Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel – Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması

Bu sayfada Kur’an-ı Kerim’de geçen Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel – Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması konusu yer almaktadır. Konunun daha detaylı anlaşılması ve araştırılması için ilgili ayetlerin tefsirlerinin ve konu ile ilgili bilimsel çalışmaların da okunması tavsiye edilmektedir.

Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel - Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması
Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel – Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması
Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel - Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması
Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel – Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması

En’âm Sûresi

İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır. ﴾82﴿ 

İşte bu, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir. ﴾83﴿ 

Biz O’na İshak ve (İshak’ın oğlu) Yakub’u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh’u ve O’nun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u doğru yola iletmiştik; Biz iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız. ﴾84﴿ 

Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas’ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi. ﴾85﴿ 

İsmail, Elyesa’, Yunus ve Lût’u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık. ﴾86﴿ 

Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da (üstün meziyetler verdik). Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik. ﴾87﴿ 

İşte bu, Allah’ın hidayetidir, kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi. ﴾88﴿ 

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz. ﴾89﴿ 

İşte o peygamberler Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur’an) âlemler için ancak bir öğüttür. ﴾90﴿

A’râf Sûresi

Lût’u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: «Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz? ﴾80﴿ 

Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz.» ﴾81﴿

Kavminin cevabı: Onları (Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! demelerinden başka bir şey olmadı. ﴾82﴿ 

Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi. ﴾83﴿ 

Ve üzerlerine (taş) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! ﴾84﴿

Hûd Sûresi

Andolsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjde getirdiler ve: «Selam (sana) » dediler. O da: «(Size de)selam» dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi. ﴾69﴿ 

Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki: Korkma! (biz melekleriz). Lût kavmine gönderildik. ﴾70﴿ 

O esnada hanımı ayakta idi ve (bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı, İshak’ın ardından da Ya’kub’u müjdeledik. ﴾71﴿

(İbrahim’in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi. ﴾72﴿ 

(Melekler) dediler ki: Allah’ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur. ﴾73﴿ 

İbrahim’den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta) bizimle mücadeleye başladı. ﴾74﴿ 

İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiş biri idi. ﴾75﴿ 

(Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir! ﴾76﴿ 

Elçilerimiz Lût’a gelince, (Lût) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da «Bu, çetin bir gündür» dedi. ﴾77﴿ 

Lût’un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût): «Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allah’tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!» dedi. ﴾78﴿ 

Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin. ﴾79﴿ 

(Lût:) Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim! dedi. ﴾80﴿ 

(Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi? ﴾81﴿

Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık. ﴾82﴿ 

(O taşlar:) Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zalimlerden uzak değildir. ﴾83﴿

Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum. ﴾84﴿ 

Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın. ﴾85﴿ 

Eğer mümin iseniz Allah’ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bir bekçi değilim. ﴾86﴿ 

Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın! ﴾87﴿ 

Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir. Yalnız O’na dayandım ve yalnız O’na döneceğim. ﴾88﴿

Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir. ﴾89﴿ 

Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever. ﴾90﴿ 

Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin. ﴾91﴿ 

(Şuayb:) «Ey kavmim dedi, size göre benim kabilem Allah’tan daha mı güçlü ve değerli ki, onu (Allah’ın emirlerini) arkanıza atıp unuttunuz. Şüphesiz ki Rabbim yapmakta olduklarınızı çepeçevre kuşatıcıdır. ﴾92﴿ 

Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.» ﴾93﴿ 

Emrimiz gelince, Şuayb’ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. ﴾94﴿ 

Sanki orada hiç barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah’ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu. ﴾95﴿

Hicr Sûresi

Onlara İbrahim’in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver. ﴾51﴿

Onun yanına girdikleri zaman, «selam» dediler. (İbrahim:) Biz sizden çekiniyoruz, dedi. ﴾52﴿ 

Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz. ﴾53﴿ 

(İbrahim:) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi. ﴾54﴿ 

Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. ﴾55﴿ 

(İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser? ﴾56﴿ 

«Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?» dedi. ﴾57﴿ 

Dediler ki: «Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik.» ﴾58﴿ 

«Ancak Lût ailesi hariç. Onların hepsini kurtaracağız.» ﴾59﴿ 

«(Fakat Lût’un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.» ﴾60﴿ 

Elçiler Lût âilesine gelince, Lût onlara: «Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz» dedi. ﴾61-62﴿ 

