https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Ey ateş,’ dedik, ‘İbrahim için serin ve selâmetli ol.” (Enbiyâ Sûresi, 21:69) konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nu Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden Yirminci Sözün İkinci Makamın devamı. Hz. İbrahim A.S. ın ateşten kurtulması ile ilgili farklı bir tefsir.

KISA VİDEO
UZUN VİDEO
Yirminci Sözün İkinci Makamı
Mu’cizât-ı enbiya yüzünde parlayan bir lem’a-i i’câz-ı Kur’ân
…
Hem meselâ, Hazret-i İbrahim aleyhisselâmın bir mu’cizesi hakkında olan
قُلْنَا يَا نَارُ كوُنِى بَرْداً وَسَلاَماً عَلٰۤى اِبْرهِيمَ 2
âyetinde üç işaret-i lâtife var.
Birincisi: Ateş dahi, sair esbâb-ı tabiiye gibi, kendi keyfiyle, tabiatıyla, körü körüne hareket etmiyor. Belki emir tahtında bir vazife yapıyor ki, Hazret-i İbrahim’i (aleyhisselâm) yakmadı; ve ona “yakma!” emrediliyor.
Dipnot-2
“Ey ateş,’ dedik, ‘İbrahim için serin ve selâmetli ol.” Enbiyâ Sûresi, 21:69.
abd: kul (bk. a-b-d) acâibü’l-mahlûkat: yaratılmışların şaşırtıcı, hayret verici halleri (bk. ḫ-l-ḳ) Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı onun üzerine olsun (bk. s-l-m) belki: aslında, gerçekte Cenâb-ı Hak: Hakkın tâ kendisi olan yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ) cünûd: askerler Dâvudvâri: Hz. Dâvud gibi eğlence-i mâsumâne: mâsumca, günahsız eğlence ekser: pek çok (bk. k-s̱-r) emanet-i kübrâ: en büyük emanet, halifelik (bk. e-m-n; k-b-r) emir tahtında: emir altında esbâb-ı tabiiye: doğal sebepler (bk. s-b-b; ṭ-b-a) eşcar: ağaçlar fonoğraf: Gromofonun ilk şekli, ses cihazı hakikat: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ) halife-i zemin: yeryüzü halifesi (bk. ḫ-l-f) | haml: yüklenme hava-i nesimî: hoş ve hafif rüzgar havası hayvânât: hayvanlar (bk. ḥ-y-y) Hazret-i İbrahim: (bk. bilgiler) hizmetkâr: hizmetçi hüdhüd-ü Süleymânî: Hz. Süleyman’ın haberleşme vasıtası olarak kullandığı kuş iktiza etmek: gerektirmek işaret-i lâtife: güzel, hoş işaret ismet: günahsızlık, masumluk istidat: kabiliyet (bk. a-d-d) kemâlât: mükemmellikler (bk. k-m-l) lehviyat: eğlenceler, oyunlar lisan-ı remz: işaret dili mahiyet: özellik, nitelik mahlûk: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ) mahlûkat: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ) mânen: mânevî olarak (bk. a-n-y) medar: sebep, vesile mu’cize: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z) | muazzam: çok büyük (bk. a-ẓ-m) mülk: hükmedilen yer, sahip olunan şey (bk. m-l-k) mûnis: dost, canayakın musahhar etmek: boyun eğdirmek müstaid: istidatlı, kabiliyetli (bk. a-d-d) mutî: itaat eden nağamât-ı zikriye: zikir nağmeleri nebatat: bitkiler nübüvvet: peygamberlik (bk. n-b-e) râm olmak: boyun eğmek sair: diğer saltanat: sultanlık, egemenlik (bk. s-l-ṭ) şevk: şiddetli arzu ve istek suret: şekil (bk. ṣ-v-r) tabiat: doğallık, yaratılış (bk. ṭ-b-a) tel-i musikî: musiki teli tesbihat: Allah’ı öven ve kusurdan yüce tutan sözler (bk. s-b-ḥ) tevdi etmek: emanet etmekulvî: yüce |
İkincisi: Ateşin bir derecesi var ki, burûdetiyle ihrak eder, yani ihrak gibi bir tesir yapar. Cenâb-ı Hak, HAŞİYE-1 سَلاَمًا lâfzıyla, burûdete diyor ki: “Sen de hararet gibi burûdetinle ihrak etme.” Demek o mertebedeki ateş, soğukluğuyla yandırır gibi tesir gösteriyor. Hem ateştir, hem berddir. Evet, hikmet-i tabiiyede nâr-ı beyzâ halinde ateşin bir derecesi var ki, harareti etrafına neşretmiyor; ve etrafındaki harareti kendine celb ettiği için, şu tarz burûdetle, etrafındaki su gibi mâyi şeyleri incimad ettirip, mânen burûdetiyle ihrak eder. İşte Zemherir, burûdetiyle ihrak eden bir sınıf ateştir. Öyle ise, ateşin bütün derecâtına ve umum envâına cami’ olan Cehennem içinde, elbette Zemheririn bulunması zarurîdir.
