkü o azmıştır.” ﴾43﴿

“Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” ﴾44﴿

Mûsâ ve Hârûn şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz, onun bize karşı aşırı davranmasından yahut azmasından korkuyoruz.” ﴾45﴿

Allah şöyle dedi: “Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim. İşitirim ve görürüm.” ﴾46﴿

“Ona gidin ve şöyle deyin: ‘Şüphesiz biz Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara işkence etme. Sana Rabbinin katından bir mucize getirdik. Selam, doğru yola uyanlara olsun.’ ” ﴾47﴿

“Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu.” ﴾48﴿

Firavun, “Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsâ?” dedi. ﴾49﴿

Mûsâ, “Rabbimiz her şeye hilkatini (yaratılış özelliklerini) veren, sonra onlara yol gösterendir” dedi. ﴾50﴿

Firavun, “Ya geçmiş nesillerin hali ne olacak?” dedi. ﴾51﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-38/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ şöyle dedi: “Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitapta (levh-i mahfuzda yazılı)dır. Rabbim yanılmaz ve unutmaz.” ﴾52﴿

“Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık. ﴾53﴿

Yiyin, hayvanlarınızı yayın. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) deliller vardır. ﴾54﴿

(Ey insanlar!) Sizi topraktan yarattık, (ölümünüzle) sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız. ﴾55﴿

Andolsun, biz ona (Firavun’a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti. ﴾56﴿

Şöyle dedi: “Ey Mûsâ! Sihrin ile bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin?” ﴾57﴿

“Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.” ﴾58﴿

Mûsâ, “Buluşma vaktimiz, bayram günü, insanların toplandığı kuşluk vaktidir” dedi. ﴾59﴿

Bunun üzerine Firavun ayrılıp, hilesini kuracak sihirbazlarını topladı, sonra geldi. ﴾60﴿

Mûsâ onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allaha karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azap ile yok eder. Allah’a karşı yalan uyduran mutlaka hüsrana uğramıştır.” ﴾61﴿

Sihirbazlar, işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli gizli konuştular. ﴾62﴿

Şöyle dediler: “Şüphesiz bu ikisi, sihirleri ile sizi yurdunuzdan çıkarmak ve en üstün olan dininizi ortadan kaldırmak isteyen birer sihirbazdırlar.” ﴾63﴿

“Öyleyse, hilelerinizi toplayın (birbirinize destek olun) sonra sıra halinde gelin. Bu gün üstün gelen muhakkak başarıya ulaşmıştır.” ﴾64﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-52/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Sihirbazlar: “Ey Mûsâ! Ya önce atmayı tercih edersin, ya da ilk atan biz oluruz” dediler. ﴾65﴿

Mûsâ: “Yok, (önce) siz atın” dedi. Bir de ne görsün, onların ipleri ve değnekleri yaptıkları sihirden dolayı kendisine hızla sürünür gibi görünüyor. ﴾66﴿

Bunun üzerine Mûsâ içinde bir korku hissetti. ﴾67﴿

Şöyle dedik: “Korkma (ey Mûsâ!). Çünkü, sensin en üstün olan.” ﴾68﴿

“Sağ elindekini (değneğini) at ki, onların yaptıklarını yutsun. Şüphesiz yaptıkları bir sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise nereye varsa kurtuluşa eremez.” ﴾69﴿

(Mûsâ’nın değneği, sihirbazların ipleriyle değneklerini yutunca) sihirbazlar hemen secdeye kapandılar ve, “Hârûn ve Mûsâ’nın Rabbine inandık” dediler. ﴾70﴿

Firavun, “Demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ’ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.” ﴾71﴿

Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.” ﴾72﴿

Şüphesiz ki biz; günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için, Rabbimize inandık. Allah’ın vereceği mükafat daha hayırlı ve daha kalıcıdır.” ﴾73﴿

Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel bir hayat) yaşar. ﴾74﴿

Her kim de O’na salih ameller işlemiş bir mü’min olarak varırsa, işte onlar için en yüksek dereceler, içinden ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları Adn cennetleri vardır. İşte bu günahlardan temizlenenlerin mükafatıdır. ﴾75-76﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-65/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Firavun’un imana yanaşmaması üzerine) Mûsâ’ya, “Kullarımı (İsrailoğullarını) geceleyin (Mısır’dan) yürütüp çıkar. Yakalanmaktan korkmaksızın, endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç” diye vahyettik. ﴾77﴿

Bunun üzerine Firavun askerleriyle birlikte onların peşine düştü de, deniz onları görülmedik bir şekilde kuşatıp yuttu. ﴾78﴿

Firavun halkını saptırdı, onlara doğru yolu göstermedi. ﴾79﴿

(Allah şöyle dedi:) “Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık, size Tûr’un sağ yanını vadettik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik.” ﴾80﴿

“Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse o muhakkak helak olmuş demektir.” ﴾81﴿

“Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.” ﴾82﴿

(Mûsâ Tûr’a varınca): “Seni, acele ile kavminden uzaklaştıran nedir, ey Mûsâ?” (dedik.) ﴾83﴿

Mûsâ şöyle dedi: “Onlar, işte onlar hemen arkamdalar. Rabbim! Sen hoşnut olasın diye, acele ederek sana geldim.” ﴾84﴿

Allah, “Şüphesiz, biz senden sonra halkını sınadık; Sâmirî onları saptırdı” dedi. ﴾85﴿

