Lucia’nın tarihi ve Risale-i Nur’la bağlantısı

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur

Yazan: CahtGPT

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur
Lucias hLucia’nın tarihi ve Risale-i Nur’la bağlantısı

Sankta Lucia kimdir?

Sankta Lucia (Aziz Lucia), Hristiyan geleneğinde özellikle İskandinav ülkelerinde ve İtalya’nın Sicilya bölgesinde saygı duyulan bir azizedir. İsmi “ışık” anlamına gelir ve genellikle karanlık kış aylarında ışıkla ilişkilendirilir. Aziz Lucia’nın hikâyesi, hem Hristiyan inancında bir azize olarak hem de kültürel ve folklorik bir figür olarak önem taşır.

Aziz Lucia’nın Tarihi ve Hayatı

• Aziz Lucia, 3. yüzyılda Sicilya, Siraküza’da doğmuştur.

• Roma İmparatorluğu döneminde, Hristiyanlar zulüm görüyordu. Lucia, genç yaşta Hristiyan inancını benimsedi ve kendini Tanrı’ya adadı.

• Bir paganla evlenmeyi reddettiği ve Hristiyanlara yardım ettiği için zulme uğradı. Geleneksel anlatılara göre, gözleri çıkarılmış ve sonunda şehit edilmiştir. Bu nedenle, göz hastalıklarından muzdarip olanların koruyucu azizesi olarak kabul edilir.

Sankta Lucia Günü

• Sankta Lucia, özellikle 13 Aralık’ta kutlanır. Bu gün, Işık Festivali ile ilişkilendirilir ve en çok İskandinav ülkelerinde kutlanır.

• Lucia günü, eski takvime göre yılın en uzun gecesine denk geliyordu. Bu nedenle, Lucia’nın ışığı karanlığı aydınlatma sembolü olarak görülür.

Kutlama Gelenekleri

• İskandinavya’da, bir kız çocuğu “Lucia” rolünü üstlenir ve beyaz bir elbise giyerek başında yanan mumlarla dolu bir taç taşır.

• Lucia ve beraberindekiler şarkılar söyleyerek insanlara umut ve ışık getirir.

• Genellikle bu günde safranlı çörekler (lussekatter) ve kahve gibi özel yiyecekler hazırlanır.

Aziz Lucia, hem dini hem de kültürel olarak karanlıkta bir umut ve ışık sembolü olarak önemli bir figürdür.

Lucia nın başındaki mumlarla hapiste yatanlara ya da mağarada saklananlara yemek götürdüğü anlatısı doğru mu?

Evet, bu anlatı Aziz Lucia’nın hikâyesinin bir parçasıdır ve halk arasında yaygın bir şekilde aktarılır. Efsaneye göre, Aziz Lucia, Hristiyan inancını benimsedikten sonra Siraküza’daki (Sicilya) zulme uğrayan Hristiyanlara yardım etmeye karar verir.

Bu süreçte, zulüm nedeniyle yer altındaki mağaralarda saklanan Hristiyanlara yemek ve erzak taşır. Ellerinde yiyecek taşımak için ellerinin serbest kalması gerekiyordu. Bu yüzden, başına mumlardan yapılmış bir taç yerleştirerek mağaraları aydınlatır.

Bu Hikâyenin Anlamı

• Işık: Lucia’nın başındaki mumlar, hem literal olarak karanlık mağaraları aydınlatır hem de onun “ışık getiren” (Lucia’nın adı “ışık” anlamına gelir) bir figür olmasını simgeler.

• Hizmet ve Fedakârlık: Bu hikâye, Lucia’nın Hristiyan topluluğuna olan fedakârlığını ve cesaretini vurgular.

Bu anlatı, Aziz Lucia’nın ışığı ve iyiliği simgeleyen bir figür olarak görülmesini destekleyen temel unsurlardan biridir. Ancak bu hikâye daha çok efsanevi ve semboliktir; tarihsel bir belgeye dayanmaz. Hristiyan geleneklerinde bu tür hikâyeler, azizlerin erdemlerini ve inançlarını daha iyi anlatmak için halk arasında yaygınlaşmıştır.

Bunu biraz daha detaylandırabilir misin?

Tabii, Aziz Lucia’nın mumlarla yemek götürdüğü hikâye, hem dini hem de sembolik bir anlatım olarak derin bir anlam taşır. Bu anlatı, Aziz Lucia’nın fedakârlığını, cesaretini ve inancını vurgulayan detaylarla şekillenmiştir. İşte daha geniş bir bakış:

Lucia’nın Hayatı ve İnancı

• Aziz Lucia, Roma İmparatorluğu döneminde, Hristiyanların zulüm gördüğü bir zamanda yaşamıştır. Sicilya’nın Siraküza şehrinde doğmuş ve Hristiyan inancını erken yaşta benimsemiştir.

• Lucia, Tanrı’ya kendini adadığı için servetini fakirlere dağıtmış ve pagan bir adamla evlenmeyi reddetmiştir. Bu nedenle Roma yetkilileri tarafından hedef alınmıştır.

Yeraltındaki Hristiyanlara Yardım

• İsa’nın izinden giden erken dönem Hristiyanlar, baskılar nedeniyle yeraltındaki mağaralara ve katakomblara (yeraltı mezarları) sığınmışlardır. Bu insanlar hem açlık hem de hastalık gibi zorluklarla karşı karşıyaydı.

• Lucia, zulme rağmen bu insanlara yardım etmeye karar verdi. Onlara yiyecek ve erzak taşımak için hayatını tehlikeye attı.

Mumların Anlamı

• Anlatıya göre, Lucia hem ellerinde yiyecek taşımak hem de karanlık mağaralarda yolunu bulmak için başına mumlardan oluşan bir taç takmıştır.

• Pratik Anlam: Mumlar, mağaraların karanlık yollarını aydınlatırken ellerinin serbest kalmasını sağlamıştır.

• Sembolik Anlam: Lucia’nın mumları, onun Hristiyan inancını aydınlatıcı bir figür olarak temsil eder. Hristiyan geleneğinde ışık, genellikle Tanrı’nın yolunu ve umudu simgeler.

Fedakârlık ve Cesaret

• O dönemde Hristiyanlara yardım etmek, ölümle cezalandırılabilecek bir suçtu. Ancak Lucia, başkalarının hayatını kurtarmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için kendi hayatını riske atmıştır.

• Bu, onun sadece bir azize değil, aynı zamanda bir umut sembolü olarak görülmesine neden olmuştur.

Lucia ve Şehit Edilişi

• Lucia’nın Hristiyanlara yardım ettiği öğrenildiğinde pagan yetkililer tarafından yakalanmış ve işkence edilmiştir.

• Efsaneye göre, gözleri çıkarılmış olmasına rağmen inancını bırakmamış ve bu nedenle göz hastalarının koruyucusu olarak kabul edilmiştir.

Lucia Günü’nün Bağlantısı

• Lucia Günü’nün (13 Aralık) mumlarla kutlanması, bu hikâyeye dayanır. Lucia’yı canlandıran genç kızlar, beyaz bir elbise giyer ve başlarında mumlardan yapılmış bir taç taşır.

• Bu gelenek, hem onun ışığı taşıyan bir figür olduğunu hatırlatır hem de insanlara umut ve yardım etme çağrısı yapar.

Hikâyenin Evrensel Mesajı

• Karanlıkta Işık Olmak: Lucia’nın mumları, karanlıkta sıkışıp kalmış insanlara bir umut ışığı taşıdığı anlamına gelir. Bu, zor zamanlarda insanlara yardım etmenin önemini hatırlatır.

• Cesaretin Gücü: Lucia, büyük bir zulüm altında bile inancını ve başkalarına yardım etme kararlılığını kaybetmemiştir.

Aziz Lucia’nın bu hikâyesi, hem dini bağlamda hem de insanlığın ortak değerleri açısından büyük bir ilham kaynağıdır.

Bu hikayeyi Risale-i Nur anlatısıyla da ilişkilendirebilir miyiz?

Aziz Lucia’nın mumlarla karanlık mağaralarda saklanan insanlara yardım ettiği hikâyesini Risale-i Nur perspektifiyle ilişkilendirmek, oldukça zengin bir manevi ve sembolik bağ kurmayı mümkün kılar.

Risale-i Nur, iman, hakikat, fedakârlık ve karanlıklar içinde bir “nur” (ışık) olmanın önemine vurgu yapan bir eser olduğundan, Aziz Lucia’nın hikâyesindeki temel mesajlarla ortak birçok noktası bulunmaktadır. İşte bazı bağlantılar:

1. Karanlıkta Işık Olmak

• Aziz Lucia’nın hikâyesi: Lucia, mumlardan bir taç takarak yeraltındaki mağaralarda yaşayanlara hem fiziksel hem de manevi bir ışık taşır. O, karanlık içinde bir umut kaynağıdır ve kendi güvenliğini riske atarak başkalarına yardım eder.

• Risale-i Nur’da Karanlık ve Işık: Bediüzzaman Said Nursi, eserlerinde karanlığı genellikle cehalet, zulüm ve dalalet (doğru yoldan sapma) ile ilişkilendirir. Işık ise iman, hakikat ve hidayeti temsil eder. Özellikle şu söz ilişkilidir:

“Nurun vazifesi zulümatı izale etmek ve vücuda ve eşyaya hüsn-ü cemalini göstermektir.”

Aziz Lucia’nın karanlıkta ışık taşıması, Risale-i Nur’un, cehalet ve dalaletin karanlıklarını iman nuruyla aydınlatma vazifesine çok benzer.

2. İmanın ve Fedakârlığın Önemi

• Aziz Lucia’nın hikâyesi: Lucia, inancı uğruna servetini fakirlere dağıtmış, hayatını riske atmış ve sonunda şehit edilmiştir. Onun fedakârlığı, sadece kendi kurtuluşunu değil, başkalarının da umudunu kurtarmaya yöneliktir.

• Risale-i Nur’da Fedakârlık ve İman Hizmeti: Bediüzzaman, hayatını insanlara iman hakikatlerini ulaştırmaya adamıştır. O da Aziz Lucia gibi, zulüm ve baskılarla karşılaşmış, sürgüne gönderilmiş ve hapsedilmiştir. Risale-i Nur’da fedakârlık şöyle vurgulanır:

“Nefis için değil, başkaları için çalış; zira kendine çalışmak hem hodgâmlık, hem bir nevi tâgallüptür.”

Lucia’nın başkalarının iyiliği için hayatını adaması, Risale-i Nur’da tarif edilen “hizmet-i imaniye” anlayışına güçlü bir paralellik taşır.

3. Karanlıkta Ümitsiz Kalmamak

• Aziz Lucia’nın hikâyesi: Lucia, zulüm dönemlerinde bile yeraltında saklanan insanlara yardım ederek ümitsizlik ve korkuya teslim olmaz. Onun taşıdığı mumlar, sadece fiziksel değil, manevi bir ümit ışığını da temsil eder.

• Risale-i Nur’da Ümit ve Nur Kavramı: Risale-i Nur, karanlık zamanlarda ümitsiz kalmamayı, iman nuruyla her zorluğu aşmayı öğütler. Bediüzzaman, “Yeis (ümitsizlik), mani-i herkemaldir” diyerek ümitsizliğin insanı kemalden (olgunluk ve mükemmellikten) uzaklaştırdığını belirtir. Lucia’nın karanlıkta ışık taşıması, Risale-i Nur’un ümitsizliği reddeden ve karanlıkları dağıtan mesajıyla örtüşür.

4. Zulme Karşı Sabır ve İman

• Aziz Lucia’nın hikâyesi: Lucia, zalimlerin işkencelerine maruz kalır ancak inancından taviz vermez. Bu, onun sabır ve sebatını yüceltir.

• Risale-i Nur’da Sabır ve Sebat: Bediüzzaman’ın zulme uğradığı halde iman hizmetine devam etmesi, sabır ve sebatın Risale-i Nur’da nasıl temel bir erdem olduğunu gösterir. Şu sözler Lucia’nın tutumunu çağrıştırır:

“Musibetlerin tazyikatı altında iman-ı tahkikî kuvvetiyle sabır ve şükür içinde sebat etmek…”

5. Işık Getiren Figür ve İlahi Rahmet

• Aziz Lucia’nın ismi ve anlamı: Lucia, “ışık” anlamına gelir. O, zulüm ve karanlık içinde ilahi bir rahmetin temsilcisidir.

