Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır; hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır; … hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. – Cumartesi Dersleri – 25. 1. 2.

Cumartesi Derslerinde bu hafta:

“Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır; hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır; … hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. ”

konusu işlenmektedir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı Sözler Yirmi Beşinci Söz Mukaddime İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ CÜZ VE TETİMME-İ TARİF.

Kur'ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah'ın kelâmıdır; hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah'ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır; … hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. - Cumartesi Dersleri - 25. 1. 2.
Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır; hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır; … hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. – Cumartesi Dersleri – 25. 1. 2.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

SHORTS

Yirmi Beşinci Söz

Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi

Mukaddime

İKİNCİ CÜZ VE TETİMME-İ TARİF:

Kur’ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Sözde beyan ve ispat edildiği gibi,

Kur’ân,

· bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır;

· hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır;

· hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır;

· hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir;

· hem saltanat-ı âmme-i Sübhâniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir;

· hem rahmet-i vâsia-i muhîta nokta-i nazarında bir defter-i iltifâtât-ı Rahmâniyedir;

· hem Ulûhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazan şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır;

· hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir.

Ve şu sırdandır ki, “Kelâmullah” ünvanı, kemâl-i liyakatle Kur’ân’a verilmiş ve daima da veriliyor. Kur’ân’dan sonra sair enbiyanın kütüp ve suhufları derecesi gelir. Sair nihayetsiz kelimât-ı İlâhiyenin ise, bir kısmı dahi has bir itibarla, cüz’î bir ünvanla, hususî bir tecelliyle, cüz’î bir isimle ve has bir rububiyetle ve mahsus bir saltanatla ve hususî bir rahmetle zahir olan ilhâmât suretinde bir mükâlemedir. Melek ve beşer ve hayvânâtın ilhamları, külliyet ve hususiyet itibarıyla çok muhteliftir.


Arş-ı Âzam: Allah’ın sınırsız egemenliğinin ve büyüklüğünün tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş; a-ẓ-m)
arz: yer, dünya
azamet-i haşmet: ihtişamın büyüklüğü (bk. a-ẓ-m)
beşer: insan
beyan: açıklama (bk. b-y-n)
cihet: yön
cüz: kısım, bölüm (bk. c-z-e)
cüz’î: ferde bakan (bk. c-z-e)
defter-i iltifâtât-ı Rahmâniye: sonsuz merhamet sahibi olan Allah’ın iltifatlarını içine alan defter (bk. r-h-m)
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
ferman: buyruk, emir
Hâlık: yaratıcı Allah (bk. ḫ-l-ḳ)
has: özel
haysiyetiyle: münasebetiyle
hayvânât: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)
hikmetfeşan: hikmet yayan (bk. ḥ-k-m)
hitap: konuşma (bk. ḫ-ṭ-b)
hususî: özel
hususiyet: özel oluş
hutbe-i ezeliye: ezelî, zamanüstü hutbe (bk. ḫ-t-b; e-z-l)
İlâh: kendisine ibadet edilen, Allah (bk. e-l-h)
ilham: Allah tarafından kalbe gelen mânâ
ilhamat: ilhamlar, Allah tarafından kalbe gelen mânâlar
İsm-i Âzam: Cenab-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı (bk. s-m-v; a-ẓ-m)
itibar: özellik
kelâm: söz (bk. k-l-m)
kelâmullah: Allah’ın kelâmı, sözü (bk. k-l-m)
kelimât-ı İlâhiye: Allah’a ait kelimeler (bk. k-l-m; e-l-h)
kemâl-i liyakat: tam layık olma (bk. k-m-l)
kitab-ı mukaddes: her türlü kusur ve noksandan yüce kitap (bk. k-t-b; ḳ-d-s)
külliyet: genel, kapsamlılık (bk. k-l-l)
kütüp: kitaplar (bk. k-t-b)
mecmua: kitap (bk. c-m-a)
melek: nurdan yaratılmış varlık (bk. m-l-k)
mertebe-i âzam: en büyük mertebe (bk. a-ẓ-m)
mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)
muhabere: haberleşme
muhât: kapsama alanı
muhit: kapsayan, kuşatıcı
mükâleme: karşılıklı konuşma (bk. k-l-m)
nihayetsiz: sonsuz, sınırsız
nokta-i nazar: bakış noktası (bk. n-ẓ-r)
nüzul: inme (bk. n-z-l)
Rab: herbir varlığı terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)
rahmet: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)
rahmet-i vâsia-i muhîta: Allah’ın herşeyi kuşatan geniş rahmeti (bk. r-ḥ-m)
rububiyet: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)
rubûbiyet-i mutlaka: Allah’ın herşeyi kuşatan sınırsız ve sonsuz rablığı (bk. r-b-b; ṭ-l-ḳ)
sair: diğer
saltanat: hakimiyet, egemenlik (bk. s-l-ṭ)
saltanat-ı âmme-i Sübhâniye: her türlü kusurdan yüce olan Allah’ın herşeyi kuşatan egemenliği (bk. s-l-ṭ; s-b-ḥ)
semâvat: gökler (bk. s-m-v)
suhuf: bâzı peygamberlere gelen sahife halindeki kitaplar
suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)
tecelli: yansıma (bk. c-l-y)
teftiş: denetleme
tetimme-i tarif: tanımın tamamlayıcısı, devamı (bk. a-r-f)
Ulûhiyet: ilâhlık (bk. e-l-h)
zahir olmak: görünmek (bk. ẓ-h-r)