Bunun üzerine Mûsâ öfke dolu ve üzgün bir halde halkına döndü. “Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?” dedi. ﴾86﴿

Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Samirî de aynı şekilde attı.” ﴾87﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-77/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Böylece (Samirî) onlar için böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. (Samirî ve adamları) “Bu sizin de ilahınızdır, Mûsâ’nın da ilahıdır. Öyle iken Mûsâ, (İlahını burada) unuttu (da onu Tûr’da aramaya gitti)” dediler. ﴾88﴿

Onlar bu heykelin, sözlerine karşılık vermediğini, kendilerinden hiçbir zararı uzaklaştıramayacağını ve onlara hiçbir fayda sağlayamayacağını görmezler mi? ﴾89﴿

Andolsun, Hârûn onlara daha önce şöyle demişti: “Ey kavmim! Siz bununla yalnızca imtihan edildiniz. Doğrusu sizin Rabbiniz ancak Rahmân’dır. Öyleyse bana uyun ve emrime itaat edin.” ﴾90﴿

Onlar da, “Mûsâ bize dönünceye kadar buzağıya ibadet etmeye devam edeceğiz” dediler. ﴾91﴿

Mûsâ: (Tûr’dan dönünce) şöyle dedi: “Ey Hârûn! Saptıklarını gördüğün zaman bana uymana ne engel oldu? Yoksa emrime karşı mı geldin?” ﴾92-93﴿

Hârûn: “Ey anam oğlu! Saçımı sakalımı çekme. Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını açtın, sözüme uymadın demenden korktum” dedi. ﴾94﴿

Mûsâ, “Ya senin derdin neydi ey Samirî?” dedi. ﴾95﴿

Samirî şöyle dedi: “Ben onların görmediği şeyi gördüm. Elçinin izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Böyle yapmayı bana nefsim güzel gösterdi.” ﴾96﴿

Mûsâ, “Çekil git! Artık sen hayatın boyunca (hastalanıp) “Bana dokunmak yok!” diyeceksin. Senin için, asla kaçamayacağın bir ceza daha var. Hele şu ibadet edip durduğun ilahına bak! Biz onu elbette yakacağız ve onu muhakkak denize savuracağız. ﴾97﴿

Sizin ilahınız ancak kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah’tır. O ilmiyle her şeyi kuşatmıştır ﴾98﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-88/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir (Kur’an) verdik. ﴾99﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/taha-suresi-20/ayet-99/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Yoksa ondan başka ilahlar mı edindiler? De ki: “Haydi getirin delilinizi! İşte benimle beraber olanların kitabı ve işte benden öncekilerin kitabı (Hiçbirinde birden fazla ilah olduğuna dair hiçbir delil yok). Şüphesiz çokları hakkı bilmezler de bu sebeple yüz çevirirler.” ﴾24﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-24/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ ile Hârûn’a, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için o Furkân’ı (Tevrat’ı) bir ışık ve öğüt olarak verdik. ﴾48﴿

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar. ﴾49﴿

İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz bunu mu inkar ediyorsunuz? ﴾50﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-48/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ona İshak’ı ve ayrıca da Yakub’u bağışladık ve her birini salih kimseler yaptık. ﴾72﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-72/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi. ﴾73﴿

Dâvûd ile Süleyman’ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şahit olmuştuk. ﴾78﴿

Biz hüküm vermeyi Süleyman’a kavratmıştık. Zaten her birine hükümranlık ve ilim vermiştik. Dâvûd ile birlikte, Allah’ı tespih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan biz idik. ﴾79﴿

Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz? ﴾80﴿

Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgarı verdik. Rüzgar, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz her şeyi hakkıyla bileniz. ﴾81﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-73/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik. ﴾82﴿

Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın” diye dua etmişti. ﴾89﴿

Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi. ﴾90﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-82/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Irzını korumuş olan kadını da (Meryem’i de) hatırla. Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da âlemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık. ﴾91﴿

Şüphesiz bu (İslâm), tek ümmet (din) olarak sizin ümmetiniz (dininiz)dir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin. ﴾92﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-91/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık. ﴾105﴿

Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır. ﴾106﴿

(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. ﴾107﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/enbiya-suresi-21/ayet-102/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah her şeye şahittir. ﴾17﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hac-suresi-22/ayet-17/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter. ﴾39﴿

Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. ﴾40﴿

Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkan ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah’a aittir. ﴾41﴿

Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. ﴾42﴿

İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (yalanlamışlardı). Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkarcılara mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkar etmek nasılmış, (gördüler). ﴾43-44﴿

Halkı zulmetmekteyken helak ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır! ﴾45﴿

Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur. ﴾46﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hac-suresi-22/ayet-39/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O halde din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin. ﴾67﴿

Eğer seninle mücadele ederlerse, de ki: “Allah yapmakta olduğunuzu daha iyi bilmektedir.” ﴾68﴿

Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir. ﴾69﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hac-suresi-22/ayet-65/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır! ﴾78﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hac-suresi-22/ayet-73/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular. ﴾45-46﴿

Bu yüzden, “Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız” dediler. ﴾47﴿

Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helak edilenlerden oldular. ﴾48﴿

Andolsun, hidayete ersinler diye Mûsâ’ya Kitabı (Tevrat’ı) verdik. ﴾49﴿

Meryem oğlu İsa’yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik. ﴾50}.

Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim. ﴾51﴿

Şüphesiz bu (İslâm) tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının. ﴾52﴿

(İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir. ﴾53﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/muminun-suresi-23/ayet-45/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı kıldık. ﴾35﴿

Onlara, “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik. ﴾36﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/furkan-suresi-25/ayet-35/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Rabbin Mûsâ’ya, “Zalimler topluluğuna, Firavun’un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?” diye seslenmişti. ﴾10-11﴿

Mûsâ şöyle dedi: “Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.” ﴾12﴿

“Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn’a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).” ﴾13﴿

“Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım.” ﴾14﴿

Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” ﴾15﴿

“Firavun’a gidin ve deyin: “Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz”, ﴾16﴿

“İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.” ﴾17﴿

Firavun şöyle dedi: “Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.” ﴾18﴿

“(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin.” ﴾19﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/suara-suresi-26/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ şöyle dedi: “Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım.” ﴾20﴿

“Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı.” ﴾21﴿

“Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir.” ﴾22﴿

Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. ﴾23﴿

Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.” ﴾24﴿

Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) “dinlemez misiniz?” dedi. ﴾25﴿

Mûsâ, “O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir” dedi. ﴾26﴿

Firavun, “Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir” dedi. ﴾27﴿

Mûsâ, “O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir” dedi. ﴾28﴿

Firavun, “Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.” ﴾29﴿

Mûsâ, “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi. ﴾30﴿

Firavun, “Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu,” dedi. ﴾31﴿

Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. ﴾32﴿

Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş. ﴾33﴿

Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, “Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır” dedi. ﴾34﴿

“Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?” ﴾35﴿

Dediler ki: “Onu ve kardeşini alıkoy.Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder.” ﴾36﴿

“Sana bütün usta sihirbazları getirsinler.” ﴾37﴿

Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler. ﴾38﴿

İnsanlara da “Siz de toplanır mısınız?” denildi. ﴾39﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/suara-suresi-26/ayet-20/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız” (dediler.) ﴾40﴿

Sihirbazlar gelince, Firavun’a, “Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?” dediler. ﴾41﴿

Firavun, “Evet, hem o takdirde mutlaka bana yakın kimselerden olacaksınız” dedi. ﴾42﴿

Mûsâ onlara, “Hadi ortaya atacağınız şeyi atın” dedi. ﴾43﴿

Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve “Firavun’un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz” dediler. ﴾44﴿

Mûsâ da asasını attı. Bir de ne görsünler, asâ onların düzdükleri sihir takımlarını yutuyor. ﴾45﴿

Bunun üzerine sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. ﴾46﴿

“Âlemlerin Rabbine inandık” dediler. ﴾47﴿

“Mûsâ’nın ve Hârûn’un Rabbi’ne.” ﴾48﴿

Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi. ﴾49﴿

Sihirbazlar şöyle dediler: “Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.” ﴾50﴿

“(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.” ﴾51﴿

Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye vahyettik. ﴾52﴿

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi. ﴾53﴿

Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.” ﴾54﴿

“Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.” ﴾55}

“Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.” ﴾56﴿

Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık. ﴾57-58﴿

İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık. ﴾59﴿

Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular. ﴾60﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/suara-suresi-26/ayet-40/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İki topluluk birbirini görünce Mûsâ’nın arkadaşları, “Eyvah yakalandık” dediler. ﴾61﴿

Mûsâ, “Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” dedi. ﴾62﴿

Bunun üzerine Mûsâ’ya, “Asan ile denize vur” diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. ﴾63﴿

Ötekileri de oraya yaklaştırdık. ﴾64﴿

Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. ﴾65﴿

Sonra ötekileri suda boğduk. ﴾66﴿

Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi. ﴾67﴿

Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. ﴾68﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/suara-suresi-26/ayet-61/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz bu Kur’an, âlemlerin Rabbi’nin indirmesidir. ﴾192﴿

Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir. ﴾193-195﴿

Şüphesiz bu (Kur’an’ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı. ﴾196﴿

İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir? ﴾197﴿

Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı. ﴾198-199﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/suara-suresi-26/ayet-192/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Mûsâ ailesine, “Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber, yahut ısınasınız diye bir kor ateş getireceğim” demişti. ﴾7﴿

(Mûsâ) Ateşe varınca ona şöyle seslenildi: “Ateşin başındaki de çevresindekiler de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah eksikliklerden uzaktır.” ﴾8﴿

“Ey Mûsâ! Gerçek şu ki, ben mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım.” ﴾9﴿

“Değneğini at.” (Mûsâ değneğini attı) Onu yılanmış gibi hareket eder görünce, dönüp ardına bakmadan kaçtı. (Allah şöyle dedi): “Ey Mûsâ korkma! Benim katımda peygamberler korkmazlar.” ﴾10﴿

“Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.” ﴾11﴿

“Elini koynuna sok; Firavun’a ve onun kavmine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak, kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Çünkü onlar fasık bir kavimdir.” ﴾12﴿

Nitekim âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, “Bu apaçık bir sihirdir” dediler. ﴾13﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri halde sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkar ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!” ﴾14﴿

Andolsun! Biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, “Hamd, bizi mü’min kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur” dediler. ﴾15﴿

Süleyman, Dâvûd’a varis oldu ve, “Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur” dedi. ﴾16﴿

Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı. ﴾17﴿

Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. ﴾18﴿

Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki: “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!” ﴾19﴿

Süleyman kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” ﴾20﴿

“Bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim.” ﴾21﴿

Derken Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve (Süleyman’a) şöyle dedi: “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.” ﴾22﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-14/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Ben, onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm.” ﴾23﴿

“Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.” ﴾24﴿

“Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye (şeytan onları yoldan çıkarmış.)” ﴾25﴿

Allah kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. Büyük Arş’ın Rabbidir. ﴾26﴿

Süleyman, Hüdhüd’e şöyle dedi: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.” ﴾27﴿

“Benim şu mektubumu götür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak.” ﴾28﴿

Sebe kraliçesi Belkıs dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.” ﴾29﴿

“Mektup Süleyman’dan gelmiştir. O, “Bismillahirrahmânirrahîm” diye başlamakta ve içinde ‘Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir.” ﴾30-31﴿

“Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem.” ﴾32﴿

Dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.” ﴾33﴿

(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hale getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” ﴾34﴿

“Ben onlara bir hediye gönderip elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım.” ﴾35﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-23/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Elçilerin sözcüsü) Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi: “Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.” ﴾36﴿

“Sen onlara dön. Andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” ﴾37﴿

Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?” ﴾38﴿

Cinlerden bir ifrit,”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi. ﴾39﴿

Kitaptan bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. Süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi: “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.” ﴾40﴿

Süleyman, “Tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanımayacaklardan mı olacak?” dedi. ﴾41﴿

Belkıs gelince, “Senin tahtın böyle mi?” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi. ﴾42﴿

Daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden idi. ﴾43﴿

Ona “köşke gir” denildi. Köşkü görünce onu(zeminini) derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman ona “Bu, (zemini) billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. Belkıs, “Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi. ﴾44﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-36/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz bu Kur’an İsrailoğullarına üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerin çoğunu açıklıyor. ﴾76﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-76/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz o, elbette mü’minler için bir hidayet ve bir rahmettir. ﴾77﴿

Şüphesiz senin Rabbin onların arasında hükmünü verecektir. O, mutlak güç sahibidir, hakkıyla bilendir. ﴾78﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/neml-suresi-27/ayet-77/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

KASAS SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Tâ-Sîn-Mîm. ﴾1﴿

Bunlar apaçık Kitab’ın âyetleridir. ﴾2﴿

İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız. ﴾3﴿

Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı. ﴾4﴿

Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım. ﴾5﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim. ﴾6﴿

Mûsâ’nın annesine, “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız” diye ilham ettik. ﴾7﴿

Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı. ﴾8﴿

Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi. ﴾9﴿

Mûsâ’nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı. ﴾10﴿

Annesi, Mûsâ’nın kız kardeşine, “Onu takip et” dedi. O da Mûsâ’yı, onlar farkına varmadan uzaktan gözledi. ﴾11﴿

Biz, daha önce onun, süt analarının sütünü emmemesini sağladık. Kız kardeşi, “Size onun bakımını, sizin adınıza üslenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?” dedi. ﴾12﴿

Böylece biz, anasının gözü aydın olsun ve üzülmesin, Allah’ın va’dinin hak olduğunu bilsin diye onu anasına geri döndürdük. Fakat onların pek çoğu bunu bilmezler. ﴾13﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-6/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca biz ona ilim ve hikmet verdik. Biz iyilik edenleri böyle mükafatlandırırız. ﴾14﴿

Mûsâ halkın habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada biri kendi tarafından, diğeri düşmanı tarafından; kavga eden iki adam gördü. Kendi tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Mûsâ da ona bir yumruk indirip onu öldürdü. Mûsâ, “Bu şeytanın işidir. O gerçekten apaçık bir saptırıcı düşmandır” dedi. ﴾15﴿

Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾16﴿

“Rabbim! Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım” dedi. ﴾17﴿

Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu. Mûsâ da ona, “Belli ki sen azgın bir kimsesin” dedi. ﴾18﴿

Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam, “Ey Mûsâ! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Sen ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun” dedi. ﴾19﴿

Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. “Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim” dedi. ﴾20﴿

Mûsâ korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar” dedi. ﴾21﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-14/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Şehirden çıkıp) Medyen’e doğru yöneldiğinde, “Umarım Rabbim beni doğru yola iletir” dedi. ﴾22﴿

Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü. Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü. Mûsâ onlara, “(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?” dedi. Onlar, “Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı bir adamdır” dediler. ﴾23﴿

Bunun üzerine Mûsâ onların koyunlarını suladı. Sonra gölgeye çekilip, “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi. ﴾24﴿

Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, “Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor” dedi. Mûsâ onun (Şuayb’ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şuayb, “Korkma o zalim kavimden kurtuldun” dedi. ﴾25﴿

Kızlardan biri, “Babacığım, onu ücretle tut. Her hâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır” dedi. ﴾26﴿

Şuayb, “Ben, sekiz yıl bana çalışmana karşılık şu iki kızımdan birisini sana nikahlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan o da senden olur. Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşaallah beni salih kimselerden bulacaksın” dedi. ﴾27﴿

Mûsâ şöyle dedi: “Bu seninle benim aramda bir iş. İki süreden hangisini tamamlarsam bana bir husûmet yok. Allah söylediklerimize vekildir.” ﴾28﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-22/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ süreyi tamamlayıp ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş görmüş ve ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm, (oraya gidiyorum). Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm” dedi. ﴾29﴿

Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.” ﴾30﴿

“Değneğini (yere) at.” (Mûsâ değneğini attı). Onu bir yılanmış gibi süratle hareket eder görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. (Bu sefer şöyle seslenildi:) “Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Çünkü sen güvenlikte olanlardansın.” ﴾31﴿