• Risale-i Nur’da Nur ve İlahi Rahmet: Risale-i Nur, Allah’ın nurunu, rahmetini ve hidayetini insanlara ulaştıran bir vesile olarak tanımlanır. Lucia’nın hikâyesi, Risale-i Nur’daki şu ayeti hatırlatır:

“Allah göklerin ve yerin nurudur.” (Nur Suresi, 35)

Bu, Lucia’nın ışık taşıyan bir figür olarak Allah’ın rahmetini insanlara ulaştırdığı şeklinde yorumlanabilir.

Sonuç ve Ortak Mesajlar

Aziz Lucia’nın mumlarla karanlıkta insanlara yardım etmesi ile Risale-i Nur’un cehalet ve dalalet karanlıklarını iman nuru ile aydınlatma çabası arasında güçlü paralellikler vardır. Her iki hikâye de şunları vurgular:

1. İnancın gücü ve cesareti: Zulüm karşısında inancından taviz vermeyenler, gerçek ışığın taşıyıcılarıdır.

2. Fedakârlık ve hizmet: Başkalarının iyiliği için fedakârlık yapmak, manevi bir görevin ifasıdır.

3. Ümitsizlikten kaçınma: Karanlık zamanlarda bile ışık ve umut aramak, hakikat yolcusunun şiarıdır.

Bu hikâye, Risale-i Nur’un ruhuna uygun şekilde, karanlıklar içinde bir “nur” olmanın ve zor zamanlarda insanlığa hizmet etmenin önemini anlatır.

Yazan: ChatGPT

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur

Redaktör: Esat Akbal

Skriven av ChatGPT

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur
Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur

Sankta Lucia – Vem är hon?

Sankta Lucia, eller heliga Lucia, är en helgonfigur som särskilt vördas inom kristen tradition i de skandinaviska länderna och i Italiens Sicilienregion. Hennes namn betyder “ljus”, och hon förknippas ofta med ljuset under de mörka vintermånaderna. Sankta Lucias berättelse är viktig både som ett helgon i den kristna tron och som en kulturell och folkloristisk figur.

Sankta Lucias historia och liv

  • Sankta Lucia föddes på 200-talet i Syrakusa, Sicilien.
  • Under det romerska imperiet förföljdes kristna. Lucia antog den kristna tron i ung ålder och dedikerade sig till Gud.
  • Hon förföljdes eftersom hon vägrade gifta sig med en hednisk man och hjälpte kristna. Enligt traditionen fick hon sina ögon utstuckna och blev slutligen martyr. Därför betraktas hon som de synskadades skyddshelgon.

Luciadagen

  • Sankta Lucia firas särskilt den 13 december. Dagen är förknippad med ljusets fest och firas mest i de skandinaviska länderna.
  • Enligt den gamla kalendern inföll Luciadagen på årets längsta natt. Därför ses Lucias ljus som en symbol för att skingra mörkret.

Traditioner kring firandet

  • I Skandinavien tar en flicka på sig rollen som Lucia, klädd i en vit klänning och bär en krona med levande ljus på huvudet.
  • Lucia och hennes följe sjunger sånger och sprider hopp och ljus till människorna.
  • Under denna dag förbereds ofta saffransbullar (lussekatter) och kaffe som en del av firandet.

Bar berättelsen om Lucia med ljusen som tog mat till fångar eller till de som gömde sig i grottor?

Ja, denna berättelse är en del av Sankta Lucias historia och är allmänt spridd bland folket. Enligt legenden bestämde sig Sankta Lucia för att hjälpa de förföljda kristna i Syrakusa (Sicilien) efter att ha antagit den kristna tron.

Under denna tid bestod förföljelsen av att kristna tvingades gömma sig i underjordiska grottor. Därför bar Lucia mat och förnödenheter till dem som gömde sig. För att ha händerna fria att bära maten satte hon ett ljuskrona på huvudet för att lysa upp vägen i grottorna.

