Evet, Kur’ân-ı Hakîm, bil’ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. – Cumartesi Dersleri 25. 3. 1.

Cumartesi Derslerinde bu hafta:

“Evet, Kur’ân-ı Hakîm, bil’ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor.”

konusu işlenmektedir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı Sözler Yirmi Beşinci Söz – Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi – Birinci Şule – ÜÇÜNCÜ ŞUA – BİRİNCİ CİLVE – BİRİNCİ ŞAVK.

Evet, Kur'ân-ı Hakîm, bil'ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem'den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. - Cumartesi Dersleri 25. 3. 1.
Evet, Kur’ân-ı Hakîm, bil’ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. – Cumartesi Dersleri 25. 3. 1.

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

SHORTS

Yirmi Beşinci Söz

Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi

Birinci Şule

ÜÇÜNCÜ ŞUA

Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın ihbârât-ı gaybiyesi ve her asırda şebâbiyetini muhafaza etmesi ve her tabaka insana muvafık gelmesiyle hasıl olan i’cazdır. Şu Şuaın Üç Cilvesi var.

BİRİNCİ CİLVE: 

İhbârât-ı gaybiyesidir. Şu Cilvenin Üç Şavkı var.

BİRİNCİ ŞAVK: 

Maziye ait ihbârât-ı gaybiyesidir. Evet, Kur’ân-ı Hakîm, bil’ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle


alâmet: iz, işaret
Asr-ı Saadet: Peygamberimiz (a.s.m.) yaşadığı dönem, mutluluk asrı
bil’ittifak: ittifakla, fikir birliğiyle
ceberut: büyüklük ve haşmet (bk. c-b-r)
cilve: yansıma, görünüm (bk. c-l-y)
emâre: işaret, iz
emin: güvenilir (bk. e-m-n)
enbiya: peygamberler (bk. n-b-e)
farz-ı muhal: olmayacak şeyi olacakmış gibi düşünme
hadsiz: sınırsız
hakikî: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hâlât: haller, durumlar
hâlet: durum, hal
Hâlık-ı Kâinat: kâinatın yaratıcısı Allah (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)
Hâlık-ı Zülcelâl: sonsuz haşmet ve şeref sahibi yaratıcı Allah (bk. ḫ-l-ḳ; ẕü; c-l-l)
hasıl olmak: ortaya çıkmak
i’câz: mu’cize oluş (bk. a-c-z)
ihbârât-ı gaybiye: gaybdan verilen haberler (bk. ğ-y-b)
İncil: Hz. İsâ’ya indirilen kitap
izzet: şeref, yücelik (bk. a-z-z)
kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)
kasem: yemin
Kur’ân-ı Hakîm: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân (bk. a-c-z; b-y-n)
lisan: dil
mazi: geçmiş zaman
muhabere: haberleşme
muvafık: uygun
Müseylime: (bk. bilgiler)
pest: aşağı
Sâni: herşeyi san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)
şavk: ışık, parıltı
şebâbiyet: tazelik, gençlik
şua: parıltı
taklitkârâne: taklik ederek
tasdik: doğruluğunu kabul etme (bk. ṣ-d-ḳ)
Tevrat: Hz. Musa’ya indirilen kitap
ulvî: yüce
ümmî: okuma yazma bilmeyen, tahsil görmemiş
vukuat: olaylar
zaman-ı Âdem: Hz. Âdem’in zamanı
zikretmek: anmak, belirtmek

ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. Demek, Kur’ân’ın nazar-ı gayb-bînîsi, o kütüb-ü sâlifenin umumunun fevkinde ahvâl-i maziyeyi görüyor ki, ittifakî meselelerde musaddıkane onları tezkiye ediyor, ihtilâfî meselelerde musahhihâne onlara faysal oluyor. Halbuki, Kur’ân’ın vukuat ve ahvâl-i maziyeye dair ihbârâtı aklî bir iş değil ki akılla ihbar edilsin. Belki semâa mütevakkıf nakildir. Nakil ise, kıraat ve kitabet ehline mahsustur. Dost ve düşmanın ittifakıyla kıraatsiz, kitabetsiz, emanetle maruf, ümmî lâkabıyla mevsuf bir zâta nüzul ediyor.