“Elini koynuna sok. (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir. Çünkü onlar fasık bir kavimdirler.” ﴾32﴿

Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum.” ﴾33﴿

“Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” ﴾34﴿

Allah, “Kardeşinle seni destekleyeceğiz ve size bir iktidar vereceğiz de âyetlerimiz sayesinde size (kötü bir amaçla) ulaşamayacaklar. Siz ve size uyanlar galip gelecek olanlardır” dedi. ﴾35﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-29/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, “Bu ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık” dediler. ﴾36﴿

Mûsâ, “Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun (güzel) sonucunun kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir. Doğrusu zalimler kurtuluşa eremezler” dedi. ﴾37﴿

Firavun, “Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilahına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum” dedi. ﴾38﴿

O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. ﴾39﴿

Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! ﴾40﴿

Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir. ﴾41﴿

Bu dünyada onları lanete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır. ﴾42﴿

Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. ﴾43﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-36/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey Muhammed! Mûsâ’ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin. (O olayı) görenlerden de değildin. ﴾44﴿

Fakat biz (Mûsâ’dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik. Üzerlerinden uzun çağlar geçti. Sen Medyen halkı arasında yaşıyor değildin, âyetlerimizi onlardan okuyup öğreniyor da değildin. Fakat biz (bu haberi) göndereniz. ﴾45﴿

Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. ﴾46﴿

Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, “Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık” diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik. ﴾47﴿

Onlara katımızdan gerçek gelince, “Mûsâ’ya verilen (mucize)lerin benzeri niçin buna da verilmedi” dediler. Onlar daha önce Mûsâ’ya verilen (mucize)leri inkar etmemişler miydi? Onlar, “İki sihirbaz birbirlerine destek oluyor” dediler. “Biz hepsini inkar ediyoruz” dediler. ﴾48﴿

De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur’an’dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım.” ﴾49﴿

Eğer (bu konuda) sana cevap veremezlerse bil ki onlar sadece kendi nefislerinin arzularına uymaktadırlar. Kim, Allah’tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır. Şüphesiz Allah zalimler toplumunu doğruya iletmez. ﴾50﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-44/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık. ﴾51﴿

Bu Kur’an’dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, işte onlar ona da inanırlar. ﴾52﴿

Kur’an kendilerine okunduğu zaman, “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık” derler. ﴾53﴿

İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez verilecektir. ﴾54﴿

Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selam olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz” derler. ﴾55﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-51/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz Kârûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik. Hani, kavmi kendisine şöyle demişti: “Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez.” ﴾76﴿

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.” ﴾77﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-71/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kârûn, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir” dedi. O, Allah’ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir). ﴾78﴿

Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, “Keşke Kârûn’a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler. ﴾79﴿

Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükafat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler. ﴾80﴿

Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! ﴾81﴿

Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak” demeye başladılar. ﴾82﴿

İşte ahiret yurdu. Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır. ﴾83﴿

Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar. ﴾84﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kasas-suresi-28/ayet-78/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helak ettik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı. ﴾39﴿

Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. ﴾40﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ankebut-suresi-29/ayet-39/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İçlerinden zulmedenler hariç, Kitap ehli ile ancak en güzel bir yolla mücadele edin ve (onlara) şöyle deyin: “Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir (aynı ilahtır). Biz sadece ona teslim olmuş kimseleriz.” ﴾46﴿

İşte böylece biz sana kitabı indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar (Kitap ehlinden çağdaşın olanlar) dan da ona inananlar vardır. Bizim âyetlerimizi ancak kâfirler inkâr ederler. ﴾47﴿

Sen şu Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi. ﴾48﴿

Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder. ﴾49﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ankebut-suresi-29/ayet-46/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır. ﴾12﴿

Hani Lokmân oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” ﴾13﴿

İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.” ﴾14﴿

“Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.” ﴾15﴿

(Lokmân öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (herşeyden) hakkıyla haberdar olandır.” ﴾16﴿

“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” ﴾17﴿

“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” ﴾18﴿

“Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!” ﴾19﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/lokman-suresi-31/ayet-12/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik. Sen de kitaba (Kur’an’a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık ﴾23﴿

Sabredip âyetlerimize kesin olarak inandıkları zaman içlerinden emrimizle doğru yola ileten önderler çıkardık. ﴾24﴿

Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, üzerinde ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda onlar arasında hüküm verecektir. ﴾25﴿

Yurtlarında gezip dolaştıkları nice nesilleri helak etmiş olmamız onlar için yol gösterici olmadı mı? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Hâlâ duymayacaklar mı? ﴾26﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/secde-suresi-32/ayet-23/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani biz peygamberlerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh’tan, İbrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu İsa’dan da. Evet biz onlardan sapa sağlam bir söz almıştık. ﴾7﴿

(Allah bunu,) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır. ﴾8﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ahzab-suresi-33/ayet-7/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz. ﴾26﴿

Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾27﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ahzab-suresi-33/ayet-23/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey iman edenler! Siz Mûsâ’ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıştı. Mûsâ Allah katında itibarlı bir kimse idi. ﴾69﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ahzab-suresi-33/ayet-69/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen Kur’an’ın gerçek olduğunu ve onun, mutlak güç sahibi ve övgüye layık Allah’ın yoluna ilettiğini görürler. ﴾6﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sebe-suresi-34/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve “(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik. ﴾10-11﴿

Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgarı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa ona alevli ateş azabını tattırırız. ﴾12﴿