Üçüncüsü: Cehennem ateşinin tesirini men edecek ve eman verecek iman gibi bir madde-i mâneviye, İslâmiyet gibi bir zırh olduğu misillü, dünyevî ateşinin dahi tesirini men edecek bir madde-i maddiye vardır. Çünkü, Cenâb-ı Hak, ism-i Hakîm iktizasıyla, bu dünya dârü’l-hikmet olmak hasebiyle, esbab perdesi altında icraat yapıyor. Öyle ise, Hazret-i İbrahim’in cismi gibi, gömleğini de ateş yakmadı ve ateşe karşı mukavemet haletini vermiştir. İbrahim’i yakmadığı gibi, gömleğini de yakmıyor.
İşte bu işaretin remziyle, mânen şu âyet diyor ki: “Ey millet-i İbrahim! İbrahimvâri olunuz, tâ maddî ve mânevî gömlekleriniz, en büyük düşmanınız olan ateşe hem burada, hem orada bir zırh olsun. Ruhunuza imanı giydirip Cehennem ateşine karşı zırhınız olduğu gibi, Cenâb-ı Hakkın zeminde sizin için sakladığı ve ihzar ettiği bazı maddeler var; onlar sizi ateşin şerrinden muhafaza eder. Arayınız, çıkarınız, giyiniz.”
İşte, beşerin mühim terakkiyâtından ve keşfiyâtındandır ki, bir maddeyi bulmuş, ateş yakmayacak ve ateşe dayanır bir gömlek giymiş. Şu âyet ise, ona mukabil, bak, ne kadar ulvî, lâtif ve güzel ve ebede kadar yırtılmayacak, Hanîfen Müslimen1 destgâhında dokunacak bir hulleyi gösteriyor.
Haşiye-1
Bir tefsir diyor: سَلَامًا demeseydi, burûdetiyle ihrak edecekti.
Dipnot-1
bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:67, 95; Nisâ Sûresi, 4:125; En’âm Sûresi, 6:161; Nahl Sûresi, 16:120.
berd: soğuk beşer: insan burûdet: soğukluk cami’ olan: içine alan, kapsayan (bk. c-m-a) celb etmek: çekmek dârü’l-hikmet: hikmet yeri; işlerin bir sebep ve zamana bağlı olarak yapıldığı yer olan dünya (bk. ḥ-k-m) derecât: dereceler ebed: sonsuzluk (bk. e-b-d) eman: eminlik, korkusuzluk (bk. e-m-n) envâ: çeşitler, türler esbab: sebepler (bk. s-b-b) Hakîm: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m) halet: hal, vaziyet Hanîfen Müslimen: Allah’ı bir olarak tanıyan dosdoğru bir Müslüman (Kur’ân-ı Kerimde Hz. İbrahim için söylenen bir ibare) (bk. s-l-m) | hararet: sıcaklık haşiye: dipnot; açıklayıcı not Hazret-i İbrahim: (bk. bilgiler) hikmet-i tabiiye: tabiat bilgisi (bk. ḥ-k-m; ṭ-b-a) hulle: elbise İbrahimvâri: Hz. İbrahim gibi ihrak etmek: yakmak ihzar etmek: hazırlamak iktiza: gerektirme incimad ettirmek: dondurmak keşfiyât: keşifler (bk. k-ş-f) lâfz: söz lâtif: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f) madde-i maddiye: maddî madde madde-i mâneviye: mânevî madde (bk. a-n-y) mânen: mânevî olarak (bk. a-n-y) mâyi: sıvı men etmek: yasaklamak millet-i İbrahim: İbrahim milleti, tevhid inancını benimseyenler | misillü: gibi (bk. m-s̱-l) mukabil: karşılık mukavemet: karşı gelme, direnç nâr-ı beyzâ: akkor, beyaz ateş neşretmek: yaymak remz: işaret selâmen: “selâmetli ol” (bk. s-l-m) şer: kötülük tefsir: Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından izah eden, yorumlayan kitap (bk. f-s-r) terakkiyât: terakkiler, ilerlemeler ulvî: yüce umum: bütün zarurî: zorunlu, gerekli zemherir: şiddetli, yakıcı soğuk zemin: yeryüzü |
KAYNAKLAR
Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirminci Söz, İkinci Makam, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.
http://www.erisale.com/#content.tr.1.352
https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirminci-soz/ikinci-makam/352
CUMARTESİ DERSLERİ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.
Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.
Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.
CUMARTESİ DERSLERİ
13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır
13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı
13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret
12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas
12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas
12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas
11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2
10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat
10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat
10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat
10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat
10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat
10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat
10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat
10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat
10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat
10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat
10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat
10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat
10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .
10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret
10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler
9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte
9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler
Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
““Ey ateş,’ dedik, ‘İbrahim için serin ve selâmetli ol.” Enbiyâ Sûresi, 21:69 – Cumartesi Dersleri – 20. 9.” için bir yanıt