Hem o ahvâl-i maziyeyi öyle bir surette ihbar eder ki, bütün o ahvâli görür gibi bahseder. Çünkü, uzun bir hadisenin ukde-i hayatiyesini ve ruhunu alır, maksadına mukaddime yapar. Demek, Kur’ân’daki fezlekeler, hülâsalar gösteriyor ki, bu hülâsa ve fezlekeyi gösteren, bütün maziyi bütün ahvâliyle görüyor. Zira bir zâtın bir fende veya bir san’atta mütehassıs olduğu, hülâsalı bir sözle, fezlekeli bir san’atçıkla, o şahısların maharet ve melekelerini gösterdiği gibi, Kur’ân’da zikrolunan vukuatın hülâsaları ve ruhları gösteriyor ki, onları söyleyen, bütün vukuatı ihata etmiş, görüyor, tabiri caizse bir maharet-i fevkalâde ile ihbar ediyor.


ahvâl: haller, durumlar
ahvâl-i maziye: geçmişteki haller
aklî: akılla ilgili
ehl-i keşif ve velâyet: maneviyat âlemlerinde iman hakikatlerini gözleme yeteneğine sahip insanlar, veliler (bk. k-ş-f; v-l-y)
emanet: eminlik, güvenilirlik (bk. e-m-n)
envâ: çeşitler, türler
fasletmek: çözüme kavuşturmak
faysal: ayırıcı, çözüme kavuşturucu
fen: bilim
fevkinde: üstünde
fezleke: netice, özet
hâkezâ: bunun gibi
hakikat-i vakıa: olayın gerçekliği (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hususî: özel
hülâsa: özet
ihata: kapsama, içine alma
ihbar: haber verme
ihbârât: haber vermeler
ihbârât-ı gaybiye: gayptan verilen haberler (bk. ğ-y-b)
ihtilâf: ayrılık, anlaşmazlık
ihtilafî: tartışmalı
İmam-ı Rabbânî: (bk. bilgiler)
istikbal: gelecek zaman
ittifak: birleşme, fikir birliği
ittifak etmek: birleşmek
ittifakî: üzerinde birleşilmiş
kıraat: okuma
kitabet: yazma (bk. k-t-b)
kütüb-ü sâlife: Tevrat, Zebur ve İncil gibi geçmiş kitaplar (bk. k-t-b)
maharet: ustalık, beceri
maharet-i fevkalâde: olağanüstü beceri
maksad: gaye, amaç (bk. ḳ-ṣ-d)
maruf: bilinen (bk. a-r-f)
mazi: geçmiş zamanı
meleke: kabiliyet, beceri (bk. m-l-k)
mevsuf: vasıflandırılan (bk. v-ṣ-f)
muamelât-ı gaybiye: gayba ait muamele ve işleyişler (bk. ğ-y-b)
Muhyiddin-i Arabî: (bk. bilgiler)
mukaddime: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)
mukattaât-ı huruf: bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan kesik harfler
musaddıkane: doğrulayarak (bk. ṣ-d-ḳ)
musahhihâne: düzelterek
muvafakat etmek: uyuşmak
mütehassıs: ihtisas sahibi, uzman
mütevakkıf: bağlı
nakil: aktarma, anlatma
nazar-ı gayb-bînî: gaybı gören bakış (bk. n-ẓ-r; ğ-y-b)
nev’: tür
nüzul etmek: inmek (bk. n-z-l)
semâ: işitme, duyma (bk. s-m-a)
suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)
şavk: ışık, parıltı
tezkiye: iyi hal üzere şahitlik etme
ukde-i hayatiye: hayat düğümü, çekirdeği (bk. ḥ-y-y)
ulema-yı bâtın: şeriatın zâhirinden ve açık hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrârını bilen âlimler (bk. a-l-m)
umum: bütün
ümmî: okuma yazma bilmeyen, tahsil görmemiş
vukuat: olaylar
zikrolunmak: anılmak, belirtilmek

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirmi Beşinci Söz – Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi – Birinci Şule – ÜÇÜNCÜ ŞUA – BİRİNCİ CİLVE – BİRİNCİ ŞAVK, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

https://erisale.com/#content.tr.1.542

https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirmi-besinci-soz/542


CUMARTESİ DERSLERİ

Kayan yıldıza yemin olsun ki, arkadaşınız (Peygamberiniz) ne şaştı, ne de bâtıla inandı. O kendi keyfine göre de konuşmaz. O ancak kendisine vahyolunanı söyler. Necm Sûresi, 531-4. - Cumartesi Dersleri 25. 2. 8,
“Kayan yıldıza yemin olsun ki, arkadaşınız (Peygamberiniz) ne şaştı, ne de bâtıla inandı. O kendi keyfine göre de konuşmaz. O ancak kendisine vahyolunanı söyler.” Necm Sûresi, 53:1-4. – Cumartesi Dersleri 25. 2. 8,

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ


Ders Dünyası - WORLD OF COURSES sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

“Evet, Kur’ân-ı Hakîm, bil’ittifak, ümmî ve emin bir zâtın lisanıyla, zaman-ı Âdem’den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. – Cumartesi Dersleri 25. 3. 1.” için bir yanıt

  1. Geri bildirim: CUMARTESİ DERSLERİ

Feel free to comment. Yorum yapmaktan çekinmeyin.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.