Cinler Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır. ﴾13﴿

Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman’ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı. ﴾14﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sebe-suresi-34/ayet-8/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İnkar edenler, “Biz bu Kur’an’a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız” dediler. Zalimler Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hallerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar. Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara, “Siz olmasaydınız biz mutlaka iman eden kimseler olurduk” derler. ﴾31﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sebe-suresi-34/ayet-23/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Ey Muhammed!) Sana vahyettiğimiz kitap (Kur’an), kendinden öncekini tasdik eden hak kitaptır. Şüphesiz Allah (kullarından) hakkıyla haberdardır. Onları hakkıyla görür. ﴾31﴿

Sonra biz o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur. ﴾32﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/fatir-suresi-35/ayet-31/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da lütufta bulunduk. ﴾114﴿

Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. ﴾115﴿

Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. ﴾116﴿

Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. ﴾117﴿

Onları doğru yola ilettik. ﴾118﴿

Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık. ﴾119﴿

Mûsâ’ya ve Hârûn’a selam olsun. ﴾120﴿

Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. ﴾121﴿

Çünkü onlar mü’min kullarımızdan idiler. ﴾122﴿

Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. ﴾123﴿

Hani kavmine şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” ﴾124﴿

“Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz?” ﴾125-126﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saffat-suresi-37/ayet-114/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. ﴾127﴿

Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. ﴾128﴿

Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. ﴾129﴿

İlyas’a selam olsun ﴾130﴿

Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız ﴾131﴿

Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı. ﴾132﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saffat-suresi-37/ayet-127/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. ﴾139﴿

Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. ﴾140﴿

Gemidekilerle kur’a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. ﴾141﴿

Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. ﴾142﴿

Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. ﴾143-144﴿

Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. ﴾145﴿

Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. ﴾146﴿

Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. ﴾147﴿

Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. ﴾148﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saffat-suresi-37/ayet-127/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı. ﴾12-13﴿

(O grupların) her biri peygamberleri yalanladı da onları cezalandırmam hak oldu. ﴾14﴿

Bunlar da (müşrikler de) ancak (vakti gelince) asla geri kalmayacak korkunç bir ses bekliyorlar ﴾15﴿

Müşrikler (alay ederek) şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce payımızı hemen ver!” ﴾16﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sad-suresi-38/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güçlü kulumuz Dâvûd’u hatırla. O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. ﴾17﴿

Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi. ﴾18-19﴿

Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik. ﴾20﴿

Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi. ﴾21﴿

Hani Dâvûd’un yanına girmişlerdi de Dâvûd onlardan korkmuştu. Onlar, “Korkma! Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet” dediler. ﴾22﴿

İçlerinden biri şöyle dedi: “Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken “Onu da bana ver” dedi ve tartışmada beni bastırdı.” ﴾23﴿

Davud dedi ki: “Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır.” Dâvûd bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi. ﴾24﴿

Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır. ﴾25﴿

Ona dedik ki: “Ey Dâvûd! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah’ın yolundan saptırır. Allah’ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır.” ﴾26﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sad-suresi-38/ayet-17/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkar edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkar edenlerin haline! ﴾27﴿

Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız? ﴾28﴿

Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. ﴾29﴿

Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. ﴾30﴿

Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu. ﴾31﴿

Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı. ﴾32-33﴿

Andolsun, biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize yöneldi. ﴾34﴿

Süleyman, “Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!” dedi. ﴾35﴿

Biz de rüzgarı onun buyruğuna verdik. Rüzgar onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi. ﴾36﴿

Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik. ﴾37-38﴿

“İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik. ﴾39﴿

Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır. ﴾40﴿

(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti. ﴾41﴿

Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik. ﴾42﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sad-suresi-38/ayet-27/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik. ﴾43﴿

Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. ﴾44﴿

(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an. ﴾45﴿

Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık. ﴾46﴿

Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir ﴾47﴿

(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi kimselerdi. ﴾48﴿

Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. ﴾49-50﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sad-suresi-38/ayet-43/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun ki biz Mûsâ’yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’a gönderdik. Onlar ise; “Bu çok yalancı bir sihirbazdır” dediler. ﴾23-24﴿

Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler. Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır. ﴾25﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/mumin-suresi-40/ayet-17/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Firavun dedi ki: “Bırakın beni Mûsâ’yı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.” ﴾26﴿

Mûsâ da, “Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım” dedi. ﴾27﴿

Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü’min bir adam şöyle dedi: “Rabbim Allah’tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirdi. Eğer yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez.” ﴾28﴿

“Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak iktidar ve saltanat sizindir. Ama başımıza geldiğinde bizi, Allah’ın azabından kim kurtarır?” Firavun, “Ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum” dedi. ﴾29﴿

İman etmiş olan adam dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah kullarına asla zulmetmek istemez.” ﴾30-31﴿

«Ey kavmim! Gerçekten sizin için, o bagrisip çagrisma gününden, arkaniza dönüp kaçacaginiz günden korkuyorum. (O gün) sizi, Allah'(in azabin)dan kurtaracak kimse yoktur. Allah, kimi saptirirsa, artik onu dogru yola iletecek de yoktur.» ﴾32-33﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/mumin-suresi-40/ayet-26/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, daha önce Yûsuf da size apaçık deliller getirmişti de, onun size getirdikleri hakkında şüphe edip durmuştunuz. Daha sonra o ölünce de, “Allah ondan sonra aslâ peygamber göndermez” demiştiniz. İşte Allah aşırı giden şüpheci kimseleri böyle saptırır. ﴾34﴿

Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler. ﴾35﴿

Firavun dedi ki: “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ’nın ilâhını görürüm(!) Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum.” Böylece Firavun’a yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun’un tuzağı, tamamen sonuçsuz kaldı. ﴾36-37﴿

O inanan kimse dedi ki: “Ey kavmim! Bana uyun ki, sizi doğru yola ileteyim.” ﴾38﴿

“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedi olarak kalınacak yerdir.” ﴾39﴿

“Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.” ﴾40﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/mumin-suresi-40/ayet-34/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Ey kavmim! Bu ne hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.” ﴾41﴿

“Siz beni Allah’ı inkâr etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi mutlak güç sahibine, çok bağışlayana (Allah’a) çağırıyorum.” ﴾42﴿

“Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta kendileridir.” ﴾43﴿

Allah onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azâbın en kötüsü kuşattı. ﴾45﴿

(Öyle bir) ateş ki, onlar sabah-akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” denilecektir. ﴾46﴿

Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?” derler. ﴾47﴿

Büyüklük taslayanlar ise şöyle derler: “Biz hepimiz ateşin içindeyiz. Şüphesiz Allah kullar arasında (böyle) hüküm vermiştir.” ﴾48﴿

Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin” derler. ﴾49﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/mumin-suresi-40/ayet-41/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır. ﴾50﴿

Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. ﴾51﴿

O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır. ﴾52﴿

Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık. ﴾53-54﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/mumin-suresi-40/ayet-50/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun! Biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik de, onda ayrılığa düşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar Kur’an hakkında derin bir şüphe içindedirler. ﴾45﴿

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir. ﴾46﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/fussilet-suresi-41/ayet-39/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslam dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır. ﴾13﴿

Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab’a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler. ﴾14﴿

(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.” ﴾15﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/sura-suresi-42/ayet-13/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Mûsâ’yı mucizelerimizle Firavun’a ve ileri gelen adamlarına göndermiştik de o, “Şüphesiz ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim” demişti. ﴾46﴿

(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar! ﴾47﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/zuhruf-suresi-43/ayet-46/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onlara gösterdiğimiz her bir mucize önceki benzerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye, onları azaba uğrattık. ﴾48﴿

(Onlar azabı görünce) “Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz” dediler. ﴾49﴿

Fakat biz onlardan azabı kaldırınca bir de bakmışsın sözlerinden dönüyorlar. ﴾50﴿

Firavun kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?” ﴾51﴿

“Yoksa ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan bu adamdan daha hayırlı değil miyim?” ﴾52﴿

“(Eğer doğru söylüyorsa) ona altın bilezikler atılmalı, yahut onunla beraber bulunmak üzere melekler gelmeli değil miydi?” ﴾53﴿

Firavun kavmini küçük düşürdü (ezdi). Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplumdu. ﴾54﴿

Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince biz de onlardan öc aldık, hepsini suda boğduk. ﴾55﴿

Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık. ﴾56﴿

Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar. ﴾57﴿

“Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?” dediler. Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur. ﴾58﴿

İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur. ﴾59﴿

Eğer dileseydik, içinizden yeryüzünde sizin yerinize geçecek melekler yaratırdık. ﴾60﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/zuhruf-suresi-43/ayet-48/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur. ﴾61﴿

Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. ﴾62﴿

İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: “Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” ﴾63﴿

Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur. ﴾64﴿

Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin haline! ﴾65﴿

Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir. ﴾66﴿

O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar. ﴾67﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/zuhruf-suresi-43/ayet-61/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti. ﴾17﴿

O şöyle demişti: “Allah’ın kullarını (esaret altındaki İsrailoğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim.” ﴾18﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/duhan-suresi-44/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Allah’a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum.” ﴾19﴿

“Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığındım.” ﴾20﴿

“Bana inanmadınızsa benden uzak durun.” ﴾21﴿

Sonra Mûsâ Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi. ﴾22﴿

Allah da şöyle dedi: “O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.” ﴾23﴿

“Denizi açık halde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. ﴾24﴿

Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. ﴾25﴿

Nice ekinler, nice güzel konaklar! ﴾26﴿

Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! ﴾27﴿

İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık. ﴾28﴿

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. ﴾29﴿

Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi. ﴾30-31﴿

Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık. ﴾32﴿

Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik. ﴾33﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/duhan-suresi-44/ayet-19/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik. Onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık. ﴾16﴿

Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir. ﴾17﴿

Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma. ﴾18﴿

Çünkü onlar, Allah’a karşı sana asla bir fayda sağlayamazlar. Şüphesiz zalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise kendisine karşı gelmekten sakınanların dostudur. ﴾19﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/casiye-suresi-45/ayet-16/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

De ki: “Ne dersiniz? Şâyet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şâhit de bunun benzerini (Tevrat’ta görerek) şahitlik edip inandığı halde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.” ﴾10﴿

İnkâr edenler, inananlar için, “Eğer o Kur’an iyi bir şey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi” dediler. Onunla doğru yolu bulamadıkları için; “Bu eski bir uydurmadır” diyecekler. ﴾11﴿

Bundan önce bir rehber ve bir rahmet olarak Mûsâ’nın kitabı da vardı. Bu ise, onu doğrulayan ve zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap diliyle indirilmiş bir kitaptır. ﴾12﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ahkaf-suresi-46/ayet-10/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Kur’an’ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, “Susun!” dediler. Kur’an’ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler. ﴾29﴿