Dediler ki: «Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik. ﴾63﴿ 

Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz. ﴾64﴿ 

Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü. Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin.» ﴾65﴿ 

Ona (Lût’a) şu hükmümüzü vahyettik: «Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır.» ﴾66﴿ 

Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiler. ﴾67﴿ 

(Lût) onlara «Bunlar benim misafirimdir. Sakın beni utandırmayın; Allah’tan korkun, beni rezil etmeyin!» dedi. ﴾68-69﴿ 

«Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?» dediler. ﴾70﴿

(Lût:) İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla evlenin), dedi. ﴾71﴿ 

(Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı. ﴾72﴿ 

Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı. ﴾73﴿ 

Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık. ﴾74﴿ İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır. ﴾75﴿ 

Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler. ﴾76﴿ 

Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır. ﴾77﴿ 

“Eyke” halkı da şüphesiz zalim idiler. ﴾78﴿ 

Onlardan da intikam aldık. İkisi de (Lût kavminin yaşadığı Sodom ile Şuayb kavminin yaşadığı Eyke) belirgin bir anayol üzerinde idiler. ﴾79﴿

Enbiyâ Sûresi

İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâla tapacak mısınız? ﴾66﴿ 

Size de, Allah’ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız? ﴾67﴿ 

(Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler. ﴾68﴿ 

«Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!» dedik. ﴾69﴿ 

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. ﴾70﴿ 

Biz, onu ve Lût’u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık. ﴾71﴿ 

Ona (İbrahim’e), İshak’ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya’kub’u lütfettik; herbirini sâlih insanlar yaptık. ﴾72﴿

Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi. ﴾73﴿ 

Lût’a gelince, ona da hüküm (hakimlik, peygamberlik, hükümdarlık) ve ilim verdik; onu, çirkin işler yapmakta olan memleketten kurtardık. Zira onlar (o memleketin halkı), gerçekten fena işler yapan kötü bir kavimdi. ﴾74﴿ 

Onu (Lût’u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o, sâlihlerden idi. ﴾75﴿

Hac Sûresi

(Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh’un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim’in kavmi, Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)! ﴾42-44﴿ 

Nitekim, birçok memleket vardı ki, o memleket (halkı) zulmetmekte iken, biz onları helâk ettik. Şimdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüş) tavanların üzerine yıkılmıştır. Nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (ıssız kalmış) ulu saraylar vardır. ﴾45﴿ 

(Seni yalanlayanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur. ﴾46﴿

Şuarâ Sûresi

Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı. ﴾160﴿ 

Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? ﴾161﴿ 

Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. ﴾162﴿ 

Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. ﴾163﴿ 

Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. ﴾164﴿ 

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz! ﴾165-166﴿ 

Onlar şöyle dediler: Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın! ﴾167﴿ 

Lût: Doğrusu, dedi, ben sizin bu işinizden tiksinmekteyim! ﴾168﴿ 

Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapageldiklerinden (vebalinden) kurtar. ﴾169﴿ 

Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık. ﴾170﴿ 

Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan (oldu). ﴾171﴿ 

Sonra diğerlerini helâk ettik. ﴾172﴿ 

Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki… Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü! ﴾173﴿ Elbet bunda büyük bir ibret vardır; fakat çokları iman etmezler. ﴾174﴿ 

Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir. ﴾175﴿

Neml Sûresi

Lût’u da (peygamber olarak kavmine gönderdik.) Kavmine şöyle demişti: Göz göre göre hâla o hayâsızlığı yapacak mısınız? ﴾54﴿ 

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz, beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz! ﴾55﴿

Kavminin cevabı sadece: «Lût ailesini memleketinizden çıkarın; çünkü onlar (bizim yaptıklarımızdan) uzak kalmak isteyen insanlarmış!» demelerinden ibaret oldu. ﴾56﴿ 

Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik. ﴾57﴿ 

Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan) ların yağmuru ne kötü olmuştur! ﴾58﴿ 

(Resûlüm!) De ki: Hamd olsun Allah’a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı? ﴾59﴿ 

(Onlar mı hayırlı) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah’tan başka bir tanrı mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. ﴾60﴿ 

(Onlar mı hayırlı) yoksa yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarından (yer altından ve üstünden) nehirler akıtan, arz için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var! Doğrusu onların çoğu (hakikatleri) bilmiyorlar. ﴾61﴿ 

(Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var! Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz! ﴾62﴿ 

(Onlar mı hayırlı) yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yağmurun) önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen mi? Allah’tan başka bir tanrı mı var! Allah, onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. ﴾63﴿

(Onlar mı hayırlı) yoksa ilk baştan yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var! De ki: Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin delilinizi getirin! ﴾64﴿

Ankebût Sûresi

İbrahim’i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: Allah’a kulluk edin. O’na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır. ﴾16﴿ 

Siz Allah’ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın. O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Ancak O’na döndürüleceksiniz. ﴾17﴿ 

Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber’e düşen, yalnız açık bir tebliğdir. ﴾18﴿ 

Allah’ın, yaratmayı nasıl başlattığını, sonra bunu(nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. ﴾19﴿ 

De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir. ﴾20﴿ 

O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O’na döndürüleceksiniz. ﴾21﴿ 

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah’ı) âciz bırakamazsınız. Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız. ﴾22﴿ 

Allah’ın âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenler -işte onlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır. ﴾23﴿

Kavminin (İbrahim’e) cevabı ise: «Onu öldürün yahut yakın!» demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır. ﴾24﴿ 

(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah’ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur. ﴾25﴿ 

Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (İbrahim): Doğrusu ben Rabbim’e(emrettiği yere) hicret ediyorum. Şüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi. ﴾26﴿ 

Ona İshak ve Ya’kub’u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin) dendir. ﴾27﴿ 

Lût’u da (gönderdik). O, kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz! ﴾28﴿ 

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize! ﴾29﴿ 

(Lût:) Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim! dedi. ﴾30﴿

Elçilerimiz İbrahim’e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir. ﴾31﴿ 

(İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır. ﴾32﴿ 

Elçilerimiz Lût’a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler. ﴾33﴿ 

«Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.» ﴾34﴿ 

Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır. ﴾35﴿

Sâffât Sûresi

Lût da elbette peygamberlerdendi. ﴾133﴿ 

Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût’u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. ﴾134-136﴿ 

(Ey insanlar!) Elbette siz de sabah ve akşam onlara uğruyorsunuz. Hâla akıllanmayacak mısınız? ﴾137-138﴿

Sâd Sûresi

Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. ﴾12-13﴿ 

Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu. ﴾14﴿ 

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler. ﴾15﴿ 

Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler. ﴾16﴿

Kâf Sûresi

Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semûd da yalanlamıştı. ﴾12﴿ 

Âd ve Firavun ile Lût’un kardeşleri de (yalanladılar). ﴾13﴿ 

Eyke halkı ve Tübba’ kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti! ﴾14﴿ 

İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler. ﴾15﴿

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız. ﴾16﴿ 

İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. ﴾17﴿ 

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın. ﴾18﴿ 

Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir. ﴾19﴿ 

Sûr’a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür. ﴾20﴿ 

Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir. ﴾21﴿ 

Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir). ﴾22﴿ 

Yanındaki arkadaşı: «İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın! ﴾23-26﴿ 

Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi. ﴾27﴿ 

O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim! ﴾28﴿ 

Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim. ﴾29﴿

Kamer Sûresi

Lût’un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. ﴾33﴿ 

Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. ﴾34-35﴿ 

Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. ﴾36﴿ 

Onlar Lût’un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!» (dedik). ﴾37﴿ 

Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. ﴾38﴿ İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi). ﴾39﴿ 

Andolsun biz Kur’an’ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu? ﴾40﴿

Hâkka Sûresi

Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler halkı (Lût kavmi) hep o günahı (şirki) işlediler. ﴾9﴿ 

Böylece Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi. ﴾10﴿ 

Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık; ﴾11﴿ 

Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye. ﴾12﴿ 

Artık Sûr’a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar). ﴾13-15﴿ 

Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar. ﴾16﴿

KAYNAKLAR

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/fatiha-suresi-1/ayet-1/diyanet-vakfi-meali-4

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/fatiha-suresi-1/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1

“Hz. Lût A.S. ve Homoseksüel – Eşcinsel Kavmi ile Mücadelesi ve Kavminin Helak Olması” için bir yanıt

  1. Geri bildirim: DİĞER ÇALIŞMALAR

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin