Cumartesi Derslerinde bu hafta “Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, birtek Âdem ile cüz’î hadiseyi konuşurken, bütün kâinatla ve bütün nev-i beşerle bir mükâleme-i ulviye ediyor.” konusu işlenmektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından Sözler isimli eserinden Yirminci Söz Birinci Makam Birinci Nükte.
KISA VİDEO
UZUN VİDEO
Yirminci Söz
İki Makamdır
Birinci Makam
وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰۤئِكَةِ اسْجُدُوا ِلاٰدَمَ فَسَجَدُۤوا اِلاَّۤاِبْلِيسَ 1
اِنَّ اللهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةً 2
ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَهِىَ كَالْحِجَارَةِ اَوْ اَشَدُّ قَسْوَةً 3
BİRGÜN şu âyetleri okurken, İblis’in ilkaatına karşı Kur’ân-ı Hakîmin feyzinden üç nükte ilham edildi. Vesvesenin sureti şudur:
Dedi ki: “Dersiniz, ‘Kur’ân mu’cizedir; hem nihayetsiz belâğattedir; hem umuma her vakitte hidayettir.’ Halbuki, şöyle bazı hâdisât-ı cüz’iyeyi tarihvâri bir surette musırrâne tekrar etmekte ne mânâ var? Bir ineği kesmek gibi bir vakıa-i cüz’iyeyi o kadar mühim tavsifatla böyle zikretmek, hattâ o sûre-i azîmeye de el-Bakara tesmiye etmekte ne münasebet var? Hem de “Âdem’e secde” olan hadise, sırf bir emr-i gaybîdir. Akıl ona yol bulamaz; kavî bir imandan sonra teslim ve iz’an edilebilir. Halbuki Kur’ân umum ehl-i akla ders veriyor. Çok
Dipnot-1
“Meleklere ‘Âdem’e secde edin’ dediğimizde, İblis hariç hepsi secde etti.” Bakara Sûresi, 2:34.
Dipnot-2
“Allah size bir inek kesmenizi emrediyor.” Bakara Sûresi, 2:67.
Dipnot-3
“Sonra, bütün bunların ardından kalbiniz yine katılaştı. Sanki taş kesildi, hattâ taştan da katılaştı.” Bakara Sûresi, 2:74.
Âdem: (bk. bilgiler) belâğat: maksada ve hale uygun düzgün ve güzel söz söyleme (bk. b-l-ğ) ehl-i akıl: akıl sahipleri el-Bakara: inek, dişi sığır emr-i gaybî: gizli emir (bk. ğ-y-b) feyz: ilham, bereket, ilim bolluğu (bk. f-y-ḍ) hâdisât-ı cüz’iye: küçük ve önemsiz hadiseler (bk. c-z-e) hidayet: doğru ve hak yol (bk. h-d-y) | İblis: Şeytan ilham edilme: kalbe gelme ilkaat: zihin çevirme, akıl çelme iz’an: kesin şekilde inanma kavî: kuvvetli, sağlam Kur’ân-ı Hakîm: sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân (bk. ḥ-k-m) mu’cize: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z) musırrâne: ısrarlı bir şekilde nihayetsiz: sonsuz | nükte: ince ve derin mânâ sûre-i azîme: büyük sûre (bk. a-ẓ-m) suret: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r) tarihvâri: tarih gibi tavsifat: vasıflandırma, özelliklerini anlatma (bk. v-ṣ-f) tesmiye etmek: isimlendirmek (bk. s-m-v) umum: genel vakıa-i cüz’iye: küçük ve ferdî bir olay (bk. c-z-e) vesvese: şüphe, kuruntu |
yerlerde
اَفَلاَ يَعْقِلُونَ 1
der, akla havale eder. Hem taşların tesadüfî olan bazı hâlât-ı tabiiyesini ehemmiyetle beyan etmekte ne hidayet var?”
İlham olunan nüktelerin sureti şudur:
BİRİNCİ NÜKTE
Kur’ân-ı Hakîmde çok hâdisât-ı cüz’iye vardır ki, herbirisinin arkasında bir düstur-u küllî saklanmış ve bir kanun-u umumînin ucu olarak gösteriliyor. Nasıl ki,
عَلَّمَ اٰدَمَ اْلاَسْمَۤاءَ كُلَّهَا 2
Hazret-i Âdem’in melâikelere karşı kabiliyet-i hilâfet için bir mu’cizesi olan tâlim-i esmâdır ki, bir hadise-i cüz’iyedir. Şöyle bir düstur-u küllînin ucudur ki:
Nev-i beşere câmiiyet-i istidat cihetiyle tâlim olunan hadsiz ulûm ve kâinatın envâına muhit pek çok fünun ve Hâlıkın şuûnât ve evsâfına şâmil kesretli maarifin tâlimidir ki, nev-i beşere, değil yalnız melâikelere, belki semâvât ve arz ve dağlara karşı emanet-i kübrâyı3 haml dâvâsında bir rüçhaniyet vermiş; ve heyet-i mecmuasıyla arzın bir halife-i mânevîsi olduğunu Kur’ân ifham ettiği misillü, “melâikelerin Âdem’e secdesiyle beraber Şeytanın secde etmemesi” olan hadise-i cüz’iye-i gaybiye, pek geniş bir düstur-u külliye-i meşhudenin ucu olduğu gibi, pek büyük bir hakikati ihsas ediyor. Şöyle ki:
Kur’ân, şahs-ı Âdem’e melâikelerin itaat ve inkıyadını ve Şeytanın tekebbür ve imtinâını zikretmesiyle, nev-i beşere kâinatın ekser maddî envâları ve o envâın mânevî mümessilleri ve müekkelleri musahhar olduklarını ve nev-i beşerin
Dipnot-1
“Hiç düşünmüyorlar mı?” Yâsin Sûresi, 36:68.