ÜÇÜNCÜ CÜZ:

Kur’ân,

· asırları muhtelif bütün enbiyanın kütüplerini ve meşrepleri muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyanın eserlerini icmâlen tazammun eden,

· ve cihât-ı sittesi parlak ve evham ve şübehâtın zulümâtından musaffâ,

· ve nokta-i istinadı, bilyakîn, vahy-i semâvî ve kelâm-ı ezelî,

· ve hedefi ve gayesi, bilmüşahede, saadet-i ebediye,

· içi, bilbedâhe, hâlis hidayet,

· üstü, bizzarure, envâr-ı iman,

· altı, biilmilyakîn, delil ve burhan,

· sağı, bittecrübe, teslim-i kalb ve vicdan,

· solu, biaynilyakîn, teshir-i akıl ve iz’an,

· meyvesi, bihakkılyakîn, rahmet-i Rahmân ve dâr-ı cinân,

· makamı ve revacı, bilhads-i sâdık, makbul-ü melek ve ins ü cân bir kitab-ı semâvîdir.

Kur’ân’ın tarifine dair üç cüz’ündeki sıfatların herbiri başka yerlerde kat’î ispat edilmiş veya ispat edilecektir. Dâvâmız mücerret değil, herbirisi burhan-ı kat’î ile müberhendir.


asfiya: Hz. Peygamberin yolundan giden ilim ve velayet sahibi insanlar (bk. ṣ-f-y)
biaynilyakîn: gözle görür kesinlikte (bk. y-ḳ-n)
bihakkılyakîn: yaşamış gibi bir kesinlikte (bk. ḥ-ḳ-ḳ; y-ḳ-n)
biilmilyakîn: ilmî delillerle elde edilen kesinlikte (bk. a-l-m; y-ḳ-n)
bilbedâhe: ap açık
bilhads-i sâdık: doğru bir sezgiyle (bk. ṣ-d-ḳ)
bilmüşahede: göründüğü üzere (bk. ş-h-d)
bilyakîn: şüphesiz, tereddütsüz (bk. y-ḳ-n)
bittecrübe: tecrübeyle
bizzarure: zorunlu olarak
burhan: mantıkî, güçlü delil
burhan-ı kat’î: sağlam delil
cihât-ı sitte: altı yön
cüz: bölüm, kısım (bk. c-z-e)
dâr-ı cinân: cennet yurdu
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
envâr-ı iman: iman nurları (bk. n-v-r; e-m-n)
evham: vehimler, kuruntular
evliya: veliler, Allah dostları (bk. v-l-y)
hâlis: saf, katıksız (bk. ḫ-l-ṣ)
hidayet: doğru yol (bk. h-d-y)
icmâlen: kısaca, özetle (bk. c-m-l)
kat’î: kesin olarak
kelâm-ı ezelî: ezelî söz (bk. k-l-m; e-z-l)
kitab-ı semâvî: İlâhî kitap (bk. k-t-b; s-m-v)
kütüp: kitaplar (bk. k-t-b)
makbul-ü melek ve ins ve cânn: cinler, insanlar ve meleklerin kabul edip beğendiği şey (bk. m-l-k)
meslek: yol, usül
meşrep: mânevî haz ve feyiz alınan yol; usül, metod
muhtelif: çeşitli
musaffâ: arınmış, safileşmiş (bk. ṣ-f-y)
müberhen: delillerle ispatlanmış
mücerret: soyut
nokta-i istinad: dayanak noktası (bk. s-n-d)
rahmet-i Rahmân: rahmeti sınırsız olan Allah’ın şefkat ve merhameti (bk. r-ḥ-m)
revac: kıymet, değer
risale: kitap (bk. r-s-l)
saadet-i ebediye: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)
şübehât: şüpheler
tazammun: içine alma, içerme
teshir-i akıl ve izân: aklı ve idraki etki ve itaat altına alma
teslim-i kalb ve vicdan: kalbin ve vicdanın teslim oluşu (bk. s-l-m)
vahy-i semâvî: Allah’ın peygambere vahyettiği şey (bk. v-ḥ-y; s-m-v)
zulümât: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirmi Beşinci Söz – Mukaddime – İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ CÜZ VE TETİMME-İ TARİF, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

http://www.erisale.com/#content.tr.1.492

https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirmi-besinci-soz/492


CUMARTESİ DERSLERİ

Mu'cizât-ı Kur'âniye Risalesi - Elde Kur'ân gibi bir mu'cize-i bâki varken, Başka burhan aramak aklıma zâid görünür. Elde Kur'ân gibi bir burhan-ı hakikat varken, Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir - Cumartesi Dersleri 25. 1. 1.
Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi – Elde Kur’ân gibi bir mu’cize-i bâki varken, Başka burhan aramak aklıma zâid görünür. Elde Kur’ân gibi bir burhan-ı hakikat varken, Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir – Cumartesi Dersleri 25. 1. 1.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

“Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır; hem bütün mevcudatın İlâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır; … hem İsm-i Âzamın muhitinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşan bir kitab-ı mukaddestir. – Cumartesi Dersleri – 25. 1. 2.” için 3 yanıt

  1. Geri bildirim: CUMARTESİ DERSLERİ

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.