https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Cumartesi Derslerinde bu hafta “Allahu ekber’in Manası, Hac, Kabe ve Namaz, Cemaatle Yapılan İbadetler ve Kılınan Namazlar” ele alınmaktadır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden On Altıncı Söz Dördüncü Şua.
KISA VİDEO
UZUN VİDEO
On Altıncı Söz
DÖRDÜNCÜ ŞUA
İşte, ey tenbel nefsim! Bir nevi mirac hükmünde olan namazın hakikati, sabık temsilde bir nefer mahz-ı lütuf olarak huzur-u şahaneye kabulü gibi, mahz-ı rahmet olarak Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ve Mâbûd-u Cemîl-i Zülcelâlin huzuruna kabulündür. Allahu ekber deyip, mânen ve hayalen veya niyeten iki cihandan geçip, kayd-ı maddiyattan tecerrüd edip, bir mertebe-i külliye-i ubûdiyete veya küllînin bir gölgesine veya bir suretine çıkıp, bir nevi huzura müşerref olup,
اِيَّاكَ نَعْبُدُ 2
hitabına—herkesin kabiliyeti nisbetinde—bir mazhariyet-i azîmedir. Adeta, harekât-ı salâtiyede tekrarla Allahu ekber, Allahu ekber demekle kat’-ı meratip ve terakkiyat-ı mâneviyeye ve cüz’iyattan devâir-i külliyeye çıkmasına
Dipnot-1
“Herşeyin hüküm ve tasarrufu Onun elindedir.” Yâsin Sûresi, 36:83.
Dipnot-2
“Yalnız Sana ibadet ederiz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.
acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z) Allahu ekber: Allah en büyüktür (bk. k-b-r) Arş-ı Âzam: Cenab-ı Allah’ın sınırsız egemenliğinin ve yüceliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş; a-z-m) cezb: çekme cilve: yansıma, görünüş (bk. c-l-y) cüz’î: küçük, az (bk. c-z-e) cüz’iyat: küçüklük ve ferdî şeyler (bk. c-z-e) dellâl: ilan edici, duyurucu devâir-i külliye: geniş ve kapsamlı daireler (bk. k-l-l) ferik: general hakikat: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ) Hâlık: yaratıcı, herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ) harekât-ı salâtiye: namazın hareketleri (bk. ṣ-l-v) hususiyet: özellik huzur-u şahane: padişahın huzuru (bk. ḥ-ḍ-r) iftikar: fakirliğini gösterme (bk. f-ḳ-r) ihtar: hatırlatma, ikaz Kadîr-i Mutlak: sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ) kat’-ı meratip: mertebeleri aşma kayd-ı maddiyat: maddi kayıt, bağ | küllî: büyük, kapsamlı (bk. k-l-l) lütuf: iyilik, ikram, bağış (bk. l-ṭ-f) Mâbûd-u Cemîl-i Zülcelâl: sonsuz haşmet ve güzellik sahibi, kendisine ibadet edilen Allah (bk. a-b-d; c-m-l; ẕü; c-l-l) mahz-ı lütuf: ikram ve iyiliğin tâ kendisi (bk. l-ṭ-f) mahz-ı rahmet: rahmetin tâ kendisi (bk. r-ḥ-m) mazhariyet-i azîme: büyük mazhariyet, nailiyet (bk. ẓ-h-r; a-z-m) meratib: mertebeler, dereceler mertebe-i külliye-i ubûdiyet: Allah’a kulluğun büyük ve kapsamlı mertebesi (bk. k-l-l; a-b-d) mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d) mirac: yükseliş, Allah’ın huzuruna çıkma (bk. a-r-c) muîn: yardımcı münasebettar: ilişkili, bağlantılı (bk. n-s-b) müşerref: şereflenme müşir: mareşal müstağni: ihtiyacı olmama (bk. ğ-n-y) nefer: asker, er nisbet: oran (bk. n-s-b) perde-i izzet ve azamet: izzet ve büyüklüğün önündeki perde (bk. a-z-z; a-ẓ-m) | sabık: önceki saltanat-ı Rububiyet: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. s-l-ṭ; r-b-b) şerik-i saltanat-ı Rububiyet: Cenab-ı Hakkın Rablık saltanatına ortak (bk. s-l-ṭ; r-b-b) sülûk etmek: yol almak tecerrüd: sıyrılma temâşâger: seyirci temsil: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l) terakkiyat-ı mâneviye: mânevî ilerleme, yükselme (bk. a-n-y) ubûdiyet: kulluk (bk. a-b-d) uruc etmek: yükselmek (bk. a-r-c) zahirî: görünürde (bk. ẓ-h-r) Zât-ı Celîl-i Zülcemâl: sonsuz güzellik ve haşmet sahibi Zât, Allah (bk. c-l-l; ẕü; c-m-l) zîhayat: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)zıll: gölge |
bir işarettir ve marifetimiz haricindeki kemâlât-ı kibriyâsının mücmel bir ünvanıdır. Güya herbir Allahu ekber bir basamak-ı miraciyeyi kat’ına işarettir. İşte, şu hakikat-i salâttan mânen veya niyeten veya tasavvuren veya hayalen bir gölgesine, bir şuâına mazhariyet dahi büyük bir saadettir.