Betydelsen av berättelsen

  • Ljus: Ljuset i Lucias krona lyser inte bara upp de mörka grottorna utan symboliserar också att hon är en figur som “bär ljus” (Lucias namn betyder “ljus”).
  • Tjänande och uppoffring: Berättelsen framhäver Lucias uppoffring och mod för den kristna gemenskapens skull.

Denna berättelse är en grundläggande del av varför Sankta Lucia ses som en symbol för ljus och godhet. Även om berättelsen är mer av en legend och symbolisk, är den ett kraftfullt sätt att illustrera helgonets dygder och tro. Inom kristen tradition är sådana berättelser vanliga för att förstärka helgonens exempel på tro och mod.

Kan vi relatera den här historien till Risale-i Nur-berättelsen?

Lucias historia och dess koppling till Risale-i Nur

Lucias berättelse om att bära ljus (ljusstakar) för att hjälpa människor som gömde sig i mörka grottor kan relateras till perspektivet i Risale-i Nur, som är en samling av andliga och intellektuella skrifter av Said Nursi.

Risale-i Nur betonar vikten av tro, uppoffring och att vara ett ljus i mörkret, vilket harmoniserar med det budskap som Lucias berättelse förmedlar. Här är några kopplingar mellan dessa två:

1. Att vara ett ljus i mörkret

• Lucias berättelse: Lucia bär en ljuskrona för att ge både fysiskt och andligt ljus till de som gömde sig i mörka grottor. Hon blir en symbol för hopp i en tid av förföljelse.

• Risale-i Nur om ljus och mörker: I Risale-i Nur används mörker som en symbol för okunskap, orättvisa och vilseledande, medan ljuset representerar tro, sanning och vägledning. Bediuzzaman Said Nursi skriver:

“Ljusets uppgift är att fördriva mörkret och visa skönheten i existensen och skapelsen.”

Lucias handlingar speglar denna idé, eftersom hon sprider hopp och sanning i en tid av andligt mörker.

2. Tron och uppoffringens betydelse

• Lucias berättelse: Lucia skänker bort sin rikedom till de fattiga och riskerar sitt liv för att hjälpa andra. Hennes uppoffring handlar inte bara om henne själv utan också om att ge andra hopp och stöd.

• Risale-i Nur om uppoffring och tjänande: Risale-i Nur betonar vikten av att tjäna andra utan själviskhet. Said Nursi säger:

“Arbeta inte för dig själv, utan för andra; eftersom att arbeta för sig själv är själviskt och egoistiskt.”

Lucias osjälviska handlingar speglar den anda av tjänande och tro som beskrivs i Risale-i Nur.

3. Att inte förlora hoppet i mörka tider

• Lucias berättelse: Trots förföljelse och fara förlorar Lucia aldrig sitt hopp. Ljusen hon bär symboliserar inte bara fysisk vägledning utan också andligt hopp för dem som är gömda i mörkret.

• Risale-i Nur om hopp och ljus: Risale-i Nur lär att man aldrig ska ge upp hoppet, även i de svåraste tider. Said Nursi skriver:

“Hopplöshet är ett hinder för all utveckling.”

Lucias handlingar som sprider ljus i mörkret är ett tydligt exempel på att övervinna hopplöshet och förmedla hopp.

4. Tålamod och tro i förföljelsens tid

• Lucias berättelse: Lucia uthärdar tortyr och orättvisa utan att ge upp sin tro, vilket gör henne till ett exempel på tålamod och uthållighet.

• Risale-i Nur om tålamod och uthållighet: Bediuzzaman framhåller att man, även under svårigheter och lidanden, bör visa tålamod och fortsätta tjäna tron. Han säger:

“Under prövningens tryck, med tron som styrka, visa tålamod och tacksamhet.”

Lucias mod och uthållighet speglar denna anda.

5. Att vara en ljusbärare och symbol för Guds nåd

• Lucias namn och betydelse: Namnet Lucia betyder “ljus”. Hon representerar en manifestation av Guds nåd och vägledning i mörka tider.