Dipnot-2
“Âdem’e bütün isimleri öğretti.” Bakara Sûresi, 2:31.
Dipnot-3
bk. Ahzâb Sûresi, 33:72.
arz: yeryüzü, dünya beyan: açıklama (bk. b-y-n) câmiiyet-i istidat: istidadın kapsamlılığı (bk. c-m-a; a-d-d) düstur-u küllî: büyük ve genel prensip (bk. k-l-l) düstur-u külliye-i meşhude: görünen büyük ve genel prensip (bk. k-l-l; ş-h-d) ekser: pek çok (bk. k-s̱-r) emanet-i kübrâ: büyük emanet (bk. e-m-n; k-b-r) envâ: çeşitler, türler evsâf: sıfatlar (bk. v-ṣ-f) fünun: fenler, ilimler hâdisât-ı cüz’iye: küçük ve ferdî olaylar (bk. ḥ-d-s̱; c-z-e) hadise-i cüz’iye: küçük ve ferdî olay (bk. ḥ-d-s̱; c-z-e) hadise-i cüz’iye-i gaybiye: görünmeyen küçük ve basit olay (bk. ḥ-d-s̱; c-z-e; ğ-y-b) hadsiz: sayısız hakikat: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ) | hâlât-ı tabiiye: doğal haller (bk. ṭ-b-a) halife-i mânevî: mânevî halife (bk. ḫ-l-f; a-n-y) Hâlık: her şeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ) haml: yüklenme heyet-i mecmua: genel yapı (bk. c-m-a) hidayet: doğru yola eriştirme (bk. h-d-y) ifham etmek: anlatmak, bildirmek ihsas: hissettirme ilham olunma: kalbe gelme imtinâ: çekinme, yapmama inkıyad: boyun eğme, itaat etme kabiliyet-i hilâfet: halifelik kabiliyeti (bk. a-d-d; ḫ-l-f) kâinat: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n) kanun-u umumî: genel kanun (bk. ḳ-n-n) kesretli: çok (bk. k-s̱-r) Kur’ân-ı Hakîm: sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân (bk. ḥ-k-m) maarif: bilgiler, bilimler (bk. a-r-f) | melâike: melekler (bk. m-l-k) misillü: gibi (bk. m-s̱-l) müekkel: görevli muhit: kuşatan mümessil: temsilci (bk. m-s̱-l) musahhar olmak: boyun eğmek nev-i beşer: insanlık rüçhaniyet: üstünlük şahs-ı Âdem: Hz. Âdem’in şahsı şâmil: kapsayan semâvat: gökler (bk. s-m-v) suret: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r) şuûnat: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikler (bk. ş-e-n) tâlim: öğretme (bk. a-l-m) tâlim-i esmâ: Hz. Âdem’e Allah tarafından isimlerin öğretilmesi (bk. a-l-m; s-m-v) tekebbür: büyüklenme (bk. k-b-r) ulûm: ilimler (bk. a-l-m) zikretmek: anmak, belirtmek |
hassalarının bütün istifadelerine müheyyâ ve münkad olduklarını ifham etmekle beraber; o nev’in istidadâtını bozan ve yanlış yollara sevk eden mevadd-ı şerire ile onların mümessilleri ve sekene-i habiseleri o nev-i beşerin tarîk-i kemâlâtında ne büyük bir engel, ne müthiş bir düşman teşkil ettiğini ihtar ederek, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, birtek Âdem ile cüz’î hadiseyi konuşurken, bütün kâinatla ve bütün nev-i beşerle bir mükâleme-i ulviye ediyor.