Dediler ki: “Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik.” ﴾30﴿

“Ey kavmimiz! Allah’ın dâvetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.” ﴾31﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/ahkaf-suresi-46/ayet-29/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Muhammed, Allah’ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaad etmiştir. ﴾29﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/fetih-suresi-48/ayet-29/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri, Eykeliler, Tübba’ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti. ﴾12-14﴿

İlk yaratmada acizlik mi gösterdik ki (yeniden yaratamayalım)? Doğrusu onlar, yeniden yaratılış konusunda şüphe içindedirler. ﴾15﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kaf-suresi-50/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik. ﴾38﴿

O ise kuvvetine güvenerek yüz çevirdi ve “Bu bir büyücü veya delidir” dedi. ﴾39﴿

Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu. ﴾40﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/zariyat-suresi-51/ayet-38/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Yoksa, Mûsâ’nın ve Allah’ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim’in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi? ﴾36-37﴿

Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez. ﴾38﴿

İnsan için ancak çalıştığı vardır. ﴾39﴿

Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. ﴾40﴿

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir. ﴾41﴿

Şüphesiz en son varış Rabbinedir. ﴾42﴿

Şüphesiz O güldürür ve ağlatır. ﴾43﴿

Şüphesiz O öldürür ve diriltir. ﴾44﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/necm-suresi-53/ayet-37/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Şüphesiz O iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır. ﴾45-46﴿

Şüphesiz tekrar diriltmek de O’na aittir. ﴾47﴿

Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı. ﴾48﴿

Şüphesiz O, “Şi’râ’nın Rabbidir. ﴾49﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/necm-suresi-53/ayet-45/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, Firavun’un ailesine de uyarıcılar gelmişti. ﴾41﴿

Bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi yakaladık. ﴾42﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kamer-suresi-54/ayet-41/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan bir çoğu fasık kimselerdir. ﴾16﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hadid-suresi-57/ayet-16/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Andolsun, biz Nûh’u ve İbrahim’i peygamber olarak gönderdik. Peygamberliği ve kitabı onların soylarına da verdik. Onlardan kimi doğru yola ermiştir, ama içlerinden birçoğu da fasık kimselerdir. ﴾26﴿

Sonra bunların peşinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir. ﴾27﴿

Ey iman edenler; Allah’a karşı gelmekten sakının ve peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾28﴿

Bunları açıkladık ki, kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah büyük lütuf sahibidir. ﴾29﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hadid-suresi-57/ayet-27/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾1﴿

O, kitap ehlinden inkar edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah‘ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri ibret alın. ﴾2﴿

Eğer Allah, onlar hakkında sürülmeye hükmetmemiş olsaydı, muhakkak kendilerine dünyada azap edecekti. Ahirette ise, onlar için cehennem azabı vardır. ﴾3﴿

Bu, onların Allah’a ve Resülüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah’a karşı gelirse bilsin ki, Allah’ın azabı şiddetlidir. ﴾4﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hasr-suresi-59/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Kitap ehlinden O inkar eden kardeşlerine, “Yemin ederiz ki, siz (Medine’den) çıkarılırsanız, muhakkak biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin hakkınızda asla kimseye boyun eğmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa size mutlaka yardım ederiz” diyerek münafıklık yapanlara bakmaz mısın? Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder. ﴾11﴿

Andolsun, eğer (kardeşleri Medine’den) çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile, andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez. ﴾12﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/hasr-suresi-59/ayet-11/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez. ﴾5﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saff-suresi-61/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler. ﴾6﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saff-suresi-61/ayet-6/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, “Allah’a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?” demişti. Havariler de, “Biz Allah’ın yardımcılarıyız” demişlerdi. Bunun üzerine İsrailoğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkar etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler. ﴾14﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/saff-suresi-61/ayet-6/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkar eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. ﴾5﴿

De ki: “Ey Yahudi akidesini benimseyenler! Bütün insanlar değil de, yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu iddia ediyorsanız, (bunda da) samimi iseniz haydi ölümü isteyin!” ﴾6﴿

Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah zalimleri hakkıyla bilir. ﴾7﴿

De ki: “Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.” ﴾8﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/cuma-suresi-62/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Allah, inkar edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi. ﴾10﴿

Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti. ﴾11﴿

Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi. ﴾12﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/tahrim-suresi-66/ayet-10/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun’a da bir peygamber göndermiştik. ﴾15﴿

Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik. ﴾16﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/muzzemmil-suresi-73/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi” desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. ﴾31﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/muddessir-suresi-74/ayet-31/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

(Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi? ﴾15﴿

Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti: ﴾16﴿

“Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.” ﴾17﴿

“Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin? ﴾18﴿

Seni Rabbine ileteyim de ona karşı derinden saygı duyup korkasın!” ﴾19﴿

Derken Mûsâ O’na en büyük mucizeyi gösterdi. ﴾20﴿

Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve isyan etti. ﴾21﴿

Sonra sırt dönüp koşarak gitti. ﴾22﴿

Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi: ﴾23﴿

“Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi. ﴾24﴿

Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı. ﴾25﴿

Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır. ﴾26﴿

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/naziat-suresi-79/ayet-15/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Kur’an-ı Kerim’de İsrailoğulları, Tevrat, Yahudilik, Hz. Musa ve Harun (Aleyhimesselâmı) 1” için bir yanıt

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.