• Risale-i Nur om ljus och gudomlig nåd: Risale-i Nur beskriver ljus som en symbol för gudomlig vägledning och barmhärtighet. Följande vers från Koranen är relevant:

“Gud är himlarnas och jordens ljus.” (Koranen, 24:35)

Lucias handlingar kan ses som en representation av Guds ljus och nåd som förmedlas till människor i nöd.

Slutsats och gemensamma budskap

Lucias berättelse och Risale-i Nurs budskap har flera gemensamma teman:

1. Trons kraft och mod: Att inte kompromissa med sin tro trots förföljelse och faror.

2. Uppoffring och tjänande: Att tjäna andra och sprida ljus, även på bekostnad av sig själv.

3. Hoppets ljus i mörkret: Att aldrig förlora hoppet och vara ett ljus för andra i svåra tider.

Båda historierna påminner oss om vikten av att vara ett ljus i mörka tider och att tjäna mänskligheten genom tro och uppoffring.

Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap – “Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var?” – Gençlik Rehberi Okumaları 8

Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap - “Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var” - Gençlik Rehberi Okumaları 8

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Gençlik Rehberi okumalarında bu derste:

Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap –

“Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var?”

bölümü yer almaktadır.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ında Gençlik Rehberinde yer alan bölümler 11 yaşındaki Hüma kızımız tarafından okunmaktadır.

Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap - “Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var” - Gençlik Rehberi Okumaları 8
Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap – “Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var” – Gençlik Rehberi Okumaları 8

Risale-i Nur Talebeleri Tarafından Sorulan Bir Suale Cevap

“Âlem-i İslâmın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında, iki sene –şimdi on sene kadar oldu– ne bizden ve ne de her gün hizmetinizde bulunan Emin’den bir defacık olsun sormadınız, ehemmiyet vermediniz. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor; yahut onun ile meşgul olmanın bir zararı mı var?” diye Üstadımızdan sorduk.

O da elcevap diyor ki: Evet, bu Cihan Harbi’nden daha büyük bir hakikat, daha azîm bir hâdise hükmettiği için Cihan Harbi ona nisbeten çok ehemmiyetsiz düşüyor. Çünkü bu Cihan Harbi’nde iki hükûmet küre-i arzın hâkimiyeti için mürafaa ve muhakeme davasında bulunmaları içinde iki muazzam dinin musalaha ve sulh mahkemesine barışmak davaları açılarak ve dinsizliğin dehşetli cereyanı da semavî dinler ile mücadele-i azîmesi başladığı hengâmda, nev-i beşerin sosyalist tabakası ile burjuvalar taifesinin mahkeme-i kübralarında açılan büyük davalarından çok mühim öyle bir dava açılmış ve öyle muazzam bir hakikat meydana çıkmış ki o davanın tek bir adama isabet eden miktarı bu Cihan Harbi’nden daha büyüktür. İşte o dava da budur ki:

Şu zamanda her mü’min için belki herkes için küre-i arz kadar bir bâki tarla ve o tarla baştan başa bahçeler ve kasırlarla müzeyyen ebedî bir mülk almak ve o mülkü kazanmak veya kaybetmek davası açılmış. Demek, her bir tek adamın başına öyle bir dava açılmış ki eğer İngiliz ve Alman kadar serveti ve kuvveti olsa ve aklı da varsa, yalnız o davayı kazanmak için bütününü sarf edecek. Elbette o davayı kazanmadan evvel başka şeylere ehemmiyet veren, divanedir. Hattâ o dava o derece tehlikeye düşmüş ki bir ehl-i keşfin müşahedesiyle, bir yerde ecel elinden terhis tezkeresi alan kırk adamdan bir adam kazanabilmiş, otuz dokuzu kaybetmiş.

İşte bu ehemmiyetli, azîm davayı kazandıracak ve yirmi senedir tecrübelerle onda sekizine o davayı kazandıran bir dava vekili bulunsa elbette aklı başında her adam, o davayı kazandıracak öyle bir dava vekilini vazifeye sevk edecek bir hizmete her hâdisenin fevkinde ehemmiyet vermeye mükelleftir. İşte o dava vekilinin birisi belki birincisi, Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın i’caz-ı manevîsinden süzülen ve çıkan ve tevellüd eden Risale-i Nur olduğuna, binler onunla o davayı kazananlar şahittir.