“îcl” meselesi: buzağı olayı. Bu olay İsrailoğullarının Firavun’dan kurtulup Sina Çölüne yerleştikleri zaman yaşandı. Bir ara Mûsa (a.s.) Tur Dağına çıkmış ve orada bir müddet kalmıştı. İsrailoğulları da bu esnâda altından bir buzağı yaptı ve ona tapmaya başladı Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı onun üzerine olsun (bk. s-l-m) bakar: sığır bakarperestlik: sığıra tapmak Benî İsrail: İsrailoğulları, Yahudiler beyan: açıklama (bk. b-y-n) cehennem-nümun: cehennem gibicüz: parça (bk. c-z-e) cüz’î: küçük, ferdî (bk. c-z-e) ders-i hikmet: hikmet dersi (bk. ḥ-k-m) düstur: prensip, kural düstur-u küllî: büyük ve genel prensip (bk. k-l-l) felâhat: çiftçilik feyz: bolluk, bereket (bk. f-y-ḍ) hâdisât-ı tarihiye: tarihî olayhadise-i cüz’iye: ferdî, belirli bir bölgeye ait olay (bk. c-z-e) | hassa: duyular Hazret-i Mûsâ: (bk. bilgiler) i’câz: mu’cizelik özelliği (bk. a-c-z) İ’câz-ı Kur’ân: Kur’ân’ın mu’cizeliği (bk. a-c-z) ifham: anlatma istidadât: kabiliyetler (bk. a-d-d) istidat: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d) kıssa-i Mûsâ: Hz. Mûsâ’nın kıssası kudsiye: mukaddes, kutsal (bk. ḳ-d-s) küllî: büyük, kapsamlı (bk. k-l-l) kumistan: kumluk, çöl Kur’ân-ı Hakîm: sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân (bk. ḥ-k-m) Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla mu’cize olan Kur’ân (bk. a-c-z; b-y-n) mâbud: kendisine ibadet edilen (bk. a-b-d) mahsuldar: verimli mefkûre: gaye, ideal, inanç (bk. f-k-r) mergup: rağbet edilmiş mevadd-ı şerire: kötü maddeler mevki-i mübarek: mübarek mevki (bk. b-r-k) müheyyâ: hazır mükâleme-i ulviye: yüce konuşma (bk. k-l-m) | mukkaddes: kutsal (bk. ḳ-d-s) mümessil: temsilci (bk. m-s̱-l) münkad: boyun eğme, itaat etme neş’et etmek: çıkmak, yetişmek nev-i beşer: insanlık nev’: çeşit, tür Nil-i mübarek: (bk. bilgiler – Nil Nehri) risale: kitap (bk. r-s-l) risalet: peygamberlik (bk. r-s-l) Sahrâ-yı Kebir: Büyük Çöl; Libya Çölü (bk. bilgiler) seciye: yaratılış, karakter sekene: sakinler, oturanlar (bk. s-k-n) sekene-i habise: kötü ve pis sakinler (bk. s-k-n) sevr: öküz tarîk-i kemâlât: mükemmelleşme yolu (bk. ṭ-r-ḳ; k-m-l) tazammun: kapsama, içine alma tesbit: sağlam şekilde yerleştirme teşkil: oluşturma ulvî: yüce vasıta-i ziraat: tarıma vasıta zebh: kesme, boğazlama zikretmek: bildirmek, anlatmak |
KAYNAKLAR
Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirminci Söz, Birinci Makam, Birinci Nükte, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.
http://www.erisale.com/#content.tr.1.333
https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirminci-soz/333
CUMARTESİ DERSLERİ
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.
Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.
Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.
CUMARTESİ DERSLERİ
13. 3. On Üçüncü Söz – Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır
13. 2. On Üçüncü Sözün İkinci Makamı
13.1. On Üçüncü Söz Ders – i İbret
12. 3. On İkinci Söz – Dördüncü Esas
12. 2. On İkinci Söz – İkinci ve Üçüncü Esas
12. 1. On İkinci Söz – Birinci Esas
11. 3. Onbirinci Söz Hakikatin Yüzü 2
10.15. Onuncu Söz Onikinci Hakikat
10.14. Onuncu Söz Onbirinci Hakikat
10.13. Onuncu Söz Onuncu Hakikat
10.12. Onuncu Söz Dokuzuncu Hakikat
10.11. Onuncu Söz Sekizinci Hakikat
10.10. Onuncu Söz Yedinci Hakikat
10.9. Onuncu Söz Altıncı Hakikat
10.8. Onuncu Söz Beşinci Hakikat
10.7. Onuncu Söz Dördüncü Hakikat
10.6. Onuncu Söz Üçüncü Hakikat
10.5. Onuncu Söz İkinci Hakikat
10.4. Onuncu Söz 3. ve 4. İşaret ile 1. Hakikat
10.3. Onuncu Söz Mukaddime İkinci İşaret .
10.2. Onuncu Söz Mukaddime Birinci İşaret
10.1. Onuncu Söz Temsili Hikayecik 1-12. Suretler
9.2. Dokuzuncu Söz Beşinci Nükte
9. 1. Dokuzuncu Söz 1.-4. Nükteler