Karı – Koca; Zevce – Zevc

Karı – koca; zevc ve zevce ile ilgili Güzel Sözler kategorisi altındaki bu paylaşımda Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lem’alar isimli eserinden Yirmi Dördüncü Lema’nın İkinci Hikmeti verilmiştir. Zevce – Zevc yanı karı ve koca ile ilgili son derece önemli ve çarpıcı tespitler yer almaktadır.

Karı - Koca; Zevce - Zevc

Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.

Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp “Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim” diye takvâya girer.

Veyl o erkeğe ki, saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.

Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.

Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar.

http://www.erisale.com/#content.tr.3.319

Risale-i Nur Külliyatı, Lem’alar, Yirmi Dördüncü Lem’a,

İKİNCİ HİKMET

Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka, yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır.

Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette, ebedî arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı, başkasının nazarını kendi mehâsinine celb etmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir. Madem mü’min olan kocası, sırr-ı imana binaen, onunla alâkası hayat-ı dünyeviyeye münhasır ve yalnız hayvânî ve güzellik vaktine mahsus, muvakkat bir muhabbet değil, belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayat noktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetle alâkadardır. Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belki ihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbeti taşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi mehâsinini onun nazarına tahsis ve muhabbetini ona hasretmesi, mukteza-yı insaniyettir. Yoksa pek az kazanır, fakat pek çok kaybeder.

Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimi, diyanet noktasındadır.

Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.

Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp “Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim” diye takvâya girer.

Veyl o erkeğe ki, saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.

Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.

Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar.


âdi: basit, sıradan
ahali: halk
alâkadar: alakalı, ilgili
aleyhinde: karşısında
bahtiyar: talihli, mutlu
bedbaht: talihsiz, bahtsız
bilfiil: fiilen, uygulamaya koyarak
binaen: dayanarak
celb etmek: çekmek
ciddî: gerçek
diyanet: dindarlık
dünyevî: dünya ile ilgili
ebedî: sonsuz
esaslı: köklü
fısk: günah
gayr: hariç, başka
hasretmek: yalnız birşeye mahsus kılma, yalnız birşeye kullanma
hayâsız: utanmaz
hayat-ı dünyeviye: dünya hayatı
hayat-ı ebediye: sonsuz hayat, âhiret hayatı
hayvânî: hayvansal, cismanî özellik
hikmet: fayda, gaye
hürmet: saygı
küfüv olmak: denk, uygun olmak
mahsus: has, özel
mehâsin: güzellikler
mesmûât: işitilenler, duyulanlar
mü’min: Allah’a inanan
mübarek: hayırlı
muhabbet: sevgi
mühim: önemli
mukabil: karşılık
mukteza-yı insaniyet: insanlığın gereği
münasebet: bağlantı, ilişki
münasip olmak: uygun olmak
münhasır: ait, sınırlı
mütedeyyin: dinin emirlerini eksiksiz yerine getiren, dindar
müttakî: takva sahibi, Allah’tan korkup emir ve yasaklarını titizlikle uyan
muvakkat: gelip geçici
nazar: bakış
payitaht-ı hükûmet: başkent
refika: eş, hanım
refika-i hayat: hayat arkadaşı, eş
rütbeten: rütbece
saliha: dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden, Allah’ın sevgili kulu olan kadın
şamar: tokat
sefahet: yasak zevk ve eğlenceye düşkünlük
şer’an: şeriat hükmünce, dine göre
sırr-ı iman: iman sırrı
tahsis: özel olarak belirleme
takvâ: Allah’ın emirlerini tutup, günahlardan sakınmak
tesettür: örtünme
veyl: yazık
zevc: erkek eş, koca
zevce: eş, hanım

KAYNAK:

Risale-i Nur Külliyatı, Lem’alar, Yirmi Dördüncü Lem’a, İkinci Hikmet, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.3.319

Wife Husband
Wife Husband – Karı Koca – Zevce Zevc

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.