“Hazret-i Âdem’in hilâfet meselesinde melâikelere rüçhaniyetine medar, ilmi olduğu” olan bir hadise-i cüz’iyeyi zikreder. Sonra, o hadisede, melâikelerin Hazret-i Âdem’e karşı ilim noktasında hadise-i mağlûbiyetlerini zikreder. Sonra bu iki hadiseyi, iki ism-i küllî ile icmal ediyor -yani اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ Yani, “Alîm ve Hakîm Sen olduğun için Âdem’i talim ettin, bize galip oldu. Hakîm olduğun için bize istidadımıza göre veriyorsun, onun istidadına göre rüçhaniyet veriyorsun.” – Sözler 25.2.2.5.

Cumartesi Derslerinde bu hafta:

“Hazret-i Âdem’in hilâfet meselesinde melâikelere rüçhaniyetine medar, ilmi olduğu” olan bir hadise-i cüz’iyeyi zikreder. Sonra, o hadisede, melâikelerin Hazret-i Âdem’e karşı ilim noktasında hadise-i mağlûbiyetlerini zikreder. Sonra bu iki hadiseyi, iki ism-i küllî ile icmal ediyor -yani اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ Yani, “Alîm ve Hakîm Sen olduğun için Âdem’i talim ettin, bize galip oldu. Hakîm olduğun için bize istidadımıza göre veriyorsun, onun istidadına göre rüçhaniyet veriyorsun.”

konusu işlenmektedir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Külliyatı Sözler Yirmi Beşinci Söz – Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi – İkinci Şule – İKİNCİ NUR – BEŞİNCİ MEZİYET-İ CEZÂLET.

"Hazret-i Âdem'in hilâfet meselesinde melâikelere rüçhaniyetine medar, ilmi olduğu" olan bir hadise-i cüz'iyeyi zikreder. Sonra, o hadisede, melâikelerin Hazret-i Âdem'e karşı ilim noktasında hadise-i mağlûbiyetlerini zikreder. Sonra bu iki hadiseyi, iki ism-i küllî ile icmal ediyor -yani اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ Yani, "Alîm ve Hakîm Sen olduğun için Âdem'i talim ettin, bize galip oldu. Hakîm olduğun için bize istidadımıza göre veriyorsun, onun istidadına göre rüçhaniyet veriyorsun." - Sözler 25.2.2.5.

SHORTS

Bu parçalar, Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı içinde yer alan Yirmi Beşinci Söz‘den, özellikle de Kur’an’ın Cezalet Meziyeti hakkındaki bölümden alınmıştır.

Metin, Kur’an-ı Kerim’in beşinci cezalet meziyetini açıklamakta olup, Kur’an’ın geçici ve somut olayları nasıl kalıcı ve külli isimlerle özetleyip bağladığını incelemektedir.

İlk örnek olarak, Hz. Adem’in meleklere üstünlüğünü gösteren bir ayet tahlil edilirken, bunun Alîm ve Hakîm isimleriyle ilişkilendirildiği belirtilir.

İkinci örnek ise, hayvanlardan elde edilen süt ve bal gibi nimetlerin zikredilmesinin ardından, ayetlerin insanları tefekküre ve ibrete teşvik eden bir ifadeyle sonlandığını göstermektedir.

Bu analizler, Kur’an’ın lafızlarının ardındaki derin manaları ve üstün edebi yapısını ortaya koymayı amaçlamaktadır.

NotebookLM

KISA VİDEO

UZUN VİDEO

Yirmi Beşinci Söz

Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi

İkinci Şule

İkinci Şulenin Üç Nuru var.

İKİNCİ NURU

BEŞİNCİ MEZİYET-İ CEZÂLET:

Kur’ân, bazan tagayyüre maruz ve muhtelif keyfiyâta medar maddî cüz’iyatı zikreder. Onları hakaik-ı sabite suretine çevirmek için sabit, nuranî, küllî esmâ ile icmal eder, bağlar. Veyahut tefekküre ve ibrete teşvik eder bir fezleke ile hâtime verir.

Birinci mânânın misallerinden, meselâ

وَعَلَّمَ اٰدَمَ اْلاَسْمَۤاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰۤئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِؤُنِى بِاَسْمَۤاءِ هٰۤؤُلاَءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ     قَالُوا سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ     1

İşte, şu âyet, evvelâ “Hazret-i Âdem’in hilâfet meselesinde melâikelere rüçhaniyetine medar, ilmi olduğu” olan bir hadise-i cüz’iyeyi zikreder. Sonra, o hadisede, melâikelerin Hazret-i Âdem’e karşı ilim noktasında hadise-i mağlûbiyetlerini zikreder. Sonra bu iki hadiseyi, iki ism-i küllî ile icmal ediyor – yani

 اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 

Yani, “Alîm ve Hakîm Sen olduğun için Âdem’i talim ettin, bize galip oldu. Hakîm olduğun için bize istidadımıza göre veriyorsun, onun istidadına göre rüçhaniyet veriyorsun.”

İkinci mânânın misallerinden, meselâ,

وَاِنَّ لَكُمْ فِى اْلاَنْعَامِ لَعِبْرَةً نُسْقِيكُمْ مِمَّا فِى بُطُونِهِ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا

خَالِصًا سَۤائِغًا لِلشَّارِبِينَ     

HAŞİYE-1

ilâ âhir .