Evet, bu küre-i arza memuriyetle gönderilen her insan, burada misafir ve fâni olduğu ve mahiyeti bir hayat-ı bâkiyeye müteveccih bulunduğu kat’iyen tahakkuk etmiştir. O her bir insan, bu zamanda hayat-ı ebediyesini kurtaracak olan istinad kaleleri sarsıldığından bu dünyasını ve içindeki bütün alâkadar ahbabını ebedî terk etmekle beraber, bu dünyadan binler derece daha mükemmel bâki bir mülkü de kaybetmek veya kazanmak davası başına açılmış. Eğer iman vesikası olmazsa ve beratı ve senedi olan itikadı sağlam bir surette elde etmezse o davayı kaybeder. Acaba bu kaybettiği şeyin yerini hangi şey doldurabilir?

İşte bu hakikate binaen, benim ve kardeşlerimin her birimizin yüz derece aklımız ve fikrimiz ziyadeleşse de bu muazzam vazife-i kudsiyenin hizmetine ancak kâfi gelebilir. Sair mesaile bakmak, bize fuzulî ve malayani olur. Yalnız bu kadar var ki Risale-i Nur şakirdlerinin bir kısmı öteki davalar içinde bulunduğu ve lüzumsuz, sebepsiz bazen bize akılsızların tecavüzleri ve taarruzları zamanlarında zaruret derecesinde, istemeyerek bakmışız. (*[3])

Hem de bu hakiki ve pek büyük dava haricindeki davalara ve boğuşmalara alâkadarane fikren, kalben karışmak zararlıdır. Çünkü böyle geniş, siyasî ve heyecan veren dairelere dikkat eden ve onlarla meşgul olan bir adam, kısa bir daire içinde vazifedar olduğu ehemmiyetli hizmetlerden geri kalır veya şevki kırılır.

Hem de o geniş, cazibedar siyaset ve boğuşma dairelerine dikkat eden bazen kapılır, vazifesini yapamadığı gibi selâmet-i kalbini ve hüsn-ü niyetini ve istikamet-i fikrini ve hizmetteki ihlasını kaybetmese de o ittiham altında kalabilir. Hattâ bu noktada bana mahkemede hücum ettikleri zaman dedim:

Güneş gibi hakikat-i imaniye ve Kur’aniye, yerdeki muvakkat ışıkların cazibesine tabi ve âlet olmadığı gibi o hakikati cidden tanıyan, değil küre-i arzdaki hâdisata, belki kâinata da âlet edemez, diye onları susturdum.

İşte Üstadımızın cevabı bitti, biz de bütün kuvvetimizle tasdik ettik.

Risale-i Nur Şakirdleri

***

KAYNAKLAR

https://www.risalekulliyati.com/kulliyat/genclik-rehberi/risale-i-nur-talebeleri-tarafindan-sorulan-bir-suale-cevap


GENÇLİK REHBERİ OKUMALARI – RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI’NDAN – ÜSTAD BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ – OKUYAN: HÜMA

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Gençlik Rehberi Okumalarında Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ında Gençlik Rehberinde yer alan bölümler Hüma kızımız tarafından okunmaktadır.

Önsöz - Gençlik Rehberi Okumaları 1

Önsöz – Gençlik Rehberi Okumaları 1


Birinci Söz - Gençlik Rehberi Okumaları 2 - Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız.

Birinci Söz – Gençlik Rehberi Okumaları 2 – Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız.


Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir. - On Üçüncü Söz’ün İkinci Makamı - GENÇLİK REHBERİ OKUMALARI 3

Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir. – On Üçüncü Söz’ün İkinci Makamı – GENÇLİK REHBERİ OKUMALARI 3


Bir Zaman Eskişehir Hapishanesinin Penceresinde Oturmuştum - Gençlik Rehberi Okumaları 4

Bir Zaman Eskişehir Hapishanesinin Penceresinde Oturmuştum – Gençlik Rehberi Okumaları 4


Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır - Gençlik Rehberi Okumaları 5

Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır – Gençlik Rehberi Okumaları 5


Birden İhtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme - Her güzel, güzelliğini sever ve elinden geldiği kadar muhafaza etmek ister ve bozulmasını istemez - Gençlik Rehberi Okumaları 6

Birden İhtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme – Her güzel, güzelliğini sever ve elinden geldiği kadar muhafaza etmek ister ve bozulmasını istemez – Gençlik Rehberi Okumaları 6


“Eyvah gençliğimizi bâd-i heva, belki zararlı zayi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız.” - Birkaç Bîçare Gençlere Verilen Bir Tenbih, Bir Ders, Bir İhtardır - Gençlik Rehberi Okumaları 7

“Eyvah gençliğimizi bâd-i heva, belki zararlı zayi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız.” – Birkaç Bîçare Gençlere Verilen Bir Tenbih, Bir Ders, Bir İhtardır – Gençlik Rehberi Okumaları 7

Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır – Gençlik Rehberi Okumaları 5

Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır - Gençlik Rehberi Okumaları 5

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Gençlik Rehberi okumalarında bu derste “Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır” bölümü yer almaktadır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ında Gençlik Rehberinde yer alan bölümler 10 yaşındaki Hüma kızımız tarafından okunmaktadır.

Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır - Gençlik Rehberi Okumaları 5
Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır – Gençlik Rehberi Okumaları 5

Risale-i Nur Külliyatı’ndan

GENÇLİK REHBERİ

Müellifi

Bedîüzzaman Said Nursî

Gençlik Rehberi’ne İlâve Edilmesi Lâzım Gelen Üstadımızın Bir Fıkrasıdır

Mersin’den gelen Rehber’in baş taraflarındaki “Mesele-i Mühimme” namındaki yirmi üç ve yirmi dördüncü sahifeyi çıkarmak münasiptir. Çünkü Nur’un mühim mesleği şefkat olmasından –erkeklerden ziyade– hem samimi hem ihlas ile kadınlar, Nurlar ile ciddi alâkadar oluyorlar. Bu iki sahifedeki şiddet; şefkat kahramanları olan o mübarek hemşirelerimiz, onunla meşgul olup müteessir olmasınlar. Çünkü bu mesele; İstanbul gibi yerlerde, açık saçık, yarım çıplak Rum, Ermeni kızlarına benzemeye çalışan bir kısım İslâm kızlarını ikaz etmek için yazılmıştır.

Halbuki İstanbul’daki, Rehber aleyhindeki münafıklar ve masonlar hem bu âhirde aleyhimizde bazı gazeteler bu noktaya yanlış mana vererek, bir kısım kadınların Risale-i Nur’a karşı olan alâkalarını zayıflatmak için iftiralarına medar olmuş. Şimdilik o iki sahife çıkarılsın. Yerine “Kadınlarla Muhavere” namındaki Kadınlar Rehberi konulsun.

Said Nursî

***

Hâşiye:

Nasıl ki bir zaman terbiye-i İslâmiyeye muhalif gizli komiteler, gençleri ifsad etmeye çalıştıkları gibi; şimdi de bîçare kadınları yoldan çıkarmak için bazı dinsiz ve gizli komiteler çalışıyorlar.

Bu ifsad komitelerinin iftiralarına medar olmamak için ellerinde “Gençlik Rehberi” olanlara yukarıdaki fıkradan birer tane verilsin.

Kadınlar da çıkarılan o iki sahifenin yerine “Kadınlarla Muhavere” namındaki İhtiyar ve Genç Hanımlar Rehberi’ni okusunlar. Ve çıkarılan iki sahifenin yerine, Üstadımızın yukarıdaki fıkrası konulsun.

***

KAYNAK


GENÇLİK REHBERİ OKUMALARI – RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI’NDAN – ÜSTAD BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ – OKUYAN: HÜMA (10 YAŞINDA)

https://dersdunyasi.net/ olarak düzenlediğimiz Gençlik Rehberi Okumalarında Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ında Gençlik Rehberinde yer alan bölümler 10 yaşındaki Hüma kızımız tarafından okunmaktadır.