İşte, hacda pek kesretli Allahu ekber denilmesi şu sırdandır. Çünkü, hacc-ı şerif, bil’asale herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubûdiyettir. Nasıl ki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta, ferik dairesinde, bir ferik gibi padişahın bayramına gider ve lütf una mazhar olur. Öyle de, bir hacı, ne kadar âmi de olsa, kat’-ı meratip etmiş bir velî gibi, umum aktâr-ı arzın Rabb-i Azîmi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir, bir ubûdiyet-i külliye ile müşerreftir. Elbette, hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i Rububiyet ve dürbünüyle nazarına görünen âfâk-ı azamet-i Ulûhiyet ve şeâiriyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devâir-i ubûdiyet ve meratib-i kibriyâ ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i Rububiyet Allahu ekber, Allahu ekber ile teskin edilebilir. Ve onunla, o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvere ilân edilebilir.
Hacdan sonra, şu mânâ-yı ulvî ve küllî muhtelif derecelerde, bayram namazında, yağmur namazında, husuf, küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte, şeâir-i İslâmiyenin, velev sünnet kabilinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır.
سُبْحَانَ مَنْ جَعَلَ خَزَۤائِنُهُ بَيْنَ الْكَافِ وَالنُّونِ 1 فَسُبْحَانَ الَّذِى بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ
Dipnot-1
Kudretinin hazinelerini bir “Ol” emriyle var eden Zât-ı Zülcelâl her türlü kusurdan münezzehtir.
âfâk-ı azamet-i Ulûhiyet: Cenab-ı Allah’ın ilâhlığının büyüklüğünün ufukları, sınırları (bk. a-z-m; e-l-h) aktâr-ı arz: dünyanın dört bir yanı Allahu ekber: Allah en büyüktür (bk. k-b-r) âmi: cahil basamak-ı miraciye: mirac basamağı (bk. a-r-c) bil’asale: bizzat devâir-i ubûdiyet: kulluk daireleri (bk. a-b-d) ferik: general hacc-ı şerif: şerefli hac ibadeti hakikat-i salât: namazın hakikati (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ṣ-l-v) hararet: sıcaklık, ısı haricinde: dışında heybet-i Rububiyet: Allah’ın rububiyetinin heybeti (bk. r-b-b) husuf: ay tutulması kabil: gibi kat’: aşma, yükselme kat’-ı meratip etmek: mertebeleri aşmak, mânen yükselmek kemâlât-ı kibriya: Cenab-ı Allah’ın büyüklüğünün mükemmelliği (bk. k-m-l; k-b-r) kesretli: çoklukla (bk. k-s̱-r) küsuf: güneş tutulması lütuf: iyilik, ikram, bağış (bk. l-ṭ-f) mânâ-yı ulvî ve küllî: yüce ve umumî mânâ (bk. a-n-y; k-l-l) | mânen: mânevî olarak (bk. a-n-y) marifet: bilgi (bk. a-r-f) mazhar olmak: erişmek, nail olmak (bk. ẓ-h-r) mazhariyet: nail olma, erişme (bk. ẓ-h-r) meratib-i kibriyâ: Cenab-ı Allah’ın büyüklüğünün mertebeleri (bk. k-b-r) meratib-i külliye-i Rububiyet: Rububiyetin geniş, kapsamlı mertebeleri; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesinin, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasının mertebeleri (bk. k-l-l; r-b-b) meratib-i münkeşife-i meşhude: bizzat görerek açığa çıkmış mertebeler (bk. k-ş-f; ş-h-d) mertebe-i külliye: geniş ve kapsamlı mertebe (bk. k-l-l) miftah: anahtar mücmel: kısa, öz (bk. c-m-l) muhtelif: çeşitli müşerref: şereflenmiş mutasavvere: hayalen, tasavvur ederek (bk. ṣ-v-r) müteveccih: yönelmiş nazar: bakış (bk. n-ẓ-r) | nefer: asker, er Rabb-i Azîm: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b; a-z-m) saadet: mutluluk şeâir: işaretler (bk. ş-a-r) şeâir-i İslâmiye: İslâma sembol olmuş işaretler, iş ve ibadetler (bk. ş-a-r; s-l-m) şuâ: ışık, parıltı sünnet: Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler (bk. s-n-n) tasavvuren: hayal ederek, düşünerek (bk. ṣ-v-r) teskin: yatıştırma, sakinleştirme ubûdiyet: kulluk (bk. a-b-d) ubûdiyet-i külliye: büyük ve umumî kulluk (bk. a-b-d; k-l-l) ufk-u tecelliyat: tecellilerin, yansımaların ufku (bk. c-l-y) umum: bütün velev: hatta velî: Allah dostu (bk. v-l-y) yevm-i mahsus: özel gün |
شَىْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 1 سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 2 رَبَّنَا لاَ تُؤٰاخِذْنَۤا اِنْ نَسِينَۤا اَوْ اَخْطَاْنَا 3 رَبَّناَ لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ 4 وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلٰى رَسُولِكَ اْلاَ كْرَمِ مَظْهَرِ اِسْمِكَ اْلاَعْظَمِ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ وَاِخْواَنِهِ وَاَتْبَاعِهِ اٰمِينَ يَۤا اَرْحَمَ الرَّاحِمِين َ 5
Dipnot-1
“Kusurdan münezzehtir o Zât ki, herşeyin hüküm ve tasarrufu elindedir. Siz de ona döndürüleceksiniz.” Yâsin Sûresi, 36:83.
Dipnot-2
“(Ey Rabbimiz!) Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın.” Bakara Sûresi, 2:32.
Dipnot-3
“Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla hesaba çekme.” Bakara Sûresi, 2:286.
Dipnot-4
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:8.
Dipnot-5
İsm-i Âzamının mazharı olan Resul-i Ekremine, âl ve ashabına, ihvânına ve ona tâbi olanlara salât ve selâm olsun. Âmin, ey Erhamürrâhimîn.
KAYNAKLAR
Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, On Altıncı Söz, Dördüncü Şua, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.
http://www.erisale.com/#content.tr.1.279
CUMARTESİ DERSLERİ
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.
Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.
Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.
CUMARTESİ DERSLERİ
13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır
13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı
13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret
12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas
12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas
12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas
11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2
10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat
10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat
10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat
10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat
10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat
10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat
10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat
10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat
10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat
10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat
10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat
10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat
10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .
10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret
10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler
9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte
9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler
8. sınıf fen konuları Bediüzzaman Cumartesi Dersleri EĞİTİM Eğitim Eğitim Haberleri Eğitim ve Öğretim Fen Bilimleri Fen Bilimleri 8 Fen Bilimleri 8 Yaprak Test Fen Bilimleri 8 Yaprak Testler fen bilimleri 8. sınıf test çöz Güneş Kainat KISA VİDEO Kur'an Kur'an-ı Kerim Kur'ân-ı Hakîm Matematik Mucize On Dokuzuncu Söz On Dokuzuncu Söz – Risalet-i Ahmediyeye dairdir On Üçüncü Söz Ortaokul Ortaokul Fen Bilimleri 8 Ortaokul Fen Bilimleri 8 Yaprak Test ORTAÖĞRETİM Partilerin Eğitim Programları POSTERLER Risale-i Nur Külliyatı Said Nursi sanat Svenska Sözler SİYASİ PARTİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARI UZUN VİDEO Yirmi Birinci Söz Yirminci Söz Yirminci Söz İkinci Makam Yirmi İkinci Söz Yirmi İkinci Söz Birinci Makam Yirmi İkinci Sözün İkinci Makamı Yirmi İkinci Söz İkinci Makam Üstad İLKOKUL
Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.