فِيهِ شِفَۤاءٌ لِلنَّاسِ اِنَّ فِى ذٰلِكَ لاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ     3

İşte şu âyetler, Cenâb-ı Hakkın koyun, keçi, inek, manda, deve gibi mahlûklarını insanlara hâlis, sâfi, leziz bir süt çeşmesi; üzüm ve hurma gibi masnuları da insanlara lâtif, leziz, tatlı birer nimet tablaları ve kazanları; ve arı gibi küçük mu’cizât-ı kudretini şifalı ve tatlı, güzel bir şerbetçi yaptığını âyet şöylece gösterdikten sonra, tefekküre, ibrete başka şeyleri de kıyas etmeye teşvik için

 اِنَّ فِى ذٰلِكَ لاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ 

(“Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.” Nahl Sûresi, 16:69.)

der, hâtime verir. 


Dipnot-1

“Âdem’e bütün isimleri öğrettikten sonra eşyayı meleklere gösterdi. ‘Eğer iddianızda doğru iseniz, bunların isimlerini Bana söyleyin’ buyurdu. Melekler ‘Seni her türlü noksandan tenzih ederiz,’ dediler. ‘Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Alîm ve Hakîm olan Sensin.'” Bakara Sûresi, 2:31-32.

Haşiye-1

“Ehlî hayvanlarda da sizin için birer ibret vardır. Onların karınlarında, kan ile fışkı arasından çıkan ve içenlerin boğazından kolayca geçen hâlis bir sütle sizi besleriz.” Nahl Sûresi, 16:66.

Dipnot-3

“Onda insanlar için şifa bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.” Nahl Sûresi, 16:69.


Alîm: her şeyi hakkıyla bilen, sonsuz ilim sahibi Allah (bk. a-l-m)
Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
cüz’iyat: küçük, ferdî şeyler (bk. c-z-e)
esmâ: isimler (bk. s-m-v)
evvelâ: ilk olarak
fezleke: özet, netice
hadise-i cüz’iye: küçük hadise (bk. c-z-e)
hadise-i mağlûbiyet: mağlup olma hadisesi
hakaik-i sabite: sabit gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
Hakîm: herşeyi hikmetle yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)
hâlis: katıksız, temiz (bk. ḫ-l-ṣ)
hâtime: son
Hazret-i Âdem: (bk. bilgiler)
hilâfet: halifelik, yeryüzünde Allah’ın izni dairesinde ve Onun adına icraatta bulunma şeklinde, insana verilen görev (bk. ḫ-l-f)
ibret: düşündürücü ders
icmal etmek: özetlemek (bk. c-m-l)
ilâ âhir: sonuna kadar (bk. e-ḫ-r)
ism-i küllî: büyük ve kapsamlı isim (bk. s-m-v; k-l-l)
istidad: kabiliyet (bk. a-d-d)
keyfiyât: keyfiyetler, durumlar
küllî: büyük ve kapsamlı (bk. k-l-l)
lâtif: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f)
leziz: lezzetli, tatlı
mahlûk: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)
maruz: uğrayan, tesirinde kalan
masnu: san’at eseri (bk. ṣ-n-a)
medar: eksen, kaynak
medar: vesile, sebep
melâike: melekler (bk. m-l-k)
meziyet-i cezâlet: ifade güzelliğindeki üstünlük (bk. c-z-l)
misal: örnek (bk. m-s̱-l)
mu’cizât-ı kudret: kudret mu’cizeleri (bk. a-c-z; ḳ-d-r)
muhtelif: çeşitli
nuranî: nurlu (bk. n-v-r)
rüçhaniyet: üstünlük
sâfi: pak, duru, temiz (bk. ṣ-f-y)
tagayyür: değişim
tâlim etmek: öğretmek (bk. a-l-m)
tefekkür: düşünme (bk. f-k-r)
zikretmek: anmak, belirtmek

KAYNAKLAR

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, Yirmi Beşinci Söz – Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi – İkinci Şule – İKİNCİ NUR – BEŞİNCİ MEZİYET-İ CEZÂLET, Söz Basım Yayın Ltd. Şti., Mart 2012, İstanbul.

https://erisale.com/#content.tr.1.564

https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/sozler/yirmi-besinci-soz/564


CUMARTESİ DERSLERİ

Rızkınız yerin hayatına bağlıdır. Yerin dirilmesi ise, bahara bakar. Bahar ise, şems ve kameri teshir eden, gece ve gündüzü çeviren Zâtın elindedir. - Sözler 25.2.2.3.
Rızkınız yerin hayatına bağlıdır. Yerin dirilmesi ise, bahara bakar. Bahar ise, şems ve kameri teshir eden, gece ve gündüzü çeviren Zâtın elindedir. – Sözler 25.2.2.3.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ından; Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şuâlar gibi kitaplarından alınarak her hafta Cumartesi günü Cumartesi Dersleri adı altında yapılan ve YouTube’da yüklenen dersler yer almaktadır.

Ayrıca; http://www.erisale.com/#home adresinde ve https://sorularlarisale.com/ adresinde yer alan Risalelerin ekran kaydı yapılmakta ve sitemizde ilgili dersin bulunduğu sayfaya metinler ve sözlük konulmaktadır.

Dersler en son yapılan derslere göre sıralanmaktadır.

CUMARTESİ DERSLERİ

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.