POSTER 5: SAHİBİ KİM?

POSTER 5: SAHİBİ KİM?

Bu poster çalışmasında; “Sahibi Kim?” diye sorularak herkes düşünmeye davet ediliyor, özellikle bir köyün muhtarsız olamayacağı, bir iğnenin ustasız ve sahipsiz olamayacağı, bir harfin katipsiz yani o harfi yazan birisi olmadan yazılamayacağı vurgulandıktan sonra;

Nasıl olurda bu kadar mükemmel bir şekilde işleyen bu kainat sahipsiz ve hakimsiz yani ona hükmeden birisi olmadan işleyebilir diye sorularak herkes düşünmeye davet ediliyor.

Son olarak poster başlığında madem sahipsiz olamaz o halde “Sahibi Kim?” diye sorularak cevap bulmamız isteniyor.

Ayrıca diğer poster çalışmaları için lütfen;

POSTERLER

sayfamızı inceleyiniz.

Bir köy muhtarsız olmaz.

Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz.

Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun.

Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?

KAYNAKLAR

Sözler, Onuncu Söz, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2016

http://erisale.com/#content.tr.1.83

Metnin yer aldığı sayfa aşağıda incelenebilir. Ayrıca ilgli sayfanın sözlüğü de yer almaktadır:

Evvelâ o sersem dedi: “Padişah kimdir? Tanımam.”

Sonra arkadaşı ona cevaben: “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur? Ve bu kadar çok servet—ki, her saatte bir şimendifer HAŞİYE-1 gaipten gelir gibi, kıymettar, musannâ mallarla dolu gelir, burada dökülüyor, gidiyor—nasıl sahipsiz olur? Ve her yerde görünen ilânnameler ve beyannameler ve her mal üstünde görünen turra ve sikkeler, damgalar ve her köşesinde sallanan bayraklar nasıl mâliksiz olabilir? Sen, anlaşılıyor ki, bir parça firengî okumuşsun. Bu İslâm yazılarını okuyamıyorsun. Hem de bilenden sormuyorsun. İşte, gel, en büyük fermanı sana okuyacağım.”

O sersem döndü, dedi: “Haydi, padişah var. Fakat benim cüz’î istifadem ona ne zarar verebilir? Hazinesinden ne noksan eder? Hem burada hapis mapis yoktur; ceza görünmüyor.”

Arkadaşı ona cevaben dedi: “Yahu, şu görünen memleket bir manevra meydanıdır. Hem sanayi-i garibe-i sultaniyenin meşheridir. Hem muvakkat, temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun ki, hergün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur. Daima dolar, boşalır. Bir zaman sonra şu memleket tebdil edilecek; bu ahali başka ve daimî bir memlekete nakledilecek. Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat görecek” dedi.

Yine o hain sersem, temerrüt edip, “İnanmam. Hiç mümkün müdür ki bu memleket harap edilsin, başka bir memlekete göç etsin?” dedi.


Haşiye-1

Seneye işarettir. Evet, bahar, mahzen-i erzak bir vagondur, gaipten gelir.


ahali: halk
beyanname: açıklama belgesi (bk. b-y-n)
cüz’î: küçük, az (bk. c-z-e)
dehalet etmek: sığınmak, aman dilemek
ferman: buyruk
feylesofâne: felsefeci gibi
firengî: Batı kültürü
gaip: görünmeyen âlem (bk. ğ-y-b)
hâkim: hükümdar, idareci (bk. ḥ-k-m)
harap: yıkılma, yok edilme
haşiye: dipnot, açıklayıcı not
ilânname: duyuru
intizam: düzen (bk. n-ẓ-m)
istifade: faydalanma, yararlanma
istihdam edilmek: çalıştırılmak
kafile: grup, topluluk
kâtip: yazar (bk. k-t-b)
kıymettar: kıymetli, değerli
mahzen-i erzak: yenilecek ve içilecek şeylerin bulunduğu yer, depo (bk. r-z-ḳ)
mâlik: sahip (bk. m-l-k)
manevra meydanı: eğitim ve deneme yeri
men etmek: yasaklamak
meşher: sergi
mîrî malı: devlete ait mal, kamu malı
mukabil: karşılık
mükâfat: ödül
münazara: tartışma (bk. n-ẓ-r)
muntazam: düzenli (bk. n-ẓ-m)
musannâ: sanatla yapılmış (bk. ṣ-n-a)
muvakkat: geçici
nihayet: son
noksan: eksik
safsatiyât: anlamsız ve uydurma şeyler
sanayi-i garibe-i sultaniye: saltanata, devlete ait antika sanatlar (bk. ṣ-n-a; s-l-ṭ)
şedid: şiddetli
sikke: mühür, işaret
şimendifer: tren
tasarruf: dilediği gibi kullanma (bk. ṣ-r-f)
tebdil edilmek: değiştirilmek
temerrüt: inat
turra: padişaha ait mühür, nişan
vakıf malı: herkesin faydasına sunulmuş mal